İran, 24 saatlik kısmi sakinliğin ardından perşembe sabahı
Tel Aviv, Beer Sheva ve Hayfa’ya yaklaşık 25 balistik füze fırlattı. İsrail
basını, üçü ağır çok sayıda yaralı olduğunu bildirdi. Beer Sheva'da askeri
istihbarat birimi C4I'nın Komuta Merkezi vuruldu. Tesis, siber komuta ve
telekomünikasyon altyapısını bünyesinde barındıran kritik bir istihbarat ve
siber güvenlik üssü olarak tanımlanıyor.
Saldırıda isabet alan Komuta Merkezinin yakınlarındaki
Soroka Hastanesi de zarar gördü. İsrail, hastanenin doğrudan hedef alındığını
iddia etti. İran'ın resmi haber ajansı IRNA, füze saldırısının askeri altyapıya
"kesinlikle" yöneltildiğini, hastanenin dolaylı olarak "küçük
hasar" aldığını vurguladı.
Her iki tesis de yüksek teknoloji firmalarına ev sahipliği
yapan Gav-Yam Teknoloji Parkı içinde yer alıyor. Parkın, askeri teknoloji ve
siber operasyonlarla bağlantılı çift kullanımlı tesisleri barındırdığı
biliniyor.
Analistler, sivil ve askeri bölgeler arasındaki bu belirsiz
sınırın, özellikle yoğun sivil nüfusa sahip kentsel alanlarda istikrarsız bir
güvenlik ikilemi yarattığını belirtiyor.
İsrailli askeri analist Dr. Eli Ben-Hur, “Bu saldırı, modern
savaşın değişen doğasını vurgulamaktadır. İstihbarat ve askeri birimler sivil
altyapı içine yerleştirildiğinde, uluslararası hukuka göre korunan bölgelerden
ayırmak zorlaşır.”
KENDİNE AYNA TUTTU
İsrail'in bir buçuk senedir Gazze'de HAMAS savaşçılarını
barındırdığını iddia ederek hastaneleri bombaladığını ve yıktığını
hatırlatalım. Tel Aviv, bu saldırıların ardından direnişçileri daima
hastaneleri kalkan olarak kullanmakla suçladı. İsrail sadece birkaç gün önce
Tahran'daki Farabi Hastanesi'ni de bombaladı.
Askeri ve sanayi tesisleri vurulduğunda derhal medya sansürü
getiren, fotoğraf ve görüntü alınmasını yasaklayan, Hayfa'da iki yabancı
gazeteciyi gözaltına alıp sınır dışı eden İsrail, yabancı basın mensuplarının
işini kolaylaştırmak için hastanede yabancı basın operasyon merkezi kurdu.
Başbakan Binyamin Netanyahu, İran'ı sivillere saldırmakla
suçladı. Savunma Bakanı İsrail Katz, İran lideri Ayetullah Hamaney’in hesap vereceğini
savundu. Muhalefet lideri Avigdor Liberman ise “İran nükleer silah sahibi
olsaydı ne olurdu?” diye sordu.
Tel Aviv'de ise füzeler Ramat Gan ilçesini vurdu. Video
görüntülerinde bölgede geniş çaplı yıkım oluştuğu gözlenirken, vurulan
yapılardan birinin de borsa binası olduğu belirtildi.
Perşembe günkü saldırının bir diğer önemi, sabah
saatlerinde, üç farklı kente ve sadece 25 füzeyle yapılmış olmasına rağmen çok
sayıda isabetle sonuçlanmış olması. Günlerdir yayınlarımızda İsrail füze
savunma sistemlerinin doygunluğa ulaşmakta olduğunu, stokların azaldığını
belirtiyoruz. Washington Post birkaç gün önce İsrail'in dış yardım gelmediği
takdirde 10 ila 12 gün sonra füzelere karşı gardının düşeceğini yazdı.
Bu gelişmeler, İran'ın savaşın ilk günlerindeki gibi daha
büyük çaplı saldırılar düzenlemesi durumunda yaratacağı yıkımın benzersiz
olabileceğinin işaretleri.
İranlı gazeteci Mustafa Necefi, İran'ın şu ana kadar mevcut
füze envanterinin yalnızca yüzde 7’sini kullandığını açıkladı. Tahran geçen
cumadan bu yana aşağı yukarı 400 füze ateşledi. Bu verilere göre İran'ın
balistik ve seyir olmak üzere toplam füze stoku yaklaşık 5 bin 750’ye ulaşıyor.
Stokun büyüklüğü, ülkenin yalnızca misilleme kapasitesine değil, sürdürülmüş
taarruz yeteneğine de sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Öte yandan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Rus mevkidaşı
Vladimir Putin perşembe günü telefon görüşmesi yaptı. Xi, isim vermeden ABD'yi
eleştirdi:
“Uluslararası toplum, özellikle de çatışmanın tarafları
üzerinde özel etkisi olan büyük güçler, durumu yatıştırmak için çaba
göstermeli, tam tersini yapmamalıdır.”
Çinli lider, “Çatışmanın tarafları, özellikle İsrail,
durumun daha da tırmanmasını önlemek ve savaşın yayılmasını kararlılıkla
engellemek için en kısa sürede ateşkese gitmelidir.” değerlendirmesinde
bulundu.
Kremlin’in açıklamasına göre iki lider görüşmede İsrail’in
İran’a yönelik eylemlerini kınadı. Putin bir kez daha arabuluculuk yapma
teklifini yineledi.
Putin, çarşamba günü yaptığı açıklamada, İran’la Rusya
arasındaki stratejik ortaklık anlaşmasında “savunma alanını” kapsayan maddeler
bulunmadığını belirtti. “İran’la temas halindeyiz, İran başka türlü bir destek
için talepte bulunmadı.” dedi.
