Bir süredir en
hayalperest Siyonistler bile gerçeklerle yüzleşmiş ve az çok Lübnan
Hizbullah'ının askeri gücünü itiraf etmektedir. Bölge haberlerini takip edenler
belki birkaç yıl önce Siyonist rejim gazetelerinden "Jerusalem
Post"un haberini okumuşlardır. Bu gazete 15 Aralık 2020’de Lübnan
Hizbullah Hareketini Siyonist rejim için büyük bir tehdit olarak değerlendirmiş
ve bu direniş grubunun yüksek füze gücüne sahip olduğunu itiraf etmişti.
Elbette bu tür itiraflar
Siyonistler arasında yıllardır yaygın. Ancak bu yeni raporu biraz farklı kılan
şey, bu raporda geçen ifadelerdi. Lübnan Hizbullah'ı 33 gün savaşında (2006
yılında) 4 binden az mermi fırlatırken, Hizbullah'ın bugün karadan karaya ateş
gücü dünya ordularının %95'inden daha fazladır. Bu rapor yaklaşık 3 yıl
öncesine ait ve Hizbullah askeri gücünü her ay artırıyor ve birçok gelişme,
savaşta ortaya çıkacağı güne kadar gizli kalıyor!
GÜNDE 3000 KORKUNÇ
FÜZE!
İşgal altındaki
toprakların kuzeyinde Hizbullah'ın saldırı ateşinin henüz söndürülmediği bir durumda,
apartheid rejimi İsrail’in AIPAC dergisi şunu yazdı: ‘İsrail ile Hizbullah
arasında topyekün bir savaş olması durumunda bu hareket İsrail'i günde 3 bin
füzeyle bombalama kapasitesine sahiptir.
Hizbullah, savaşın ilk on
günü boyunca bir günde, çeşitli silahlarla 3 bine yakın bombalama operasyonu
gerçekleştirebilecek kapasitededir. Eğer savaş uzarsa, Hizbullah iki ay boyunca
İsrail'e günde bin roket fırlatabilecektir ve buna Lübnan'a kara saldırısı
durumunda İsrail güçlerinin karadan bombardımana uğraması dahil değildir.
İşgal altındaki
Filistin'in kuzey sınırlarında Siyonist rejimin karşı karşıya olduğu güvenlik
sorunlarını araştıran ALMA Araştırma Enstitüsü, bir raporunda, Lübnan
Hizbullah'ının elinde olduğuna inanılan silah cephaneliğini ortaya çıkardı. Bu
araştırma enstitüsünün uzmanlarına göre, Lübnan Hizbullahı'nın elinde toplam 75
bin roket ve binlerce mermi var. Bunların arasında yüzlerce hava savunma
füzesi, kıyı savunma füzesi, seyir füzesi ve su altı tespit füzesi yer alıyor.
İbranice yayınlanan Maariv
gazetesinin haberine göre, Hizbullah'ın füze projesi sadece "Fetih-110
füzesi ile sınırlı değil ve aynı zamanda hassas operasyonları da içeriyor ve bu,
diğer füze türlerini değerlendirmek için yapılıyor.
Maariv’in haberine göre, bu
enstitü, 2021'de Lübnan Hizbullah'ının her türden yaklaşık 2 bin uçaksavar
füzesine ve binlerce insansız hava aracına sahip olduğunu ve bu hareketin her
türden 2 bin 500 uçaksavar füzesinden oluşan kalıcı bir cephaneliğine sahip
olduğunu tahmin ediyordu.
Bu Siyonist araştırma
enstitüsü raporunda, Hizbullah'ın Lübnan topraklarında silah üretme kabiliyeti olduğunu
itiraf etti ve İran'ın Lübnan Hizbullah'ına silah desteği sağladığı yönünde
iddialarda bulundu ve “Muhtemelen İranlıların yardımıyla Hizbullah
cephaneliğini güncelleyip muhafaza edebildi” dedi.
İsrail araştırma enstitüsünün
raporuna göre Lübnan'da yerli silah üretimi, İsrail ile Hizbullah arasındaki
topyekun savaş sırasında bile devam edecek ve eğer İsrail ile böyle bir savaş
başlarsa Hizbullah, sahip olduğu silah sayısıyla 10 gün boyunca işgal altındaki
toprakların derinliklerindeki noktalara 3 bine yakın roket atabilecek. Böyle
bir savaşın iki ay daha süreceğini varsayarsak Hizbullah, işgal altındaki
topraklara yönelik ağır saldırılarını günde en az 1000 roket atarak
yönetebilecektir.
ONLARCA FÜZE VE İHA
SALDIRISI
Bilgili kaynaklar, Güney
Lübnan'dan işgal altındaki Filistin topraklarının kuzeyindeki yerleşim
birimlerine 40 roket atıldığını bildirdi. El-Cezire muhabiri, Güney Lübnan'dan
İsba El Celil ve Yukarı El Celil'e 40 roket atıldığını duyurdu. Bu muhabirin
ifadesine göre, Ocak ayından bu yana ilk kez Hayfa şehrinde uyarı sirenleri
çaldı. İbrani kanallarından Kanal 12, Hayfa'da hava savunma sistemlerinin
devreye sokulduğunu yazdı. Bu kanal açıklamalarına, Ocak ayından bu yana ilk
kez Hayfa'da uyarı sirenlerinin çaldığını da ekledi. Bu kanalın iddiasına göre
Hayfa semalarında 2 İHA, el-Celile ve Golan semalarında ise onlarca füze yakalandı.
İşgalci rejim ordusu, Hayfa üzerinde bir hava hedefini yakaladığını iddia etti.
Bu kanalın iddiasına göre Hayfa semalarında 2 İHA, el-Celil ve Golan
semalarında ise onlarca füze durduruldu. Kaynaklar, Hayfa kenti, Yukarı Celile
ve işgal altındaki Golan'da uyarı sirenlerinin çaldığını vurguladı. İbrani
basınında çıkan haberlere göre, Yukarı Celile'deki Kaffar Hensiye kasabası
doğrudan hedef alınırken, Yukarı Celile'deki Eylet Haşahar kasabası da füzeyle
vuruldu.
İşgal altındaki
toprakların kuzeyinde, önlem füzelerinin şarapnel parçaları nedeniyle birçok
yerde yangınlar çıktı. Boşaltılmayan yerleşim yerlerinde alarmlar çalıyor. İtfaiye
ekipleri, roket isabetleri nedeniyle güney Golan ve Yukarı Celile'de ve birçok
yerde çıkan yangını söndürüyor.
Siyonist rejim medyası,
Lübnan'dan işgal altındaki Golan'a atılan roketler nedeniyle çıkan yangını
söndürmek için sekiz ekibin çalıştığını bildirdi. İbrani medyası, kuzeyde
gergin bir gün yaşandığını ve Tepe Ramim, el-Minare ve diğer yerleşim
yerlerindeki açık alanlara roket atıldığını bildirdi. Öyle ki sirenler Safed'in
doğusuna kadar çalıyordu. Lübnan Hizbullah hareketi bir açıklama yaparak şu
ifadelerde bulundu: ‘Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkına ve onların
cesur ve onurlu direnişine destek veren ve Siyonist düşmanın Bekaa bölgesini
hedef alan saldırısına yanıt veren İslami direniş savaşçıları "Ürdün"
kışlasındaki 210. Golan Tümeni'nin topçu alayı karargâhı ve zırhlı araç tugaylığını
onlarca Katyuşa füzesiyle hedef aldı. Milletin desteği ve Gazze'deki direniş
doğrultusunda direnişin hava savunma birimi Siyonist rejime ait uçağı karadan
havaya füze ateşleyerek Lübnan hava sahasını derhal terk etmek zorunda bıraktı.’
