Lübnan parlamentosunun Hristiyan bir üyesi olan Cesar
Maalouf, İran İslam Cumhuriyeti'nden yakıt taşıyan bir geminin gönderilmesine
değinerek, "Arap ve Batılı müttefikler bizi sattı" dedi.
Cesar Maalouf, el-Meyadin kanalına şunları söyledi:
‘Lübnan'ın tek düşmanı İsrail’dir. İsrail'in Lübnan'a gelen İran yardım
gemisine tepkisi egemenliğimizin ihlalidir.
Arap ve Batılı müttefikler bizi satmış, diğer ülkeler
milletimizi küçük düşürmeye çalışırken İran'ın yardımını kabul etmemiz gerekmez
mi?
Lübnan halkına koşulsuz her türlü yardımı kabul ediyoruz.
İran da şartını kimseye dayatmıyor.
Ahlaki ve insani olarak Hizbullah’ın silahlarıyla savaşmak,
millete ve ülkeye karşı savaşmak mümkün değildir.’
Maalouf, ABD Büyükelçisine hitaben, onun Lübnan’a önerisine
kinayeli bir şekilde şunları söyledi: ‘İyi uykular... Çok geç kaldın...Lübnan
uzun süredir boğuluyor.’
Lübnanlı bu milletvekili ABD ve Fransa’ya hitaben şu
ifadelerde bulundu: ‘Filistin halkını Lübnan'a yerleştirmek istiyorsanız, fena
halde yanılıyorsunuz... onların ülkelerine dönme hakları vardır.’
Cesar Maalouf açıklamalarının sonunda şunları söyledi: ‘Bu
krizde kimin dost kimin Lübnan düşmanı olduğu ortaya çıktı... Dost, ülkemize
yardım edendir.’
İran İslam Cumhuriyeti Lübnan'a akaryakıt sevkiyatı yaptı.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, bu gemiye yönelik herhangi bir
saldırının Lübnan topraklarına saldırı anlamına geldiği konusunda uyardı.
Lübnan bir yıldır ciddi bir ekonomik ve siyasi krizle
boğuşuyor ve tüm bu süre boyunca ABD sadece Lübnan'ın sorunlarının çözümünde
başarısız olmakla kalmadı, çeşitli bahanelerle Lübnan'a yaptırımlar uygulayarak
Lübnanlıların geçimini zorlaştırdı.
Lübnan, 4 Ağustos 2020'de Beyrut limanında 190'dan fazla
kişinin ölümüne ve 6 bin 500 kişinin de yaralanmasına neden olan bir patlamaya
sahne oldu. Bu patlama Lübnan'ı siyasi-ekonomik-sosyal bir krize sürükledi.
Lübnan’daki yakıt krizi öyle bir boyuta vardı ki, bazı haber
kaynakları güney Lübnan'da elektrik kesintileri olduğunu bildirdi ve Lübnan
ordusu, sadece dört günlük yakıtı olduğunu ve artık faaliyetlerine devam
edemeyeceğini açıkladı.
Bu krizin tırmanmasının ardından Lübnan medyası, hastaneler de
dahil olmak üzere ülkenin kritik bölgelerinde yakıt kıtlığı ve elektrik
kesintisi riskine karşı uyarıda bulundu.