Suriyeli Gençler İsrail'e Karşı Silahlanıyor

GİRİŞ: 01.03.2025 12:10      GÜNCELLEME: 01.03.2025 12:10
Rasthaber -  Suriye'nin güneyinde bir grup genç, apartheid rejimi İsrail’in ülkelerine yönelik saldırılarına ve işgallerine karşı silahlandı. Daha önce bir grup Suriyeli genç de Culani rejimine karşı varlıklarını ilan etmişti.

Bugün kendilerine Suriye'nin yöneticisi diyenlerin, Müslüman Kardeşler'e bağlı bir terör örgütü olduğunda şüphe yoktur. Bağımsızlıkları olmayan ve yabancıların elinde bulunan takım elbiseli bu teröristler, Amerika’nın CIA'sı, İsrail'in Mossad'ı, Türkiye'nin MİT'i gibi güvenlik ve istihbarat örgütlerinin desteğiyle iktidara gelmişlerdir. Ama bütün bunlar hikâyenin bir yüzüdür, olayın diğer tarafında ise ülkelerinin yabancıların işgali altına girmesine, pasif paralı askerler tarafından yönetilmesine izin vermeyi reddeden Suriye halkı vardır!

Suriye halkının bu bağımlı yöneticilere karşı duyduğu öfke ve hoşnutsuzluk belirtileri her geçen gün daha da belirginleşiyor. Dera ve Süveyde'den Halep ve hatta İdlib'e kadar çeşitli bölgelerde gerçekleşen gösteriler, halkın sadece mevcut durumdan rahatsız değil, aynı zamanda İsrail rejiminin saldırganlığına karşı ülkelerinin topraklarını savunmak için güçlü bir tepki bile göstermeyen paralı askerlerin tahakkümüne artık razı olmadığını gösteriyor.

İsrail rejimi son aylarda Suriye'nin güneyindeki askeri varlığını artırmış, Cebel Şeyh ve tampon bölgede çok sayıda üs kurmuş, hatta Suriye'den çekilme niyetinde olmadığını açıkça dile getirmiştir. Ancak bir zamanlar kendilerine "devrimci" diyen yeni Suriye yetkilileri, bu apaçık işgal karşısında utanç verici bir şekilde sessiz kaldılar. Bu durum, bu yöneticilerin bağımsızlıktan yoksun oldukları gibi aynı zamanda efendilerinin politikalarını uygulamayı tercih ettiklerini göstermektedir. Ama tarih göstermiştir ki, bu suskunluk sonsuza kadar devam edemez, çünkü içerideki hainlerin teslim olduğu her yerde, halk dışarıdan mücadeleye başlamıştır.

İslam İnkılabı Rehberi’nin Öngörüsü

Kısa bir süre önce, Şam'ın düşmesi ve apartheid rejimi İsrail’in Suriye topraklarına saldırılarının başlamasının hemen öncesinde, İslam İnkılabı Rehberi, Suriye topraklarını kuzeyden ve güneyden ele geçirmeye çalışan saldırganların hedeflerinin farklı olduğunu belirterek şunları söylemişti: “Bu durumda Amerika, kendi zeminini sağlamlaştırmaya çalışıyor, ancak zaman gösterecek ki, hiçbiri amacına ulaşamayacak ve şüphesiz Suriye'nin işgal altındaki bölgeleri, gayretli Suriye gençliğinin elleriyle kurtarılacak...Müstekbir unsurlar, direniş yanlısı Suriye hükümetinin düşmesinden sonra direniş cephesinin zayıfladığını sanıyorlar ama çok yanılıyorlar. Çünkü temelde direnişi ve direniş cephesini doğru bir şekilde anlayamıyorlar.

Direniş kırılıp yıkılacak bir teşkilat değil, bir inanç, bir düşünce, bir fikir mektebi ve bir gönül kararıdır.

Bu nedenle direniş baskılarla daha da güçlenecek ve kötülükleri gördükçe direniş unsurları kapsamını daha da genişletecektir.”

İmam Hamanei’nin bu açıklamalarından sonra, Suriye'de 2 aydan kısa bir sürede yaşananlara bir kez daha göz atabiliriz. Örnek olarak varlığını çoktan duyurmuş olan direniş hücrelerinin oluşumu gösterilebilir!

Havran Gençliği

Şimdi yabancıların, özellikle de İsrail rejiminin işgali sürerken, ki bunu ilerleyen satırlarda ele alacağız, Suriye'den ilginç bir haber geliyor.

Geçen hafta sosyal medyada paylaşılan bir klipte, Suriye'nin güneybatı bölgesindeki bir grup Havran genci, İsra suresinin dört ila yedinci ayetinin okunmasıyla başlayan bir bildiriyle, Siyonist rejimin Suriye'ye yönelik vahşi saldırılarına karşı bundan böyle savaş hazırlıklarını artıracaklarını duyurdu.

