Ensarullah Hareketi lideri ve Yemen Devrimi Rehberi Seyyid
Abdulmelik Bedreddin el-Husi, bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada İran ile
Siyonist rejim arasındaki 12 günlük zoraki savaşa değinerek, “İran modeli,
gücün ilahi rehberlik, doğru karar alma ve direnişin sonucu olduğunu gösterdi”
dedi.
Yemen Devrim Lideri şunları söyledi:
“İran’ın en önemli güç unsurlarından biri, tutumundaki kararlılıktır. Geri adım
atmak veya taviz vermek yerine kararlı bir şekilde yanıt vermeye karar
verdiler. İşte bu etkili tepki, ABD ve Batı’nın kapsamlı desteğine rağmen
düşmanı saldırısını durdurmaya zorladı.”
Seyyid Abdulmelik, “İsrail, saldırının bedelini ağır bir
şekilde ödediği için saldırılarına devam edemedi. Bu durum, İslam ümmeti için
askeri hazırlığın ve halka dayanmanın önemini açıkça ortaya koymaktadır” diye
vurguladı.
İran’ın olası bir yeni saldırıya karşı çok daha şiddetli bir
karşılık vermeye hazır olduğunu belirterek, şöyle dedi:
“İran bugün öyle bir konuma geldi ki, siyonist düşmana önceki saldırılardan çok
daha sert darbeler indirebilecek güçtedir.”
Husi, Siyonist rejimin Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden
saldırılarına dikkat çekerek, “Siyonist düşman, 21 aydan fazladır Müslümanların
gözleri önünde Filistin halkını soykırıma tabi tutuyor” dedi.
Siyonist rejimin, sığınmacıların okullarda ve diğer kamu
alanlarında kaldığı merkezleri hedef alan yoğun saldırılarını şiddetle kınayan
Husi, bu saldırıların tam anlamıyla birer vahşet, suç işleme aracı ve
acımasızlık örneği olduğunu belirtti.
Seyyid Abdulmelik şöyle devam etti:
“Eğer kan emici siyonistler ve onların Amerikalı ortakları vahşi hayvanlar veya
kuduz köpekler olsaydı bile, şimdiye kadar Gazze halkının etini yemekten bıkmış
olurlardı. Ama ne kadar çok kadın ve çocuk kanına bulaşırlarsa iştahları o
kadar artıyor ve yeni öldürme yöntemleri icat ediyorlar.”
İsrail’in işlediği suçların bu rejimin gerçek yüzünü – kin,
saldırganlık ve vahşet anlamında – ortaya koyduğunu vurgulayan Husi, “Gazze’de
yaşananlar sadece siyonist rejimin değil, onun Batılı destekçilerinin gerçek
yüzünü de açığa çıkardı” dedi.
Uluslararası kurumların bu suçlar karşısındaki sessizliği ve
etkisizliğini de eleştiren Husi, şunları söyledi:
“Eğer bu kurumlar gerçekten mazlumların temsilcisi olsaydı, Filistin’in bir
asırdan fazladır süren işgaline karşı bir şey yaparlardı. Ama şimdi bu kurumlar
sadece suçlulara meşruiyet ve gerekçe sunma aracı haline gelmişlerdir.”
İslam ümmetinin içler acısı durumu hakkında uyarıda bulunan
Husi, İslam dünyasının bir kısmının sessizliğine, bir kısmının da düşmanla iş
birliği yapmasına üzüntüyle değindi:
“Ümmet güçlü ve net bir tutum alma kapasitesine sahipken, bugün bir kısmı
sadece izlemekle yetiniyor, bir kısmı ise düşmanın safında yer alıyor.”
Gazze’deki işgal suçlarına dair açıklamalarını sürdüren
Husi, şöyle konuştu:
“Siyonist Yahudi düşmanlar, kadın ve çocuk katliamı konusunda adeta
birbirleriyle yarışıyor ve bu konuda övünüyorlar. Bu rejimin askerlerinden
biri, Gazze’de 600 Filistinliyi öldürdüğünü övünerek açıklamış.”
İsrail askerlerinin sahadaki savaşlarda zayıf ve korkak
olduğunu belirten Yemen Devrim Lideri, şunları söyledi:
“Gazze’deki mücahit güçler onlarla bire bir savaşa girdiğinde, siyonist
askerler korkudan zırhlı araçlarına saklanıyor ve hareket edemez hale
geliyorlar.”
Husi, Gazze’deki yerleşim alanlarının sistematik şekilde
yıkıldığını da ifşa ederek, İsrail’in bu büyük yıkımı sürdürmek için
müteahhitlerle çalıştığını belirtti:
“Her müteahhit, yıktığı her bir ev için yaklaşık 1500 dolar para alıyor.”
Filistinlilere uygulanan abluka ve aç bırakma politikalarını
da şiddetle eleştiren Husi, şöyle dedi:
“İsrail düşmanı, açlık, ölüm tuzakları ve insani yardım dağıtımı sırasında
katliamlarla soykırımı sürdürüyor. İnsani yardım adı altında yapılan şeyler,
aslında ABD ve İsrail’in ortaklaşa tasarladığı ölüm tuzaklarıdır.”
