Katil İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırıları, ülkenin
zengin kültürel mirasına ağır hasar verdi.
Biladi adlı Lübnanlı kültürel koruma örgütünün yayımladığı
rapora göre, Eylül-Kasım 2024 arasında gerçekleşen yoğun saldırılarda 9 miras
alanı tamamen yok olurken, 15 alan ciddi ya da kısmi hasar gördü.
Yok olan ve zarar gören alanlar
Saldırılarda zarar gören yapılar arasında üç cami, bir
türbe, tarihi üç ev, bir pazar yeri ve bir Roma duvarı bulunuyor. Özellikle
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Baalbek’teki Roma kalıntıları ile Sur’daki
geniş Roma kompleksi, saldırılardan doğrudan etkilendi. Arkeologlar,
patlamaların antik taş yapıların bozulmasını hızlandırarak temellerini
zayıflatabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Baalbek antik kentinden bir görünüm.
Görünmez hasar tehlikesi ve savaş suçu
Lübnan'daki Siyonist İsrail saldırıları neticesinde zarar
gören arkeolojik alanlar hakkında açıklamalar yapan, Bristol’daki Batı
İngiltere Üniversitesi’nden Prof. Lisa Mol, patlama basıncının taş aşınmasını
hızlandırarak “görünmez hasara” yol açabileceğini belirtiyor. Prof. Mol, benzer
durumların Libya ve Yemen’de gözlemlendiğini belirterek, “Yakın isabetlerden
sonraki on yıl içinde daha fazla yapısal çöküş görüyoruz” diyor.
UNESCO Beyrut Bölge Ofisi, Sur’daki Dünya Mirası Alanı’nda
yer alan modern bir binanın işgalci İsrail hava saldırıları sonucu tamamen yok
edildiğini açıkladı. Lübnan Kültür Bakanı Visam el-Murteza, Sur’daki arkeolojik
alanlara yönelik saldırıları “savaş suçu” olarak nitelendiriyor. UNESCO
yetkilisi Krista Pikkat, Baalbek gibi bölgelerdeki kültürel varlıkların kasıtlı
hedef alınmasının savaş suçu teşkil edebileceğini belirtiyor.
Antik kent şehrin merkezinde yer alıyor. Özellikle Sur
bölgesinin saldırılarda zarar gördüğü ifade ediliyor.
Kültürel miras tehlikede
Soykırımcı İsrail saldırıları, Lübnan’ın tarihi
zenginliklerini ciddi bir tehdit altına sokuyor. Bu durum, Ortadoğu’daki
kültürel mirasın karşı karşıya olduğu tahribatın bir parçası. Uzmanlar,
uluslararası toplumun Lübnan’ın kültürel mirasının korunması için acil önlemler
alması gerektiğini ve saldırıların durdurulması için kamuoyu baskına ihtiyaç
olduğunu belirtiyor.
Siyonist İsrail saldırılarından dolayı şehirde meydana gelen
patlamalarda tarihi surların görünmeyen zararlar gördüğü ve böylesi örneklerde
kısa bir süre sonra yapıların kendiliğinden yıkıldığı ifade ediliyor.
Baalbek ve Sur: Tarihi Roma kalıntıları neden önemli
Lübnan'daki Baalbek ve Surlar, arkeoloji tarihinde önemli
bir yer tutuyor.
Baalbek, Roma döneminde Heliopolis adıyla biliniyordu ve MÖ
1. yüzyıldan MS 3. yüzyıla kadar inşa edilen devasa tapınak kompleksiyle
bilinen bir yer. Bu alan, Roma İmparatorluğu’nun en büyük ve en iyi korunmuş
tapınaklarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. En dikkat çekici yapılar
arasında Jüpiter Tapınağı, Bacchus Tapınağı ve Venüs Tapınağı yer alıyor.
Roma döneminde önemli bir dini ve ticari merkezi olan
Baalbek ve buradaki tapınaklar, imparatorluğun gücünü ve zenginliğini
sergilemek amacıyla inşa edilen bir yer. Bu tapınak kompleksi, Roma mimarisinin
büyüklüğünü ve mühendislik becerilerini sergileyen eşsiz bir örnek olarak kabul
ediliyor. Yapı, UNESCO tarafından 1984 yılında Dünya Mirası Listesi’ne
alınmıştır.
Baalbek'teki Jüpiter Tapınağı'nın kalan sütunları. Şehrin
merkezinde özellikle sanatsal etkinliklerde önemli bir mekan olarak kullanılan
antik kentte konserler ve etkinlikler düzenleniyor. Lübnan'ın efsanevi
sanatçısı Feyruz'un Jüpiter Tapınağı önünde verdiği konserden dolayı kendisine
"Jüpiter'in yedinci sütunu" adı verildiği ifade ediliyor.
Sur (Tyre), Fenike uygarlığının en önemli liman kentlerinden
biri olarak biliniyor. Roma döneminde şehir genişletilmiş ve MS 1. yüzyıldan
itibaren tiyatrolar, hipodromlar ve yollar gibi önemli yapılar inşa edilmiştir.
Sur’daki Roma hipodromu, dünyadaki en büyük ve en iyi korunmuş antik
hipodromlardan biri olarak kabul ediliyor.
Sur, Akdeniz ticaretinin merkezi olması nedeniyle hem Roma
İmparatorluğu’nun hem de daha önceki Fenike uygarlığının ekonomik ve kültürel
hayatında kilit bir rol oynar. Sur, Roma dönemine ait kent planlamasının ve
mimarinin eşsiz örneklerini barındırıyor. UNESCO, 1984 yılında Sur’u Dünya
Mirası Listesi’ne dahil etti.
Hem Baalbek hem de Sur, Roma İmparatorluğu’nun mühendislik
ve mimarlıkta ulaştığı zirveyi temsil ediyor. Bu alanlar, Roma dönemine ek
olarak Fenike, Yunan ve Bizans gibi farklı kültürlerin izlerini taşıyor. Her
iki yer de Akdeniz’in doğusundaki kültürler arasında bir köprü görevi gördüğü
için önemli sayılıyor.
İnsanlık tarihine ve medeniyetin gelişimine ışık tutan bu yapılar, sadece bir bölgenin değil, tüm insanlığın ortak mirası olarak kabul ediliyor/sol