Bu alan aynı zamanda Direniş Ekseni için çok önemli ve
stratejik bir rota olan Bağdat-Şam karayolu istikametinde yer almaktadır.
ABD, Suriye ordusunun ve müttefiklerinin teröristleri
bastırmadaki başarısından emin olunca 2016'dan itibaren bölgede bir üs kurdu ve
kuvvetleri için güvenli bir sınır oluşturmak ve ayrıca Tahran-Bağdat-Şam
koridorunun kurulmasını önlemek için etrafındaki 50 kilometrelik bir
yarıçaptaki alanı yasak bölge ilan etti.
Ancak Devrim Muhafızları'nın Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral
Süleymani, ihtiyatlı bir şekilde ve güçlerini bölgeye dâhil etmeden, Bağdat-Şam
rotasını etkinleştirerek, Irak’ın Kaim ve Suriye’nin Elbukemal şehirlerinin de
bir parçası olduğu kuzey bölgelerini daha güvenli hale getirmeye çalıştı.
ABD, Kaim-Elbukemal sınır kapısının açılmasını önlemek için
Haydar el-İbadi hükümetine baskı yaptı ama bir sonraki başbakan Adil AbdülMehdi Beyaz Saray'ın düşüncesinin aksine, bu ekseni resmen yeniden açtı, ancak
ana koridor olan Tanf hala kapalıdır.
Sonuç olarak Tanf üssünün, kendine has stratejik, siyasi ve
ekonomik sorunlarıyla birlikte, resmi ve yasal Suriye hükümetinin izni olmadan
kurulması ve temelde uluslararası hukuka aykırı olması nedeniyle bu durum
Direniş Ekseni'ni birçok saldırı düzenleyerek işgalcilerin kayıplarını artırmaya,
böylece işgalcileri Irak'taki birçok üsten olduğu gibi bu üsten de ayrılmaya
mecbur bırakmaya teşvik etti.
Ancak ilginç olan şu ki, dün akşamki insansız hava aracı
operasyonunun Suriye ve Irak'tan eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi,
Amerikalılara önemli bir mesaj gönderiyor ve bu, 21. yüzyılın yeni insansız
hava araçlarına ve silahlarına karşı coğrafi Direniş Ekseni'nin tam
silahlanmasıdır.
Bir diğer önemli nokta da, gelişmiş Amerikan savunmasının
intihar İHA’larını düşürememesiydi ve Amerikalıların kendileri de bu İHA’ların
tamamının istenilen hedeflere isabet ettiğini kabul ettiler.
Sonuç olarak şunu söylemek gerekir ki direniş eksenini, en
kısa sürede ABD askerlerini Irak ve Suriye’den çıkarmak, böylece en yakın
güzergahtan Tahran-Bağdat-Şam-Beyrut stratejik koridorunu kurmak ve bu eksene
üye devletlerin bu koridorun siyasi, ekonomik, güvenlik ve askeri faylarından
yararlanmalarını sağlamak istemektedir.