İslam İnkılabı Lideri'nin danışmanı şöyle devam etti:
Dünyadaki birçok düzenleme uluslararası sistemler tarafından onaylanmış gibi
görünüyor ancak bu konunun ardında "güç" yatıyor.
Laricani şunları vurguladı: Amerikalılar da şu anda
güçlerini dayatmak gerektiğini tasavvur ediyor.
İran-ABD müzakereleri konusunda açıklamalara devam ederken,
görüşmelere gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşmanın gerekliliğini vurgulayan
Laricani: ‘Dışişleri Bakanı'na ayrıntılar sorulmalı ancak genel olarak müzakere
içinde olmak veya olmamak kendi başına bir değere sahip değildir. Asıl ölçüt
ülkenin ulusal çıkarlarını güvence altına almaktır. Müzakere fayda sağlamaya
yol açmıyorsa, devam etmenin hiçbir gerekçesi yoktur’ ifadelerini kullandı.
‘Müzakere kendi başına ne iyi ne de kötüdür aksine, işlevi
başarılarına bağlıdır. Örneğin, nükleer meselede müzakere faydalıysa,
sürdürülmelidir ancak herhangi bir sorunu çözmüyorsa, devam etmesine gerek
yoktur’ vurgusunda bulunan Devrim Lideri Danışmanı şunları hatırlattı: İran'ın
nükleer sorununun temel sorunu politiktir yasal olması değil. Zira sorun
yalnızca yasal olsaydı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın teknik
görüşleriyle çözülebilirdi ancak gerçekte sorunlar bundan daha karmaşıktır.
Laricani şunları söyledi: Mevcut uluslararası ortam güç ve
zorlamaya dayanmaktadır. İran nükleer bilimi dünya çapında kabul görmüş
çerçeveler içinde takip ediyor ancak Batı ve ABD'nin zorba davranışlarıyla
karşı karşıya.
Laricani: ‘Müzakerelerin koşullarını ve zamanını göz önünde
bulundurmak ve diyaloğun baştan itibaren mutlak reddi veya kabulü konusunda
ısrarcı olmamak, bunun yerine koşulları analiz etmek ve rasyonelliği kullanarak
kararlar almak önemlidir’ ifadelerini kullandı.
Laricani, ABD ve Batı'nın İran'a uyguladığı yaptırımların
nükleer meseleyle sınırlı olmadığını düşündüğünü belirtti ve şunları söyledi:
Bu yaptırımların kökleri geçmişte aranmalı. İran'ın bölgedeki Amerikan nüfuz
ekseninin bir parçası olduğu zamanlardan İslam Devrimi'ne geçerek
bağımsızlığını ilan ettiğinde artık hiçbir büyük dünya gücünün baskısı altında
olmadığını ilan ettiği zamana ulaşması. Bu nedenle Batı, yaptırımlar ve
baskılar kullanarak İran'ın davranışını değiştirmeye çalışıyor.
Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Üyesi, İran'ın medeniyet
geçmişini vurgulayarak devam etti ve şunları söyledi: İran milleti, dış
baskılara boyun eğecek bir millet değildir ve diğer bazı ülkeler gibi, tarihi
baskılara direnç göstermektedir. Müzakerelerin başarısı veya başarısızlığı,
küresel denklemlere tabi adalet ve akılcılık düzeyine bağlıdır.
Devrim Lideri'nin danışmanı şunları hatırlattı: Birçok
uluslararası düzenleme ve karar görünüşte haklara ve yasalara dayanmaktadır
ancak gerçekte, büyük güçler bu ilişkilerin perde arkasındadır. ABD'nin mevcut
sulta tutumunun sadece İran'a karşı değil, aynı zamanda Çin ve diğer ülkelerle
olan ilişkilerinde de görünür olduğunu düşünüyorum ve stratejik kararların
küresel güç yapısını dikkatlice inceleyerek alınması gerektiğine inanıyorum.
İran'ın dış baskılara karşı koymadaki gücünü vurgulayan
Laricani, şunları söyledi: Ne zaman dış güçler İslam Cumhuriyeti'ne baskı
yapsalar, İslam Cumhuriyeti'nin felç olmadığını ve kendini savunduğunu
gördüler. Bu yetenek, İran'ın her zaman güçlü iktidar temelinde durduğunu
gösteriyor.
Laricani, Nükleer silahlar konusuna da vurgu yaptı: ‘Biz
nükleer silah arayışında değiliz. Bu konuda kişisel görüşümü defalarca dile
getirdim ve İran'ın tutumunun her zaman açık ve net olduğunu beyan ettim’ dedi.
tesnim