Güvenlik Konseyi, Guvernörler Kurulu ve benzeri kuruluşların
Siyonist rejime karşı bir eylemde bulunması beklenmiyor. Kınama dalgası İslam
ve Arap dünyasında çok güçlüydü ve bölgede bunu kınamayan neredeyse hiçbir ülke
yok. Bazı ülkeler kendi inisiyatifleriyle ortak bir açıklama yayınlayarak
kınadı.
Benimsediğimiz politikalarla uluslararası hukuk açısından
üstünlüğümüz var. Batı ile konuştuğumda bile söyleyecek hiçbir şeyleri yok ve
biz müzakere sürecindeyken rejim aniden bir saldırı gerçekleştiriyor ve neden
bunu kınamıyorlar? Diplomasi sürecinin ortasındaydık.
Siyonist rejimin nükleer tesislere saldırısını kimse
açıklayamıyor, Batı'nın bu saldırganlığı neden kınamadığını da. Bunu kendileri
açıklayamıyor. Haksız bir destek var.
Nükleer tesislere saldırmak affedilemez bir suçtur ve bu
uluslararası örgütlerde birçok kez tartışıldı ve bunu kendileri de biliyorlar.
Bu bağlamda, Amerikalılar'ı bu saldırılarda Siyonist rejimin yardımcısı ve
işbirlikçileri olarak görüyoruz. Bölgedeki ABD güçlerinin Siyonist rejimle
işbirliği yaptığına dair çok sayıda işaret var. En önemlisi, ABD başkanının
yaptığı ve sürekli olarak bizim dilimizi kullandığı tweetler ve röportajlar
var. Amerika'nın bu sahnedeki katılımının artık kanıta veya delile ihtiyacı
yok.
İran'ın savunma yetenekleriyle ilgili konuşan Irakçi, İran
Silahlı kuvvetlerinin gösterdiği canlı direnişin, Siyonist rejimin İran ulusunu
teslim edebilecekleri fikrinin yanlış ve boş bir fikir olduğunu yavaş yavaş
ortaya koyduğunu belirtti.
Irakçi, ‘Bu direnişin bir sonucu olarak, ülkelerin rejimin
saldırganlığından uzaklaştıklarına ve savaşın sona ermesi talebinin çoktan
başladığına ve artmaya devam edeceğine tanık olacağız. Bu, İran halkının
direnişinin ne kadar etkili olduğunu ve olacağını gösteriyor’ dedi.
İran Dışişleri Bakanı, ‘Witkoff ile arasındaki temasla’
ilgili yapılan haber konusunda şunları söyledi: Onlar gerçek isteklerini ifade
etmek ve sessiz bir dille müzakere etmenin daha iyi olduğunu söylemek
istiyorlar. Şunu açıkça belirteceğim ki, mevcut durumda ve Siyonist rejimin
saldırganlığının devam ettiği koşullarda, kimseyle müzakere etmek istemiyoruz.
Amerikalılar müzakere etmek istiyor ve birkaç kez mesaj gönderdiler, ancak bu
saldırganlık durana kadar müzakereye yer olmadığını açıkça söyledik.
‘Biz meşru savunmadayız ve savunma durdurulamaz’ diyen Irakçi:
‘Bu suçta ortak olan Amerika ile hiçbir görüşmemiz yok. Bazı ülkeler
arabuluculuk yaptı ve temas önerdi, ancak Amerikalılarla hiçbir temasımız
olmadı ve mevcut durumda da olmayacak. Yaptıkları haberler doğru değil’
ifadelerini kullandı.
Kimseden müzakere talep etmediklerini belirten Irakçi,
başkalarının İran ile müzakere ve görüşme talep etmesi durumunda sadece, bir
diyalog olacağını belirtti. Üç Avrupa ülkesinin ve AB dış politika şefinin
Cenevre'de dört kişilik bir diyalog talep ettiğini belirten Irakçi
‘Avrupalılarla her zaman diyaloğumuz oldu ve şimdi, söyleyecek bir şeyleri
varsa, İran'ın haklarını savunmaktan çekinmiyoruz ve çıkarlarımız çatışmadığı
sürece her durumda hazırız’ dedi.
Irakçi: 'Daha önce Avrupalılarla diyaloğumuz oldu ve şimdi
tutumlarını duymak için onlarla görüşeceğim. İran'ın haklarını savunmak için
hiçbir fırsatı kaçırmayacağız’ ifadelerini kullandı
Abbas Irakçi: ‘Bizim meselemiz sadece nükleer ve bölgesel
meseleler, elbette var olan savaş da konuşuluyor. Genellikle Avrupa ile farklı
konuda diyaloğumuz oluyor ve diyaloğun herhangi bir yükümlülüğü yok. Diyalog,
İran'ın ve halkının haklarını savunmak için. Bu diyalog nükleer meselelerle
ilgilidir ve füzeler konusunda kimseyle müzakere yapmadığımızı açıklığa
kavuşturmama izin verin ve herhangi birinin şüphesi varsa, İran'ın füze
kabiliyetinin ülke için olağanüstü bir savunma kabiliyeti olduğu konusunda
artık hiçbir şüphe yok’ vurgusunda bulundu.
Irakçi şöyle devam etti: Füze ülkenin savunması içindir ve
bu savunmayı gerçekleştiren füzelerimizdir. Her aklı selim insan savunma
kabiliyetlerinden asla taviz vermeyeceğimizi anlar. Gündemimizde böyle bir şey
kesinlikle yoktur.
İran'ın bir hastaneyi hedef aldığı iddialarına yanıt olarak
İranlı diplomat şunları söyledi: İşgal altındaki topraklarda hedef aldığımız hedefler
sadece askeri merkezlerdir ve Siyonist rejimin ekonomik merkezlerimize
saldırmasının ardından oradaki ekonomik merkezlere yönelik saldırılar da buna eklendi.
Hiçbir yerleşim bölgesini veya sivilleri, özellikle hastaneleri hedef almıyoruz.
Bu konuda çok dikkatliyiz.
Irakçi şöyle devam etti: Füzelerimizin gerçekleştirdiği
saldırılar dikkatlice planlanıyor ve ahlaki standartlara ve uluslararası hukuka
dayanıyor. İkinci nokta ise bu sözleri Gazze'deki hastaneleri kasıtlı olarak
hedef alan ve silahlı kuvvetlerinin hastaneye girip hastaları bombaladığı bir
rejimden duymak bir demagojidir. Bu gülünç./tesnim