IRAK İSLAMİ
DİRENİŞİNİN İŞGAL ALTINDAKİ GOLAN'A SALDIRISI
Irak İslami Direnişi,
işgal altındaki Golan'daki İsrail’in askeri hedefini İHA saldırısıyla hedef
aldı. Irak İslami Direnişi Pazartesi gecesi şu açıklamalarda bulundu: ‘İsrail
ordusunun işgal altındaki Golan'daki askeri hedefi çok sayıda insansız hava
aracıyla hedef alındı. Irak İslami Direnişi, bu operasyonu Gazze Şeridi'ne
destek ve işgalcilerin Filistinlilere yönelik katliamına tepki olarak
gerçekleştirdiğini vurguladı.
ABD ASKERİ ÜSSÜNE İHA
SALDIRISI
Ayrıca haber kaynakları,
Suriye'nin el Tanf sınır bölgesindeki işgalci ABD’ye ait terör üssünde çok
sayıda patlamanın meydana geldiğini bildirdi. Irak'taki yerel kaynaklar, Salı
sabahı Suriye'nin doğusundaki el Tanf bölgesindeki ABD’nin terör üssüne iki
intihar İHA’sının saldırdığını duyurdu. Şu ana kadar haber kaynakları, ABD’nin terör
ordusunun Irak, Suriye ve Ürdün sınır üçgenindeki konumuna yönelik bu İHA
saldırısının ayrıntılarını bildirmedi. Ancak bu alanlar genellikle Irak
direnişinin eylem alanıdır.
Aynı zamanda Nuceba
hareketinin siyasi bürosu üyesi Firas el-Yasir şunları söyledi: ‘Irak direnişi işgalci
ABD güçlerinin Irak'tan çekilmesi konusunda bir şans daha vermeyecektir. Amerikan
tarafı yeni diyaloglar önererek Irak'ta daha fazla kalmanın peşindedir.’
ABD DÜŞÜNCE KURULUŞU;
YEMEN WASHİNGTON'UN DENKLEMLERİNİ ALT ÜST ETTİ
Bölgeden gelen bir diğer
haber ise Yemen direnişiyle ilgili. Washington merkezli Woodrow Wilson
Uluslararası Akademisyenler Merkezi şunları yazdı: ‘Amerikan, İngiliz ve Avrupa
Birliği gemilerinin Yemen saldırılarını durdurma çabaları şu ana kadar
başarısız oldu. Gelecekte de söz konusu çabaların başarıya ulaşması konusunda
pek bir umut yok. Yemen, Ortadoğu'da Amerika’nın güvenlik denklemini alt üst
etti.
ABD'YE BAĞLI CASUSLUK
AĞININ ORTAYA ÇIKARILMASI VE İŞGALCİLER
Yemen Yüksek Siyasi Konseyi
üyelerinden Ali Gahum, Amerikan-İsrail casusluk şebekesinin çökertilmesinin
ülkenin tarihinde önemli ve hassas bir dönemde gerçekleştiğini belirtti.
Güvenlik güçlerinin bu başarısının, tüm Yemen halkı için bir zafer olduğunu ve
Batı'nın şeytani planlarına karşı sürekli direnişlerinin bir sonucu olduğunu
ifade etti.
Ali el-Gahum, Yemen
güvenlik güçlerinin Amerikan-İsrail casus ağını çökertmesinin ülkenin tüm
alanlarda ve çatışmalarda (askeri, güvenlik ve diğer) zafer kazandığını kanıtlayan
tarihi bir başarı olduğunu belirtti.
Bu haber, Pazartesi
gecesi işgalci ABD ve İngiltere koalisyonunun ülkenin batısındaki kıyı eyaleti Hudeyde’nin
güneyinde yer alan el Tahita bölgesindeki el-Faze plajlarını hedef aldığı
sırada yayınlandı.