Suriyeli gençlerden birinin okuduğu bildiride şu ifadeler yer aldı: ‘Biz Suriye'nin ayrılmaz bir parçası olan Havran halkı, canımızı, kanımızı, bedenimizi dünyadan daha hayırlı olan Allah yolunda cihada, dinin kutsallarına adıyoruz.’

Havran gençleri İsrail ordusuna, Suriye'ye yönelik saldırganlıklarını sürdürmeleri halinde kayıplar verecekleri ve bundan sonra Siyonist düşmanın saldırılarına karşı koymaya yönelik hazırlıklarını artıracakları uyarısında bulundular. Suriyeli gençlerin Siyonist düşmana hitaben yazdığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Acımasız saldırılarınıza karşı koymak ve muzaffer bir cihat ve şehadet için hazırlığımızı artıracağımızı ilan ediyoruz.”

Öyle görünüyor ki, geçtiğimiz günlerde açıklama yapan ve öfkelenen o adamın öfkesinin nedeni de bu direniş hücrelerinin oluşması. O adam öfkeli bir şekilde şunları söyledi “İranlı yetkililere şunu söyledim: Eğer kendi pencerenize taş atılmasını istemiyorsanız, siz de başkalarının pencerelerine taş atmayın.”

Görünüşe göre bu kişi Suriye'deki olaylarda İran'ın bulunmasına gerek olmadığını anlamıyor. Suriye halkı, ister Tel Aviv olsun ister Ankara bu yabancıların işgalini kabul etmiyor! Ve tüm bunlar dışında İran zaten kahramanların varisidir ve kimseye taş atmaya ihtiyacı yoktur.

Siyonistlerin Kuneytra'ya ilerlemesi

Öte yandan haber kaynakları, İsrail'in güney Suriye'ye yönelik askeri müdahalesini ve Siyonist rejim askeri güçlerinin yeniden Kuneytra ilinde ilerlediğini açıkladı. İşgalci İsrail ordusu, Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kentinin doğu banliyölerindeki Tel Maşara askeri bölgesine doğru ilerliyor. Aynı saatlerde Tel Maşara askeri bölgesinden İsrail ordusuna ait olduğu bildirilen silah sesleri duyuldu. Ayrıca İsrail ordusunun Çarşamba sabahı (26 Şubat) Kuneytra ilinin doğusundaki Sayda el-Golan köyünden geçtikten sonra Dera ilinin batı bölgelerine girdiği ve bu bölge sakinlerine tehdit mesajları gönderdiği bildirildi. İsrail ordusu, Kuneytra ve Dera illerinin sınır bölgelerinde yaşayanlardan bazı bölgeleri boşaltmalarını istedi. Yerel kaynaklar, söz konusu bölgelerde yaşayanların evlerini tahliye ettiğini açıkladı. Bir grup İsrail askeri de Dera iline doğru ilerleyerek ilin batısındaki el-Bakara köyüne girdi.

Siyonistlerin Hayal ve Rüyaları!

Aynı zamanda Siyonist rejimin bazı hayal ve rüyalarına dair haberler de var. Filistin haber ajansı Ma'a şunları yazdı: “İsrail yerleşim birimleri Naçala’nın kurucusu Daniela Weiss, bu rejimin Kanal 14 televizyon kanalına verdiği röportajda, “Siyonizm, temeli Celile, Gazze, Batı Şeria ve Golan'da olan yerleşim inşa etmekten başka bir şey değildir. Bu konunun bundan sonraki aşamada İsrail makamları tarafından daha ciddi bir şekilde ele alınması gerekiyor. Savaşmalıyız, işgal etmeliyiz ve yerleşmeliyiz” dedi.

Hatırlatmak gerekir ki, bu İsrailli yetkili Gazze, Lübnan ve Suriye'deki yerleşim yeri inşasına ilişkin açıklamalarda bulunurken, BM Güvenlik Konseyi, 2016 yılı sonlarında yayınladığı 2334 sayılı kararla, Siyonist rejimin işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirdiği her türlü inşaatı yasadışı ilan etmiş ve Batı Şeria'da inşa edilen tüm Siyonist yerleşim birimlerinin derhal boşaltılması gerektiğini vurgulamıştı. Öte yandan Siyonist rejim, söz konusu kararı defalarca ihlal ederek, yerleşim yeri inşasını durdurmadığı gibi, işgal altındaki Filistin topraklarında yerleşim yeri inşasının gelişimini de yoğunlaştırmıştır.

(Keyhan Gazetesi’nden tercüme edilmiştir)

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM