Hamas ile Siyonist rejim
arasındaki savaşın başlamasıyla birlikte Müslümanların ve dünyadaki tüm özgürlük
yanlısı insanların dünya ülkelerinden ciddi taleplerinden biri de Siyonist
rejimin askerlerine daha fazla darbe indirebilmek ve ekonomik baskı uygulamak
için bu gaspçı rejime enerji ihracatının durdurulmasıdır.
İmam Hamanei geçen hafta
yaptığı konuşmada Filistin meselesine değinerek şunları söyledi: “Siyonist
rejimin petrol ihracatının yolu kapatılmalıdır. İslami hükümetler Siyonist
rejimle ekonomik olarak işbirliği yapmamalıdır. İşgalci rejimin suç ve
cinayetleri, uluslararası formlarda kekelemeden kınanmalıdır.”
Hizbullah Genel Sekreteri
Seyyid Hasan Nasrallah da Cuma günü şunları söyledi: “Arap ve İslam hükümetleri
Siyonistlerle ilişkilerini kesmeli ve İsrail'e petrol, gaz ve gıda tedarikini
durdurmalıdır.”
Buradaki temel soru
Siyonist rejimin enerji alanında hangi ülkelerle işbirliği yaptığıdır. SolutiEN
Enerji Araştırmaları Enstitüsü, "İsrail ve Akdeniz gazına dayalı enerji
ilişkilerinin genişletilmesi" başlıklı raporunda bu soruyu yanıtladı.
*İsrail, İslam
İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkelerden petrol temin ediyor
İsrail'in işgal altındaki
topraklarda yer alan Hayfa ve Aşdod'daki iki rafinerideki toplam rafineri
kapasitesi günlük 300 bin varil olup, tedarik kaynağı, İslam İşbirliği
Teşkilatı'na üye ülkeler olarak kabul edilen başta Kazakistan ve Azerbaycan gibi
ülkelerden ithal edilen petroldür. OPEC üyesi Nijerya ve Gabon da petrol
ithalatının diğer ana kaynaklarıdır.
Toplamda İsrail'deki
enerji tüketim portföyünün %40'ı petrole bağlıdır. Irak Kürdistan bölgesi
merkezi hükümeti ile yerel yönetim arasındaki anlaşmazlıkların yayılmasıyla birlikte
bu bölgeden İsrail'e petrol ihracatının bu yıl durdurulması ile İsrail'in
petrol ithalat kaynaklarına Mısır ve Brezilya da eklendi.
*Mısır, İsrail'in ilk
enerji ortağıdır
Mısır'ın İsrail’le ilişkilerini
normalleştiren ilk İslam ülkesi olarak bu rejimle ilişkilerini normalleştirmesinin
ardından, bu ülkenin İsrail'e gaz ihracatı 2005 yılında 20 yıllık bir anlaşma
kapsamında başlamış ancak Mısır'daki siyasi devrimin ardından 2012 yılında
durdurulmuştu. Akdeniz sularında gaz rezervlerinin keşfedilmesiyle EMG boru
hattındaki gaz akışı tersine döndü ve Mısır, 2019 yılında İsrail'den gaz ithal
eden bir ülke haline geldi. Şu anda Mısır'ın toplam tüketiminin %8'ine denk
gelen 5 milyar metreküp gaz, EMG boru hattı aracılığıyla Mısır'a ihraç ediliyor.
* Ürdün, İsrail'den
ithal edilen doğalgaza bağımlı
Ürdün'ün enerji ve
elektrik üretimi için %90 oranında petrol ve gaz ithalatına bağımlılığı, bu
ülkeyi İsrail'in gaz ihracatının bir başka ana hedefi haline getirmiştir. İki
hükümet arasındaki ilk anlaşma 2016 yılında yapılmıştı. Buna göre Ürdün,
önerilen üç boru hattı aracılığıyla 15 yıl boyunca toplam 45 milyar metreküp alacaktır.
*Türkiye, İsrail'in
akaryakıt müşterisi
Bakü-Tiflis-Ceyhan ve
Kerkük-Ceyhan boru hatlarının son noktası olan Ceyhan limanı, İsrail'in ithal
ham petrolünün yüklenmesinde ve tedarikinde kilit rol oynuyor. Ürün ve
akaryakıt alışverişi açısından bakıldığında, 2016 yılından bu yana ve Türkiye
ile İsrail arasındaki ilişkilerin yeniden kurulmasından sonra İsrail’e toplam 200
milyon litre hava akaryakıtı ve gemi yakıtı (yaklaşık 250 milyon dolar
eşdeğeri) ihraç edildi ve İsrail'den 11 milyar litreden fazla (yaklaşık 5
milyar dolar eşdeğeri) mazot ve 11
milyar litreden fazla (yaklaşık 5 milyar dolara eşdeğer) dizel ithal edildi.
Tüm bu açıklamalar
dikkate alındığında, İsrail savaş uçaklarının Gazze'yi bombalamak için ihtiyaç
duyduğu enerji ve yakıtı hangi İslam ülkelerinden sağladığını çok kolay bir
şekilde tespit etmek mümkündür.