İngiliz Özel Kuvvetler birimlerinin Afganistan'daki
operasyonlar sırasındaki yasadışı faaliyetlerini Sputnik’e değerlendiren
Süleyman, burada münferit olaylar değil, hedefli bir politikanın söz konusu
olduğunu, bunların rastgele hatalar değil, kanlı bir strateji olduğunu
belirterek, şunları ifade etti:
Bu olanlar İngiliz askeri doktrininin temellerini sarsan
ahlaki ve hukuki bir skandal. Geleneksel olarak disiplin ve profesyonelliğin
modeli olarak görülen SAS ve SBS gibi elit güçler, yargısız infazların araçları
haline geldi ve yasa dışı faaliyet gösteriyor.
Sivillerin kasıtlı olarak öldürülmesi, soğukkanlılıkla
işlenen cinayetler, Cenevre Sözleşmeleri'nin ve uluslararası insancıl hukukun
ağır ihlaliyle karşı karşıyayız.
Görgü tanıklarının ifadeleri, uluslararası raporlar ve
gazetecilerin araştırmalarının SAS ve SBS özel kuvvetler personelinin gece
baskınları düzenleyerek birçok suç işlediğini ortaya koyduğunu belirten
Süleyman, şöyle devam etti:
Her baskın evdeki herkesin, kadın, erkek, çocuk demeden
katledilmesiyle sonuçlandı. Esirler olay yerinde infaz edildi, evler yakıldı.
Bu suçların hiçbiri ciddi bir soruşturmanın konusu olmadı. Aksine, 'ayaklanmaya
karşı koyma' ya da 'potansiyel bir tehdidi etkisiz hale getirme' sloganlarıyla
örtbas edildiler.
Bu eylemlerin, Avrupalı olmayanın ikinci sınıf olarak
görüldüğü ‘köklü sömürgeci zihniyetin’, Küresel Güney halklarının özellikle
Müslüman ülkelerin yaşamlarına yönelik küçümsemeyi yansıttığını kaydeden
General, SAS ve SBS birimlerinin başlangıçta saldırgan ve müdahaleci görevler
için oluşturulduğunu, ancak bugün düzenli ordunun alenen gerçekleştiremediği
operasyonları gerçekleştirmek için ‘gölge araçlar’ olarak görev yaptığını
belirterek, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
Bunu daha önce Irak'ta ve şimdi de Afganistan'da görüyoruz:
ulusal güvenlik kisvesi altında gizli operasyonlar, hedef gözeterek öldürmeler,
işkence ve ihlaller. Bu tür eylemler yüksek komuta kademesinin bilgisi olmadan
gerçekleştirilemeez. Bunlar askerlerin kendi başlarına yaptıkları keyfi
eylemleri değil. Sorumluluk, İngiltere Savunma Bakanlığı'nın hem siyasi hem de
askeri liderliğinde ve muhtemelen hükümet düzeyinde bulunuyor.
Süleyman, işlenen suçların soruşturulması ve faillerin
adalet önüne çıkarılması için BM himayesinde bağımsız bir uluslararası komisyon
kurulması gerektiğini belirterek, “Uluslararası insan hakları örgütlerini ve
özgür medyayı bu suçları ifşa etmeye çağırıyoruz. Afgan çocukların kanı,
herhangi bir İngiliz ya da Batı vatandaşınınkinden daha az değerli değildir”
ifadelerini kullandı.