İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekai yaptığı basın
açıklamasında, şu anda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran’da
herhangi bir denetçisinin bulunmadığını açıkladı. İran'ın, ajansla olan iş
birliğinin Meclis kararı doğrultusunda düzenleneceğini vurgulayan Bekai,
Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuda sorumluluk aldığını belirtti.
Bekai, Batılı ülkelerin Snapback olarak bilinen yaptırım geri dönüş sürecini
kullanmaya yönelik çabalarına da tepki göstererek, üç Avrupa ülkesinin bu
süreci kötüye kullanma hakkına sahip olmadığını ve böyle bir girişimin ciddi
sonuçlar doğuracağını ifade etti. “Bu ülkeler için bunun sonuçları olacak. Biz
daha önce bu konuda nasıl tepki vereceğimizi açıkça belirttik,” dedi.
Bekai, konuşmasında Gazze’deki insanlık dramına da dikkat
çekti. Siyonist rejimin ABD ve bazı Avrupa ülkelerinden aldığı silahlarla
Gazze’yi vurduğunu hatırlatan sözcü, uygulanan abluka nedeniyle açlığın
yaygınlaştığını ve bu durumun insanlık tarihinin en ağır soykırımı olarak kayda
geçeceğini söyledi. “BM Güvenlik Konseyi, ABD’nin engellemeleri nedeniyle bir
karar bile çıkaramıyor,” diyen Bekai, uluslararası toplumun etkisizliğini
eleştirdi.
Gazeteciler Gününe işaret eden Bekai, Gazze’de 230’dan fazla
gazetecinin şehit olduğunu hatırlatarak, “Bugün hakikat uğruna can veren
gazetecileri anıyoruz” dedi.
Bekai, Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın Pakistan ziyaretini
“ilişkilerde yeni bir dönem açacak önemli bir adım” olarak nitelendirdi.
Ziyarette kültürel iş birliği anlaşmaları ile serbest ticaret konusunda
mutabakata varıldığını belirtti. Pakistan halkının İran’a olan dostça tutumuna
da değinen sözcü, bu ülkenin Siyonist rejim karşısında sergilediği tavrın
takdire şayan olduğunu söyledi.
Ayrıca, İran’ın Türkmenistan’da düzenlenecek zirveye ve
Kırgızistan’daki Avrasya Ekonomik Birliği Zirvesi’ne katılacağını belirten
Bekai, İran’ın bu bölgesel yapılarla iş birliğine büyük önem verdiğini ifade
etti.
İngiltere Dışişleri Bakanı’nın İran’a yönelik suçlamalarına
yanıt veren Bekai, bu tür açıklamaların İngiltere’nin “sömürgeci zihniyetinin”
devamı olduğunu belirtti. UAEA’nın İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerine
ilişkin herhangi bir ihlal raporlamadığını vurgulayan Bekai, İngiliz
yetkililerin söylemlerinin sorumluluk doğurduğunu dile getirdi.
ABD'nin İran denizcilik sektörüne uyguladığı yeni
yaptırımlara da tepki gösteren Bekai, bu adımların uluslararası hukuka aykırı
olduğunu ve yalnızca İran’a değil, tüm ülkelere zarar verdiğini söyledi.
İran’ın bu tür tek taraflı adımlara karşı direnç geliştirmeyi başardığını
belirtti.
Bakayi, İran Dışişlerei Bakanı Abbas Arakçi’nin
müzakerelerin yeniden başlaması için tazminat şartı konulduğuna dair sözlerine
atıfta bulunarak, “Olası müzakerelerde ABD’den hesap sorulması ve tazminat
talebi mutlaka gündemde olacaktır” dedi. ABD’li yetkililerin bu açıklamalara
yönelik kaba tutumlarını eleştiren Bekai, “kaba tutum, uluslararası hukuka dair
cehaleti gösteriyor. Asıl gülünç olan ise ABD’nin işlediği suçlar ve İsrail’i
aklama çabalarıdır” ifadelerini kullandı.
UAEA ile işbirliğinin askıya alındığını açıklayan Bekai, “Şu
anda tesislere müfettiş erişimi değil, genel anlamda işbirliği askıda. İki
nükleer silahlı rejimin tesislerimize saldırmasına karşın UAEA bu durumu
kınamadı. Ajansın son raporu da siyasi zeminde yeni bahaneler yaratmak içindi.
Bu özel koşullar altında, ajansla ilişkinin yeniden değerlendirilmesi gerekir”
dedi.
Donald Trump’ın Gazze’de soykırım yaşanmadığı yönündeki
iddialarına tepki gösteren Bekai, “ABD’nin İsrail’i koşulsuz destekleyen
yaklaşımı, onu bu suçların ortağı yapmıştır. ABD’nin Gazze’ye yardım iddiaları
gerçeği değiştirmez. Washington’un rolü, İsrail’in suçlarını örtbas etmekten
ibarettir” ifadelerini kullandı.
Bekai, Azerbaycan’da tutuklu bulunan İran vatandaşlarına
yönelik kötü muamele haberlerini doğrulayarak, “Bu konuda Bakü’ye çok sayıda
resmi itiraz yazısı ilettik. İran olarak mahkumlarla ilgili insan haklarına
uygun davranış bekliyoruz. İki ülke arasında mahkum transferi anlaşması da
bulunmakta ve konu gündemimizdedir” dedi.
İran’ın nükleer programına ilişkin "MENARA (Ortadoğu Atom Araştırma ve Geliştirme Merkezi)
Girişimi" hakkında konuşan Bekai, “Herhangi bir öneri değerlendirilebilir;
ancak İran’da uranyum zenginleştirme, vazgeçilmez ve çok önemli bir haktır. Bu
hak teminat altına alınmadan hiçbir teklif kabul edilemez” dedi.
Katar, Umman ve Suudi Arabistan’ın nükleer konuda
arabuluculuk yaptığı iddialarını yalanlayan İsmail Bekai, “Böyle bir girişimden
haberimiz yok ve bu doğrulanamaz” diye konuştu.
Bekayi, İstanbul’daki son görüşmelerin devam edeceğini ancak
Avrupa üçlüsüyle yapılacak bir sonraki müzakerenin tarih ve yerinin henüz
belirlenmediğini söyledi. “Nükleer konuda ciddiyetle görüşmeler yürüttük. Ancak
Avrupa tarafı, müzakere dışı konularla süreci sabote etmeye çalışıyor” dedi.
Afganistan’daki durumu değerlendiren Bekayi, “Afganistan’da
yaşananlar hem İran’ın hem Pakistan’ın güvenliği açısından önemlidir. Her iki
ülke, bu konudaki gelişmeleri yakından takip etmekte ve görüşmelerde gündeme
almaktadır” dedi.
Arakçi’nin İran'ın Ajans ile yeni iş birliği talebini kabul
ettiği yönündeki açıklamaları hakkında, Bekai şunları söyledi: "Parlamento
kararına dayalı olarak iş birliği askıya alınmış durumdayız. Güvenlik açısından
normal şartlarda değiliz. Hem tesislerimizin hem de Ajans müfettişlerinin
güvenliği hayati önem taşıyor ve Ajans ile etkileşim şeklimizi yeniden gözden
geçirmemiz kesinlikle gerekiyor.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Abbas Arakçı’nın BM Genel
Sekreteri Guterres’e gönderdiği “snapback” konulu mektuba ilişkin yaptığı
açıklamada, bu tür yazışmalarda yanıt beklentilerinin olmadığını belirterek,
“Amacımız yalnızca görüşlerimizi kayda geçirmek ve diğer tarafları
bilgilendirmektir” dedi.
Bekai, Siyonist rejimin gazetecilere yönelik saldırılarına
ilişkin yaptığı açıklamada, “Uluslararası hukuka göre medya mensuplarına
saldırı kesinlikle yasaktır. Bu tür saldırılar savaş suçu kapsamına girer.”
dedi. Sözcü, bu konunun takibinin sürdüğünü de vurguladı.
Avrupa’nın İran’a yönelik yaklaşımı ve son olarak ABD ile
birlikte üç Avrupa ülkesinin yayımladığı ortak bildiriye de değinen Bekai, bu
bildirinin “asılsız ve dayanaksız iddialar içerdiğini” belirterek, “Bu
açıklamalar yalnızca dikkat saptırma çabasıdır. ABD ve Fransa’nın başını
çektiği bu ülkeler, İsrail rejiminin işlediği savaş suçlarına sağladıkları
silah ve siyasi destek nedeniyle hesap vermelidir” ifadelerini kullandı/tesnim