Nasir Ebu Şerif: Nasrallah, Direniş İçin Bir Sembol Oldu

GİRİŞ: 06.10.2024 19:24      GÜNCELLEME: 06.10.2024 19:24
Rasthaber -  Aksa Tufanı operasyonunun yıldönümünde, Siyonist düşmana karşı mücadelede önemli bir dönüm olan bu tarihi başarı karşısında gurur ve onurla duruyoruz. Bu operasyon, Filistin direnişinin sadece geçici bir olayı değildi, aynı zamanda zulüm gören Filistin halkının kendilerini ve topraklarını savunma konusundaki meşru haklarının bir tezahürüydü. Bu operasyon, savaş suçları, soykırım ve örgütlü terörizm de dahil olmak üzere, Filistin halkına karşı hiçbir zulümden kaçınmayan ve tüm bu eylemleri uluslararası desteğin açık desteğiyle gerçekleştiren bir düşmana karşı kararlı bir cevaptı.

Operasyonun Sebepleri

Aksa Tufanı operasyonu, halkımızın tarihinin hassas bir anında gerçekleşti. Düşman, Amerika'nın sınırsız desteğiyle, Filistin meselesini tamamen ortadan kaldırmayı ve İsrail'i Amerika'nın himayesinde bölgenin tek lideri yapmayı amaçlayan bir sömürgeci planı uygulamaya çalışıyordu. Bu plan sadece Filistin halkını hedef almakla kalmıyor, aynı zamanda bölgedeki tüm direniş güçlerini ve Amerika ve Siyonizm hegemonyasına muhalif güçleri etkisiz hale getirmeyi ve tüm İslam ümmetini Siyonist rejimin egemenliği altına almayı amaçlıyordu.

Bu operasyon, bu komployu kırmak ve bu planın arkasındaki herkese, Filistin direnişinin ve bölgedeki tüm özgür güçlerin bu planın uygulanmasına izin vermeyeceği konusunda güçlü bir mesaj göndermek için gerçekleştirildi. Aksa Tufanı, düşmana ve Amerikan-Siyonist koalisyonuna stratejik bir darbeydi. Yeni bir sömürgeci gerçeği dayatmaya çalışıyorlardı, ancak bu operasyon hesaplarını alt üst etti ve birçok yanılsamalarını yıktı.

Operasyonun Etkileri

Aksa Tufanı operasyonu sadece askeri bir darbe değildi, aynı zamanda kendisini her zaman yenilmez bir güç olarak göstermeye çalışan Siyonist rejimin imajında derin bir sarsıntı yarattı. Bu sahte imaj onarılamaz bir şekilde yıkıldı ve bu rejimin Filistin direnişinin direnişi karşısındaki zayıflığı ortaya çıktı. Bu operasyonun ardından İsrail, intikam almak için insanlığa karşı daha fazla suç işledi ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batı'nın mutlak desteğinden yararlandı. Bu güçler, siyonist rejime siyasi, askeri ve diplomatik destek sağlamaya devam ediyor.

Ancak, şahit olduğumuz gibi, bu suçlar dünyayı susturamadı. Tam tersine, bu rejimin suçlu gerçeğini tüm dünyaya gösterdi. İsrail'in savunmasız çocuklara, kadınlara ve yaşlılara karşı işlediği katliamlar ve sistematik altyapı yıkımı artık kimsenin bilmediği bir şey değil. Uluslararası raporlar, bu suçları dünya halklarına karşı ifşa etmeye başladı. Filistin meselesi lehine küresel kamuoyunda geniş çaplı değişikliklere tanık olduk ve işgale karşı çıkan ve Filistin halkının haklarını savunan sesler her geçen gün artıyor.

Operasyondan Sonra

Bugün, bu rejimle mücadelede yeni ve tehlikeli bir aşamanın eşiğindeyiz. Her cephede bu Siyonist-Amerikan projesine karşı direnişe tüm gücümüzle devam etmemiz gereken tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Sadece askeri cephede değil, bu rejimin sahte yüzünü dünyaya ifşa etmek için aynı zamanda medya, siyasi ve diplomatik alanlarda da düşmana darbelerimizi güçlendirmeliyiz. Dünyaya, İsrail'in bu bölgeye ait olmayan ve bir parçası olamayacak yabancı bir rejim olduğunu vurgulamalıyız. Ümmeti uyandırmalı ve onlara bu gaspçı rejimin gerçeğini ve bölgesel istikrarsızlıkta oynadığı yıkıcı rolü göstermeliyiz.

7 Ekim'den önce, işgal, abluka ve baskı altında yaşayan bir halktık, ancak 7 Ekim'den sonra ve bize karşı işlenen suçların artmasına rağmen, dünyaya karşı mücadelemiz daha da netleşti. Bu bölgede gerçek barış sağlanamayacak ve Filistin halkı, bu çirkin işgal Filistin topraklarının her karışından sona erene kadar huzura kavuşamayacaktır. Yüce Allah'ın buyurduğu gibi: "Köpük gider, insanlara faydalı olan ise yerde kalır." İşgal yakında yok olacak ve direniş Allah'ın yardımıyla zafere ulaşacaktır.

Bu aşama, saflarımızın birliğini ve tüm komplolar karşısında dik durmayı gerektiriyor ve odak noktamız mücadeleye devam etmek olmalı. Ümmeti uyanışa geçirmeli ve bu rejimle, destekçileri ve işbirlikçileriyle mücadele çabalarımızı birleştirmeliyiz. Tüm Filistin özgürleşene kadar, halkımız ve bölgemiz için hiçbir huzur olmayacak.

Nasrallah, Direniş İçin Bir Sembol Oldu

Bugün, büyük bir üzüntüyle, mücahit komutan Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadetini anıyoruz. İslam direniş tarihinde bir dönüm noktası haline gelen, İslam projesinin en etkili ve başarılı liderlerinden biri olan bir şahsiyetti. Seyyid Hasan Nasrallah, başarılarıyla sınırların ötesine geçti ve yalnızca Lübnan'da değil, tüm Arap ve İslam dünyasında Siyonist ve Amerikan hakimiyetine karşı direnişin sembolü oldu.

Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadeti büyük bir kayıptır, ancak aynı zamanda, yerleşmesine büyük ölçüde katkıda bulunduğu İslam direniş projesinin devamlılığının da bir göstergesidir. Arap dünyasının en etkili şahsiyetlerinden biri olarak Seyyid Hasan Nasrallah, direnişi tarihi zaferlere taşıdı ve Siyonist rejimin gücünü zayıflattı. Direniş iradesinin galip geleceğini kanıtladı. Seyyid Hasan Nasrallah'ın başarıları, onu benzersiz bir komutan ve küresel zulme karşı direnişin sembolü yaptı.

Seyyid Hasan Nasrallah'ın mirası, ruhu ve sözleri tüm taraftarlarının ve dostlarının, tüm özgürlük savaşçılarının zihninde ve kalbinde ebediyen yaşayacaktır. Konuşmaları ve sözleri her zaman bir ilham kaynağı olmuş ve ondan direniş ve sebat dersi alan milletlerin hafızasına kazınmıştır. Bu büyük miras, özgürlük ve direniş yolunu herkes için aydınlatan parlak bir ışık olarak kalacaktır.

Bugün, Siyonist rejimle mücadelede yeni ve hassas bir aşamanın eşiğindeyiz. Seyyid Hasan Nasrallah'ın temsil ettiği bu İslam direniş projesinin devam edeceğini vurguluyoruz. Şehitlerin, özellikle de Seyyid Hasan Nasrallah'ın kanı asla boşa gitmeyecektir. Manevi ve cihadi mirası, direniş yolunda parlak bir ışık olarak parlamaya devam edecektir. Son olarak, Seyyid Hasan Nasrallah'ın liderlik ettiği projenin asla durmayacağını ve zaferin yakın olduğunu, Allah'ın izniyle vurgulamak istiyoruz. Allah, şehit komutan Seyyid Hasan Nasrallah'a rahmet eylesin ve bu gaspçı Siyonist rejim yok olana dek bizi bu yolda sebat edenlerden eylesin.

Nasir Ebu Şerif

İslami Cihad Hareketi Siyasi Büro Üyesi ve İran Temsilcisi

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM