Geçtiğimiz günlerde ABD’deki Fox News Ana Haber Bültenine
konuk olarak çıkarılan Aaron Cohen İsrail asıllı bir ABD vatandaşı. İsrail
Ordusunda görev yaptıktan sonra burada kullanılan “anti-terör” yazılımların ABD
içinde de kullanılmasını öneriyor. Trump taraftarı yandaş medyada ekrana çıkan
Cohen, Beyaz Saray’ın kendisiyle temasa geçmesini isteyen bir işgüzar olabilir
ancak söyledikleri aslında İsrail ile ABD istihbarat servisleri arasında
süregiden işbirliğini yeniden hatırlamak için önemli.
Aaron Cohen canlı yayında şunları söyledi:
“Kolluk kuvvetleri için kamuya açık interneti radikal
unsurlar ve taktik planlama açısından tarayan ilk yapay zeka destekli tehdit
tespit sistemini kurdum. Trump yönetiminden biri dinliyorsa, mesajım onlara.
Benimle ortak olun ve bunu hayata geçirip yerel kolluk kuvvetlerine ihtiyaç
duydukları araçları sağlayalım. Benim teknolojim bu tehditlerin ortaya çıkmasını
önleyecek. İsrail modeli Palantir altyapısını esas alıyor. Beyaz Saray beni
arasın. Bunu ulusal ölçekte uygulayalım. Projemin adı Gideon.”
"Deli bir adamın saçmalamaları" denilip
geçilebilecek bir söylem. Kabul. Ancak arkasında maalesef gerçeklik payı var.
İsrail istihbarat servisleri ve özel sektördeki silah
şirketleri arkalarına aldıkları küresel Yahudi sermayesinin desteğinin ötesinde
başta ABD olmak üzere İngiltere ve Kanada istihbarat ve ulusal güvenlik
servisleri tarafından muazzam şekilde besleniyor. Bu ilişki ağı ilk kez ABD
Ulusal Güvenlik Ajansı NSA çalışanı Edward Snowden’in 2013 yılındaki ifşaatı
sırasında öğrenmiştik.
Snowden tarafından ifşa edilen ABD-İsrail istihbarat
paylaşım anlaşması belgesi.
İsrail’in çok çeşitli ülkelere silah satışları bilinen bir
konudur ancak istihbarat ve casus yazılımlarının ne kadar yaygın olduğu bu
kadar bilinmez. İsrail tarafından kamuya açık kaynaklardan yapılan
taramalardan, Facebook gibi sosyal mecralarından yapılan araştırmalara
değinmiyorum bile. İsrailli şirketler tarafından geliştirilen casus
yazılımlardan "Cellebrite" adlı yazılım kilitli cihazlara erişim
sağlanmasına yarıyor. Temmuz 2024’de dönemin ABD Başkan adayı Donald Trump’a
suikast girişiminde bulunmak üzereyken yakalanan Thomas Matthew Crooks’un
telefonuna hiçbir şekilde erişilemezken İsrail yazılım şirketinin desteğiyle
"Cellebrite" sayesinde şifresi kırılmıştır. Bunun dışında
"Pegasus" adı verilen yazılım sayesinde her türlü cep telefonu
işletim sistemine uzaktan korsan yazılım yüklenerek telefondaki mesajlar
okunabilmekte, konuşmalar dinlenebilmekte, şifreler ve konum bilgisi
alınabilmekte.
İsrail ayrıca Gazze’de sürmekte olan katliam sırasında
ortaya çıktığı üzere yapay zeka destekli yazılımlarla cep telefon başta olmak
üzere alınan tüm sinyal ve elektronik haberleşme verilerine dayanarak “yanılma
payını” göz ardı ederek sivil hedefleri olası Hamas lider kadrosu bulunma
ihtimaline karşı bombaladığı biliniyor.
Öte yandan İsrail silah şirketlerinin küresel ölçekte silah
ticaretinden kazandığı büyük kârın dışında emperyalist ülkelerin sınır aşan
projelerinde aslan payını aldığını hatırlatalım. Bunların başında Akdeniz
bölgesi ağırlıklı yürütülen izinsiz göçmen hareketine karşı geliştirilen
"Frontex" programı bulunuyor. Uzun adı "Avrupa Birliği Üye
Ülkelerinin Dış Sınırlarının Yönetimi için Operasyonel İşbirliği Ajansı"
olan kurum, denizdeki izinsiz göçmen hareketini İsrail insansız hava araçları
(İHA) ve istihbarat ağı sayesinde gerçekleştiriyor.
Bunun dışında İsrailli özel şirketler çok çeşitli hükümetler
doğrudan çalışarak hukuk dışı uygulamalara, yargısız infazlara olanak tanıyor.
Kolombiya’da bir dönem Devlet Başkanlığı, bundan önce de Savunma Bakanlığı
yapmış olan Juan Manuel Santos, Kolombiya’nın "Latin Amerika’nın
İsraili" olmakla itham edildiğini, kendisinin bundan gurur duyduğunu
belirtmişti. Santos, ülkedeki iç savaş döneminde FARC üst düzey yöneticilerine
Ekvador sınırları içinde düzenlenen kanlı harekâtın İsrailli güvenlik şirketi
Global CST sayesinde yapılabildiğini açıklamıştı.
İsrail, başta ABD olmak üzere çeşitli Batı Avrupa
ülkelerindeki polis ve emniyet teşkilâtı tarafından el üstünde tutulmakta,
İsrail’in Filistin gündeminde kazandığı “deneyim” çok değerli bulunmaktadır.
Bir dönem görev tanımı içinde ABD Kongresini savunmak olan Capitol Emniyet
Müdürü Terrence W. Gainer İsrail’i anti-terör uygulamalarının Harvard’ı olarak
tanımlamıştır. Amerikalı polisler çeşitli dönemlerde İsrail’e eğitime
gönderilmekte, burada öğrendikleri teknikleri kullanmaktadır.
Derek Chauvin, George Floyd üzerinde İsrail tekniğini
uyguluyor.
25 Mayıs 2020 tarihinde polis memuru Derek Chauvin
tarafından Afro-Amerikalı George Floyd üzerinden uygulanan teknik, İsrail
askerlerinin Filistinliler üzerinde geliştirdikleri bir tekniktir! ABD çapında
daha çok küçük yerleşim yerlerinde İHA ve güvenlik kamera kayıtları, telefon
sinyalleri sayesinde özellikle Afro-Amerikalıların takip edildiği bilinen bir
gerçek.
Ayrıca İsrail tarafından Gazze ve Batı Şeria sınır
kapılarında kullandığı yüz tanıma sistemi Arizona’da yerli kızılderili
topluluklara, Meksika sınırında göçmenlere karşı fiilen kullanılmaktadır.
Kullanıldığı kişiye karşı tüm cep telefonu bilgilerine erişim sağlayan Pegasus
sisteminin başta ABD olmak üzere pek çok ülkenin devlet kurumları tarafından
satın alındığı biliniyor/sol