Ensarullah lideri sözlerini şöyle tamamladı:
“Gazze halkı, birazcık gıda almak için bu merkezlere gitmek zorunda kalıyor ama
biliyorlar ki hedef olabilir ve öldürülebilirler.”
Seyyid Abdulmelik şöyle devam etti:
“Amerika ve İsrail, dünyadaki en büyük uyuşturucu yaygınlaştırıcılarındandır.
Bu araçla yalnızca ülkelerin ekonomisini değil, toplumların temelini de hedef
alıyorlar.”
Ensarullah lideri ayrıca Gazze’de sağlık altyapısının kasten
tahrip edilmesine de değinerek şunları kaydetti:
“İsrail, bombardımanlar ve abluka ile Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki tüm
hastaneleri ya tamamen yok etti ya da yarı kapalı ve kuşatma altında bir hale
getirdi.”
ABD’nin Tel Aviv’e verdiği kesintisiz desteğe işaret eden
Husi, “Amerika, yeni sevkiyatlarla binlerce bomba göndererek İsrail’e, Filistin
halkına ve diğer Müslüman milletlere karşı işlediği suçları sürdürmesinde
yardım ediyor” dedi.
Seyyid Abdulmelik el-Husi şu ifadeleri kullandı:
“Resmî açıklamalara göre, ABD İsrail’e toplamda 3.845 adet güdümlü bomba seti
göndermek üzere yüksek bütçeli bir anlaşma başlatmıştır. Bu bombaların her biri
yaklaşık 900 kilogram ağırlığındadır ve katliamları sürdürmek amacıyla
kullanılacaktır.”
Konuşmasının devamında Batı'nın İsrail'e verdiği çok yönlü
desteğe değinerek şöyle konuştu:
“Amerika, İngiltere, Almanya ve Fransa yalnızca silah desteği vermekle
kalmıyor; aynı zamanda insanları parçalamak üzere eğitilmiş özel köpekleri de
İsrail’e teslim ediyorlar.”
İşgal altındaki topraklardaki gelişmelere dair uyarıda
bulunan Husi, “Bugün Kudüs ve Batı Şeria’da gerçekleştirilen birçok eylem,
Siyonistlerin nihai hedefi olan Mescid-i Aksa’nın yıkımına bir hazırlıktır”
dedi.
Yemen Devrimi Lideri, Mescid-i Aksa’nın mevcut durumunu çok
tehlikeli olarak niteleyerek, İslam dünyasının resmî çevrelerinin tepkisindeki
ilgisizlik ve duyarsızlığı sert şekilde eleştirdi:
“Kutsal değerlere ve büyük anlamlara karşı İslam ümmetinin kayıtsızlığı,
ümmetin geleceği açısından büyük ve yıkıcı bir tehlikedir.”
Batı Şeria’da son beş ayda artan gerginliğe dikkat çeken
Husi, Cenin, Tulkarim ve Nur Şems mülteci kamplarında büyük çaplı yıkımların
gerçekleştiğini belirtti ve şöyle dedi:
“Batı Şeria’da 40 binden fazla Filistinli zorla evlerinden çıkarıldı ve büyük
acılarla mücadele ediyorlar.”
Seyyid Abdulmelik, İsrail’in Batı Şeria’daki işgal
uygulamalarından birine daha dikkat çekerek şunları söyledi:
“Filistin coğrafyasının duvarlar ve kontrol noktalarıyla parça parça edilmesi,
İsrail’in halk üzerinde uyguladığı baskıcı ve zalimane politikalarının bir
parçasıdır.”
Tarihsel bir karşılaştırma yapan Husi şöyle konuştu:
“Bazı Arap orduları sadece altı günde yenilmişken, Gazze’deki mücahitler
kuşatma ve yoğun savaşa rağmen 21 ayı aşkın süredir direniyor ve ayakta
kalıyor.”
Seyyid Abdulmelik, İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik
tekrar eden saldırılarını “en tehlikeli ihlallerden biri” olarak nitelendirdi.
İsrail’in Suriye’deki eylemlerini ise gerçek bir tehdit olmaksızın,
açgözlülükle sürdürülen yayılmacı planların devamı olarak tanımladı.
Son olarak, İrlanda hükümetinin Siyonist yerleşim
bölgelerinde üretilen ürünlerin ithalatını yasaklayan yasayı onaylamasını
olumlu bir adım olarak değerlendiren Husi, şunları söyledi:
“Her ne kadar bu adım sınırlı olsa da, pratik bir yolda atılmıştır. Arap ve
İslam ülkeleri, Siyonist rejime karşı siyasi ve ekonomik boykot gibi daha büyük
adımlar atmalıdır.”
Seyyid Abdulmelik el-Husi, İsrail'in uluslararası düzeyde
kuşatılması ve tecrit edilmesi için ciddi adımlar atılması çağrısında bulundu.
