Fransız parlamenterlere bu tasarıyı reddetmeleri çağrısında
bulunan Örgüt, Fransız Anayasası'nda yer alan laiklik prensibinin, teorik
olarak herkesin din özgürlüğünü koruması gerektiğini ancak Fransa'da bu
prensibin çoğu kez Müslüman kadınların kamusal alanlara erişimini kısıtlamak
için kullanıldığını belirtti.
Uluslararası Af Örgütü, yıllar içinde Fransız makamlarının
Müslüman kadınların kıyafetlerini düzenleyen ayrımcı yasa ve politikaları
yürürlüğe koyduğunu ifade ederek, spor federasyonlarının da birçok branşta
başörtüsü yasağını uyguladığını kaydetti.
Örgüt, bu yasa tasarısı kabul edildiği takdirde, ırkçılığın
körükleneceğini ve Müslümanlara yönelik "düşmanca ortamın" artacağını
belirtti.
Uluslararası Af Örgütünün 26 Temmuz-11 Ağustos 2024'te
düzenlenen Paris Olimpiyat Oyunları öncesinde yayımladığı rapor, Müslüman
kadınların özgürce spor yapabilmelerini yasaklamanın, özellikle zihinsel ve
fiziksel sağlıklarını olumsuz etkileyebileceğini ortaya koymuştu.
Örgüt bünyesinde araştırmacı olan Anna Blus, Paris Olimpiyat
Oyunları'nda başörtüsü takan Fransız sporcuların müsabakalara katılımının
yasaklanmasının uluslararası tepkiye yol açtığını belirterek, "6 ay sonra
Fransız makamları, ayrımcı yasağı sürdürmekle kalmayıp, bunu tüm spor
branşlarına yaymaya çalışıyor." ifadesini kullandı.
Blus, laiklik prensibini uygulama bahanesi altında bu
yasaların aslında Müslüman kadınları hedef aldığını kaydederek, "(Müslüman
kadınlar) Başörtüsü taktığı veya dini bir kıyafet giydiği takdirde tüm spor
müsabakalarından men edilecek." dedi.
Başörtüsü takmanın "laikliğe yönelik bir saldırı"
olarak algılanmasının son derece tehlikeli olduğuna dikkati çeken Blus, bu
yasanın Fransa'da Müslüman kadınlara yönelik dine dayalı ayrımcılığı ve
ırkçılığı artıracağını vurguladı.
Blus, "Tüm kadınların, kendi kıyafetlerini seçme hakkı
var." ifadesini kullanarak, Fransa'da spor başörtüsüne yönelik yasakları,
Müslüman karşıtlığıyla bağdaştırdı.
"Hepimiz İçin Basket" topluluğunun eş
kurucularından sosyolog Haifa Tlili de Müslüman sporcuların, spor başörtüsü
takmasını yasaklamayı haklı çıkaracak objektif bir veri olmadığını belirterek,
"Bu nedenle Müslüman kadın sporcuları dışlamaya yönelik kuralların gerekli
olduğunu söylemek yanlış ve bunun haklı bir tarafı yok."
değerlendirmesinde bulundu.
Aynı topluluğun eş kurucularından basketbolcu Helene Ba da
"Bu yeni yasanın, Müslüman kadınlar üzerinde son derece korkunç etkileri
olacak; aşağılanma, damgalanma, travma, sporu bırakma, sosyal bağların kopması,
öz güven kaybı, kadın takımlarının yok olması, kulüplerin tehlikeye
atılması." dedi.
Fransa Futbol Federasyonu, spor karşılaşmalarında
başörtüsünü yasaklarken, Fransa Hentbol Federasyonu başörtüsüne izin veriyor.
Senatör Michel Savin'in Senato'ya geçen yıl sunduğu yasa tasarısı kapsamında, başörtüsü dahil dini aidiyet gösteren simgelerin spor müsabakalarının tamamında yasaklanması hedefleniyor.
Bugün ve yarın Senato'da görüşülecek tasarı kapsamında
ayrıca, kamuya ait spor mekanlarında toplu ibadetlerin yasaklanması
öngörülüyor.