Rus lider, İran'daki "yer altı fabrikalarının" da
yerlerinde durduğunu kaydetti. Rus uzmanların İran’daki Buşehr Nükleer Enerji
Santrali'nde çalıştığını belirterek, "250 kişi bulunuyor, 600’e kadar da
çıkabilir. Bir yere de gitmiyoruz. Bu bir destek değil midir?" şeklinde
konuştu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, çarşamba
günü ABD’yi İsrail’e doğrudan askeri yardımda bulunmaması ya da böyle bir şeyi
düşünmemesi konusunda uyardı.
ABD'nin İsrail'e muhtemel doğrudan askeri yardımlarının Batı
Asya'daki durumu kökten istikrarsızlaştırabileceğini vurguladı.
ABD'nin Batı Asya'daki olağanüstü askeri hareketliliği
sürüyor. Çarşamba günü yeni hamleler geldi:
- 12 adet F-22, KC-46 yakıt ikmal uçakları eşliğinde ABD’den
İngiltere’deki RAF Lakenheath Üssü’ne uçtu, oradan Ürdün’deki Muvaffak Salti
Hava Üssü’ne konuşlanacağı bildirildi.
- Katar’daki Al Udeid Hava Üssü’ne ait düşük çözünürlüklü
uydu görüntüleri, daha önce tamamen dolu olan park alanlarının neredeyse boş
olduğunu gösteriyor. Orada konuşlu ABD, İngiliz ve Katarlı hava kuvvetlerinin,
muhtemel İran saldırıları endişesiyle başka yerlere taşındığı
değerlendiriliyor.
- Asya-Pasifik bölgesinden Batı Asya'ya gelmekte olan USS
Nimitz uçak gemisinin seyir halindeyken konumunu bildiren sinyali
(transponderi) kapattığı bildirildi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael
Grossi, CNN'ye yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer silah programı yürüttüğüne
dair bir kanıt olmadığını itiraf etti.
UAEA, İsrail'in geçen cuma başlattığı saldırılardan bir gün
önce İran'ı nükleer programından dolayı kınama kararı almıştı. Karar, İsrail
saldırılarını meşrulaştırmak için kullanılmıştı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, X
platformunda UAEA Başkanı'na şöyle yanıt verdi:
"Çok geç Grossi Bey. Gerçeği, taraflı raporunuzla örtbas ettiniz. Bu rapor, E3 (Fransa, Almanya ve İtalya) ve ABD'nin temelsiz iddialarıyla kulp bularak uygunsuzluk kararı çıkarmıştı. Aynı kararla, sonrasında soykırımcı savaş çığırtkanı İsrail rejiminin İran'a karşı saldırılarında son bahane olarak kullanılarak barışçıl nükleer tesislere yönelik yasa dışı saldırılar başlatıldı."
İsrail'in İran'a saldırılarında masum sivillerin hayatını
kaybettiğini belirten Bekayi, UAEA'nın raporunun "yanıltıcı anlatısının
acı sonuçları olduğunu ve hesap verilmesi gerektiğini" kaydetti. Son
olarak, Grossi'nin UAEA'yı “bu yasa dışı saldırının savaş ortağı
yaptığını" da ekledi.
İsrailli yetkililer İran Lideri Ayetullah Hamaney'i
“sığınakta oturmakla” suçlayadursun, Tel Aviv hükümetinin çarşamba günü
olağanüstü güvenlik önlemleri altında sıra dışı bir kabine toplantısı yaptığı
ortaya çıktı. İsrail basınında yer alan haberlere göre görüntülü bağlantı
yoluyla yapılan toplantı için bakanlar üç ayrı gruba ayrılarak farklı kentlerde
konumlandı.
Bu uygulamanın amacı, olası bir saldırı durumunda hükümetin
tamamının hedef alınmasını önlemekti. Güvenlik Kabinesi üyeleri ve Başbakan
Binyamin Netanyahu yer altındaki bir sığınakta bulunurken, diğer bakanlar
farklı kentlerdeydi.
Basına göre toplantı sırasında Netanyahu, ABD'nin İran'a
yönelik olası bir saldırıya katılma ihtimali hakkında yaptığı değerlendirmede,
“Amerikalıları bu sürece ben sürüklemiyorum. Müdahil olup olmama kararı Başkan
Trump'a aittir ve yalnızca o, ABD'nin çıkarlarına göre hareket edecektir.”
ifadelerini kullandı.
Çarşamba günü yapılan az sayıda İran saldırısının en ilgi
çekici yanı, Seccil orta menzilli balistik füzesinin ilk kez fırlatılmasıydı.
İsrail'e doğru tek başına süzülen füzenin gökyüzünde bıraktığı iz sosyal
medyada büyük merak konusu oldu. Seccil, İsrail savunma sisteminin farklı
katmanlarını aşsa da sonunda bir THAAD füzesi tarafından engellendi.
Seccil, İran’ın geliştirdiği iki aşamalı, katı yakıtlı ve 2
bin kilometre menzilli bir balistik füze sistemi. Yaklaşık 17,5 metre
uzunluğundaki füze, 500 ila bin kilogram arasında değişen harp başlıkları
taşıyabiliyor; başlığı uçuşun ileri safhasında ayrılarak hedefe yöneliyor ve 50
metreye kadar isabet hassasiyeti sağlıyor.
2008’de test edilen ve daha sonra hem menzili hem de isabet
oranı geliştirilen füze, karayolu rampaları ya da sabit platformlardan
fırlatılabiliyor. Katı yakıt teknolojisi sayesinde kısa sürede ateşlenmeye
hazır hale gelmesi, onu İran’ın “hızlı taarruz” konsepti için stratejik
kılıyor/aydınlık