Hamas’ın üst düzey liderlerinden
Usame Hamdan, Cumartesi akşam Gazze savaşı ve Filistin iç sahasındaki
gelişmelere ilişkin yaptığı konuşmada, Hamas’ın, Filistin ulusal birliğine
bağlı olan ve ulusal sorumluluğu üstlenen tüm taraflarla birlikte bir ulusal
özgürlük mücadelesi verdiğini açıkladı.
Usame Hamdan bir televizyon
kanalına verdiği röportajda şöyle konuştu: "Filistin halkına yönelik
saldırıların tamamen ve kesin bir şekilde durdurulmasını içermeyen hiçbir
teklife önem vermeyecek. Geçtiğimiz Ocak ayında imzalanan anlaşma dışında
sunulan hiçbir plana yanıt vermemeye karar verdik. Böylece Filistinlilerin
kanına saygısızlık edilmesini önlemek istiyoruz. Hamas, vizyonunu Ocak ayında
imzalanan anlaşmaya bağlılık çerçevesinde ya da Siyonistlerin Gazze Şeridi'nden
tamamen çekilmesi, sınır kapılarının açılması ve uzun vadeli bir ateşkesi
içeren kapsamlı bir anlaşma temelinde belirledi ve bu girişimi önerdi."
Hamdan, Gazze'deki direnişin
silahı konusundaki Hamas ve diğer Filistinli direniş gruplarının temel tutumunu
vurgulayarak şunları söyledi: "İşgal sürdüğü sürece direnişin silahı
müzakere edilemez. Hamas, 'savaşın durdurulması' terimini kabul ediyor, ancak
Siyonist düşmanın kendi hayalinde pazarlamaya çalıştığı 'savaştan sonraki gün'
kavramını tamamen reddediyor."
Hamdan ayrıca konuşmasında
Filistin Özerk Yönetimi ve lideri Mahmud Abbas’ın ihanet içeren ve sorumsuz
tutumlarını sert bir şekilde eleştirerek şöyle dedi: "Mahmud Abbas'a,
Filistin halkı arasındaki birliği yeniden sağlamak için birçok fırsat sunduk,
ancak o bu çabaların hepsine engel oldu."
Hamdan şöyle devam etti:
"Mahmud Abbas ile siyasi anlaşmazlıkları birçok kez aşmamıza rağmen, onun
direniş savaşçılarına saldırması ve onları çok çirkin ve kaba ifadelerle
aşağılaması, buna karşın Siyonist suçluları övmesi büyük bir üzüntü kaynağıdır."
Usame Hamdan şunları da ekledi:
"Savaşlar boyunca Filistin için sabit kalan tek meşruiyet, direnişin
meşruiyetidir. Filistin Merkezi Konseyi toplantısının Filistinliler arasında
birlik sağlayacağını düşünmüştük, ancak bu gerçekleşmedi. Direnişe yönelik
saldırılar, Mahmud Abbas’ın Filistin Özerk Yönetimi Başkanlığı görevine
uygunluğu konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu."
Hamas’ın üst düzey lideri, Mahmud
Abbas’ın yerine Hüseyin eş-Şeyh’in atanmasıyla ilgili yorum yapmayacağını
belirterek, Abbas’a hitaben şunları söyledi: "Biz, Şehit el-Kassam,
Hüseyni, Yasin ve şehit arkadaşlarımız Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'nin
evlatlarıyız; sizin söylediğiniz kişiler değiliz."
Bu Hamas liderinin tepkisi, geçen
Çarşamba günü Ramallah'ta düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü Merkezi
Konseyi'nin 32. oturumunda Mahmud Abbas’ın Hamas savaşçıları ve Gazze'deki
diğer direniş güçlerine yönelik kullandığı hakaret dolu ve küstah ifadelerin
ardından geldi. Abbas, İsrailli esirlerin işgalcilerin şartlarına göre serbest
bırakılması çağrısıyla açıkça Siyonistlerin aldatıcı hedefleriyle aynı çizgide
durdu.
Hamas, Mahmud Abbas’ın bu
küstahlıklarına cevaben yaptığı açıklamada, Filistin Merkezi Konseyi
toplantısının tamamen gayri milli bir görünüm sergilediğini ve birçok
Filistinli grubun bu toplantıyı boykot ettiğini vurgulayarak şöyle dedi:
"Başkan Mahmud Abbas’ın direniş gruplarına ve savaşçılara yönelik eşi
görülmemiş ve kabul edilemez hakaret ve küstahlığını şiddetle kınıyoruz. Bu
çirkin davranış, Filistin ulusal durumunun direnişe daha fazla destek
verilmesini gerektirdiği bir zamanda gerçekleşmiştir; direnişe zarar verilmesi
veya işgalci rejimin suçlarının sorumluluğunun direnişe yüklenmesi değil."
Hamas açıklamasında ayrıca,
Filistin halkının, büyük fedakârlıklarına ve şehitlerin kanına sadık kalacak
kapsayıcı bir ulusal liderliği hak ettiğini, işgalci düşmanla işbirliği yapan,
düşmanın ve yabancı tarafların dikte ettiği şartlara boyun eğen ve tek taraflı
bir yaklaşımla iç bölünmeleri derinleştiren bir liderliği hak etmediğini vurguladı.