İşgal altındaki Filistin, 27.009 kilometrekareden daha küçük
bir alana ve ormanların veya engebeli dağların olmadığı nüfusla dolu bir
araziye sahip küçük bir ülkedir. Bu ülke, uzun bir katliam, işkence ve baskı
geçmişine sahip ırkçı bir düşman tarafından işgal ediliyor, ancak Filistin'de
çok sayıda mücahit erkek ve kadın var. Bu nedenlerle altı Filistinli kahramanın
casus ve paralı askerlerle dolu bu topraklarda uzun süre saklanmaları zordur.
Elbette bu paralı askerler işgalci rejimin güvenlik güçleri değil bunlar,
kutsal amaçları işgalci rejime ve Siyonist yerleşimcilere destek olmak, onların
güvenlik ve refahlarını korumak olan Filistin Yönetiminin koordinasyon unsurlarıdır.
İşgalci Siyonist rejim güçleri 261 kontrol noktası kurdu ve
güçleri arasında olağanüstü hal ilan etti ve bu rejimin itibarına verilen büyük
yenilgiyi ve acı psikolojik travmayı en kısa sürede ve en az hasarla telafi
etmek ve bu altı kahramanın sınırı geçememesi ve komşu ülkelerde güvenli bir
yere gidememesi için casuslar tuttu.
Elbette, bu kahramanların mucizevi ve eşi benzeri görülmemiş
bu kaçışlarının ardından beş günlük özgürlüklerinden sonra yeniden
tutuklanmalarının, cani Siyonist rejime karşı direnişin kalesi olan hepimiz
için acı bir şok olduğunu kabul ediyoruz. Ancak bu kaçış harekâtı, uzun bir
savaşta şerefli bir muharebeydi ve bunu tüm dünyanın desteklediği düşman için
daha acı verici olacak olan başka kahramanca muharebeler ve harekâtlar ve belki
de daha büyükleri takip edecektir. Bu düşman, topraklarını ve kutsal alanlarını
özgürleştirme nihai hedeflerinden geri adım atmayacak insanların eliyle yenilgi
yaşayacak ve çöküşü başlayacaktır.
Bu 6 Filistinli kahraman, cezaevlerinde en son casusluk ve
dinleme cihazlarıyla donatılmış dünyanın en gelişmiş güvenlik servisine karşı
büyük bir zafer elde etmeyi başardı. Onlar, bu kibirli düşmanı yendiler ve ona
ölümcül bir darbe indirdiler ve bu kahramanları yetiştiren büyük millet için bu
yeterlidir.
Gerçek şu ki bu mahkumların görevi tam olarak tamamlandı ve
diğer konular ayrıntı sayılmaktadır. Bu kahramanlar şehadet talebeleri ve
direniş erleridir ve cezaevine ve hücrelerine dönüşleri bizler için büyük bir
onur ve hem cezaevi içinde hem de cezaevi dışındaki yoldaşları ve nesiller boyu
direniş için güzel bir örnektir.
Onlar ulusal ideallerini, ilkelerini ve istikrarını,
bazılarının Siyonist düşmanla uzlaşma ve normalleşme yaşadığı günlerinde
bölgesel ve uluslararası dikkatin ön saflarına geri döndürmeyi başardılar.
Bu kahramanların işgalci rejim ve bu rejimin servisleri
tarafından yeniden tutuklanmasından bahsetmek üzücü değildir; Aksine bu bir
onurudur ve bu kahramanların milletlerine ve gelecek nesillere hediye ettikleri
bu büyük zaferi kutlamalıyız.’