Reuters haber ajansı, katliama ilişkin kapsamlı yeni
detaylar ortaya çıkardı.
Buna göre, ayaklanmanın başlamasından birkaç saat sonra,
Şam'da yeni başa gelen terörist Heyet Tahrir'uş Şam (HTŞ) hükümeti, eylemleri bastırmak
için takviye çağrısında bulundu. On binlerce araç, savaşçı ve silah kıyıya akın
etti.
Ajansa konuşan üç güvenlik kaynağına göre, HTŞ yönetiminin
Savunma Bakanlığı, ayaklanma olduğu ileri sürüldüğü sahil bölgesini bölümlere
ayırdı ve harekatları ve pozisyonları koordine etmek için üst düzey bir
yetkilinin komutasına verdi. Bunlar arasında Sultan Süleyman Şah Tugayı'nın
komutanı Muhammed el Casim de vardı.
Ajans tarafından yapılan araştırma, bu operasyonlarda 1479
Suriyeli Alevinin öldürüldüğünü ve onlarcasının intikam cinayetleri, saldırılar
ve yağmalamaların gerçekleştiği 40 ayrı yerden kaybolduğunu tespit etti. Alevi
kasabalarında ve mahallelerinde gerçekleşen toplu katliamlarda beş büyük grup
yer aldı. Bu bölgelerin çoğu üç gün boyunca birden fazla grup tarafından
vuruldu.
HTŞ birimleri
Operasyonda yer alan HTŞ güçleri arasında Birim 400, Osman
Tugayı ve Genel Güvenlik Servisi (GGS) olarak bilinen ana kolluk kuvveti birimi
yer alıyordu. En az 10 bölgede, yaklaşık 900 kişinin öldürüldüğü yerlerde bu
birimlerin dahil olduğu tespit edildi.
Esad düşmeden önce, GGS, HTŞ'nin kontrolü altındaki İdlib
vilayetinde ana kolluk kuvveti koluydu. Şu anda Suriye İçişleri Bakanlığı'nın
bir parçası.
2020'de BM, HTŞ kolluk kuvvetleri yetkililerinin elinde
gerçekleşen infazlar ve suistimallerle ilgili raporlar açıklamıştı. İnsan
Hakları İzleme Örgütü, o zamanlar El Nusra Cephesi olarak bilinen HTŞ'nin
2013'te Lazkiye'de infazlarla 149 Aleviyi öldürdüğünü belgelemişti.
Birim 400, hiçbiri resmi Suriye hükümet hesaplarından
olmayan bir avuç çevrimiçi gönderide geçiyordu. Bu hesapların birçoğu Aralık
ayının başlarında, aynı dili kullanarak, Birim 400 militanlarının batı
Suriye'ye konuşlandırıldığını söylüyordu. Gönderilerde, Birim 400, HTŞ içindeki
"en güçlü birlikler arasında" olarak tanımlanıyor ve "yüksek
düzeyde eğitim almış ve en modern silahlarla donatılmış" olarak
tanıtılıyordu.
Birden fazla tanığa ve birimin bir üyesine göre, Birim 400,
Esad'ın düşüşünden sonra kıyı bölgelerine taşındı. Yabancı bir istihbarat
kaynağı, birliğin karargahını eski Suriye deniz akademisinde kurduğunu ve
yalnızca Savunma Bakanlığı'nın en üst seviyelerine karşı sorumlu olduğunu
aktardı.
Türkiye destekli gruplar
Esad'a karşı cihatçı güçlerin arkasına aldığı başlıca
ülkelerden biri olan Türkiye, son on yılda Suriye'de askeri müdahalelerde
bulundu ve hem Esad'a hem de Suriyeli Kürt güçlerine karşı oradaki silahlı
grupları destekledi.
Bu gruplar, Suriye'nin ikinci büyük "muhalif
koalisyonu" olan Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) bir
parçasıydı. SMO'nun kurulduğu günden beri insan kaçırma, cinsel şiddet ve geniş
çaplı yağmalama geçmişi olduğu biliniyordu.
Türkiye'nin Esad'a karşı desteklediği gruplar arasında
Sultan Süleyman Şah Tugayı ve Hamza tümeni de vardı.
Alevi cinayetlerinde bu iki grubun en az sekiz farklı
bölgede yer aldığı ve yaklaşık 700 kişinin öldürüldüğü ortaya çıktı. Facebook
sayfasında Sultan Süleyman Şah Bölüğüne bağlı bir milis şunları yazdı: "Kameraları
kapatın. Her erkeği öldürün. Kanları domuzlar kadar kirli."
Sünni fraksiyonlar
Alevi katliamlarına imza atan diğer İslamcı Sünni gruplar
arasında Esad karşıtı isyancı güçler olan Ceyş-ul İslam, Ceyş-ul Ahrar ve
Ceyş-ul İzza yer aldı. Yaklaşık 350 kişinin öldürüldüğü en az dört yerde bu
grupların bulunduğu tespit edildi.
Ceyş-ul İslam, 2013 yılında bir dizi Alevi kadın ve erkeği
yakalayarak onları Suriye ve Rusya'nın Şam'daki hava saldırılarından korunmak
için büyük metal kafeslere koymuştu. Grup ayrıca iç savaş sırasında
anlaşamadığı bazı "muhaliflerin" kaybolmasından da sorumlu tutuluyor.
Yabancı silahlı gruplar
Alevi katliamlarında bazı yabancı silahlı gruplar da yer
aldı. Bunlar arasında, yaklaşık 500 kişinin öldürüldüğü tespit edildiği 6 yerde
Türkistan İslam Partisi, Özbekler, Çeçenler ve bazı Arap savaşçılar yer
alıyor.
Silahlı Sünni siviller
Ülkede iç savaş sırasında gittikçe büyüyen Sünni
mezhepçilik, bu katliamlar sırasında Sünni sivillerin Alevilerin yaşadığı komşu
köylere ve mahallelere saldırmasına da yol açtı. Bu intikam cinayetlerinin iki
ana yerinin Arza köyü ve Baniyas şehri olduğu ve buralarda toplamda 300 kişinin
öldürüldüğü tespit edildi.