Yemenli birliklerin geçtiğimiz hafta içinde Yafa, Beerşeba, Askalan ve Umman
El-Reşraş (Eilat) bölgelerindeki hedeflere yönelik 10 füze ve İHA operasyonu
düzenlediğini açıkladı.
Seyyid Abdulmelik, Kızıldeniz, Bab el-Mendeb Boğazı, Aden
Körfezi ve Umman Denizi’nde İsrail gemilerine yönelik tam deniz ablukasının
hâlen sürdüğünü ve tamamen başarılı olduğunu vurguladı.
Ensarullah lideri uyararak şunları söyledi:
“Eğer İsrail, Gazze savaşını sonlandırmayı ve Filistin davasını tamamen ortadan
kaldırmayı başarırsa, bir sonraki hedefi bölgedeki diğer milletler olacaktır.”
Arap ve İslam ümmetinin mevcut durumu hakkında eleştirilerde
bulunan Husi şöyle devam etti:
“Filistin’in işgalinin başından beri Siyonistler ‘Araplara ölüm’ sloganını
atıyor. Onların doğasında suç işlemek ve kin beslemek var. Böyle bir düşmana
karşı cihadi direniş göstermek; akıllıca, bilinçli ve hayati bir karardır.”
ABD ve İsrail’in “Ortadoğu’yu değiştirme” söylemlerine
işaret ederek, bu değişimin düşman Siyonist rejim lehine planlandığını,
halklara teslimiyet ve savunmasızlık dayatmak için yapıldığını söyledi.
Husi şu vurguyu yaptı:
“Amerika ve İsrail, Müslüman milletlerin özgürlüğünü, bağımsızlığını, insan
onurunu ve imanla gelen izzetini yok etmek istiyorlar. Nihai hedefleri, tam ve
mutlak bir egemenliktir.”
İslam ümmetinin izzet ve huzura ancak direniş ve ilkelerine
bağlılık yoluyla ulaşabileceğini, teslimiyetle asla bu sonuca varılamayacağını
vurguladı.
Gazze’deki Filistin direnişini öven Husi şöyle dedi:
“Son derece sınırlı imkânlara rağmen Gazze'deki mücahit savaşçılar, Siyonist
düşmanı askeri sahada çaresiz ve şaşkın bir hale getirdi. İsrail ne direnişi
yok edebildi, ne de esirlerini geri alabildi — ancak anlaşma ve esir takası
yoluyla bazı ilerleme sağlayabildi.”
Sivil hedeflerin vurulmasının zafer anlamına gelmediğini,
aksine İsrail’in askeri açıdan başarısızlığını örtme çabası olduğunu söyledi.
İran’ın stratejisi caydırıcı bir formül oldu
Husi konuşmasının sonunda şunları vurguladı:
“İran’ın yaptığı şey, düşmanlara karşı etkili bir caydırıcılık formülüdür. Bu
formül; hazırlık, ezici karşılık ve halk desteğine dayanmaktadır.”
Barış değil, teslimiyet
Siyonist rejimin geniş çaplı saldırılarına ve Batı’nın askeri desteğine işaret
ederek, “İsrail ve destekçileri bizi iki seçenekle karşı karşıya bırakıyor: Ya
teslimiyet ve zillet ya da direniş ve duruş. Biz bu dayatılan denklemi
reddediyoruz. Siyonist düşmanla barış diye bir şey yoktur; bu yalnızca
teslimiyettir” dedi.
Yemen'in tutumuna yönelik baskıların etkisiz kaldığını
belirten Ensarullah lideri, şunları söyledi:
“Gerginliğin ikinci aşamasında Amerika, bombardıman uçakları ve görünmez savaş
uçaklarıyla 1700'den fazla hava ve deniz saldırısı gerçekleştirdi ama
tutumumuzu değiştiremedi. İsrail ise şimdiye kadar Yemen’e beş saldırı
düzenledi; 107 hava ve deniz bombardımanı gerçekleştirdi. Ancak bu saldırılar
yalnızca bizim azmimizi ve direncimizi artırdı.”
Seyyid Abdulmelik kararlılıkla şunu söyledi:
“Düşmanın tehditleri ve saldırıları karşısında ne geri adım atıyoruz, ne de
tutumumuzdan şüphe duyuyoruz. Bizim bu direnişimiz, Allah yolunda bir cihattır;
onurludur, verimlidir ve hem bu dünyada izzet, hem ahirette sevap getirir.”
Yemen halkı meydanlara çıkacak
Yemen halkını da öven Husi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tutumumuzun doğruluğuna ve adaletine tamamen inanıyoruz. Bu inançla, yarın
başkent Sana’da ve diğer illerde halkımız milyonlar halinde sokaklara
dökülecek. Bu toplu varlık, Allah yolunda cihat ve mazlum Filistin halkına
destek anlamına gelmektedir. Direniş yolunun devam edeceğini haykıracaktır.”
Seyyid Abdulmelik el-Husi son olarak şunu vurguladı:
“İslam ümmetinin doğru tutumu, Allah’ın belirlediği çizgi üzere hareket etmek;
cihad, iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmaktır.”