Rasthaber - Donald Trump, Pazartesi akşamı Avrupa ve NATO liderlerini hem aşağıladı hem de
onlardan haraç aldı. Bu, İran’ın onunla müzakere etmesini isteyen sözde
“ıslahatçı” çevrelerin iddialarına rağmen gerçekleşti. Trump, sadece
anlaşmalara değil, en yakın müttefiklerine bile değer vermediğini bir kez daha
ortaya koydu.Alaska zirvesinden 3 gün sonra, Pazartesi akşamı (İran
saatiyle) Beyaz Saray, Ukrayna savaşını durdurma amacıyla Avrupa’nın büyük
güçlerinin liderleri ve Zelenski’nin toplandığı bir mekân oldu. Bu toplantıya
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İngiltere Başbakanı Keir
Starmer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Fransa Cumhurbaşkanı
Emmanuel Macron, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Almanya Şansölyesi Friedrich
Merz, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte
katıldı. Amaç, Trump’ı Nobel Barış Ödülü hayalleri arasında Avrupa, Ukrayna ve
NATO’nun çıkarlarına da biraz önem vermeye ikna etmekti.
Avrupa ve NATO liderlerinin, Beyaz Saray’daki Oval Ofis’te
Trump’ın karşısında boyun eğmiş koyunlar gibi sıraya dizilmiş görüntüsü dünyada
büyük yankı uyandırdı. Batılı sosyal medya kullanıcıları, bu fotoğrafı
“kölelik”, “aşağılama” ve “Avrupa’nın ölüm belgesi” olarak yorumladı.
Putin’e Kırmızı Halı, Avrupa’ya Aşağılama
Bu fotoğraf ibretlerle dolu. Türkiye’deki ıslahatçı çevreler, ülkenin
sorunlarından çıkış yolunu Trump gibi biriyle müzakerede görüyor. Oysa Trump en
yakın müttefiklerine böyle davranıyorsa, kendisinin düşmanı olan İran’a nasıl
davranacağı açıktır. Yorumcular sosyal medyada, Amerika’nın müttefiklerinden
haraç aldığını, onları Beyaz Saray’da aşağıladığını ve sonunda Putin karşısında
yalnız bıraktığını yazdılar. Alaska’da Putin’e kırmızı halı seren Trump’ın bu
tavrı, onun sadece güce saygı duyduğunu; güçsüz ülkelerin onun gözünde hiçbir
değer taşımadığını gösteriyor.
Avrupa ve Ukrayna’ya Dayatmalar
Geçtiğimiz haftalarda AB, ABD ile yaptığı ticaret anlaşmasında güvenlik
işbirliğini artırmak adına tavizler vermek zorunda kalmıştı. Ukrayna da
madenlerinin yarısını aşağılayıcı bir anlaşmayla ABD’ye bıraktı. Buna rağmen
Trump onları yine de aşağıladı. Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill
Dmitriev, bu sahneyi “Baba Trump ve Avrupa’nın liderleri” sözleriyle alay etti.
Zelenski’nin Teşekkür Maratonu
Geçen yılki sert ve aşağılayıcı Trump görüşmesinden ders alan Zelenski, bu kez
siyah takım elbiseyle ve sürekli teşekkürlerle Oval Ofis’e geldi. Sadece 4,5
dakikalık konuşmasında Trump’a 11 kez teşekkür etti; hatta 50 saniye içinde 7
defa “Thanks” dedi. Bu davranışıyla gerilimi azaltmaya çalıştığı açıkça
görüldü.
Güvenlik Garantileri Avrupa’nın Cebinden
Toplantılar esas olarak Ukrayna’ya güvenlik garantilerine odaklandı. Fakat
burada da Trump’ın haraç mantığı kendini gösterdi. Financial Times’a
göre, Ukrayna barış anlaşması sonrası ABD’den 100 milyar dolarlık silah almayı
kabul etti; bunun finansmanını Avrupa üstlenecek. Ayrıca ABD ile 50 milyar
dolarlık drone üretim anlaşması yapıldı. NATO Genel Sekreteri Rutte, 30’dan
fazla ülkenin bu güvenlik çerçevesi üzerinde çalıştığını söyledi. Macron da
ABD’nin güvenlik garantileri taahhüdünün görüşmelerin en önemli sonucu olduğunu
belirtti.
Her Şey Putin Görüşmesine Bağlı
Trump toplantı sonrası Putin’le telefonla görüştü ve Zelenski ile Putin’in bir
araya gelmesi kararlaştırıldı. Barış ihtimali bu görüşmeye bağlandı. Konu,
özellikle “toprak takası” üzerinde yoğunlaşıyor. FT’ye göre, Ukrayna toprak
vermeyeceğini ve sadece ateşkesi kabul edebileceğini söylüyor. Ancak Wall
Street Journal’a göre, Zelenski Trump’ın önerdiği “orantılı toprak
değişimi” fikrini masaya getirmeye razı oldu. Zelenski daha sonra bu konunun
sadece Putin’le özel görüşmelerde tartışılacağını açıkladı.
Rusya ise tavizsiz. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, uzun
vadeli bir anlaşmanın ancak Rusya’nın güvenlik çıkarlarının ve Ukraynalı
Rusların haklarının tamamen korunmasıyla mümkün olacağını vurguladı.
Sonuç
The Telegraph, Trump’ın “toprak karşılığı güvenlik garantisi” planını
Ukrayna’nın “ağır yenilgiden kaçmak için tek şansı” olarak niteledi. Kabul
edilmezse ABD desteğinin çekilebileceği ve Kiev’in “yakın teslimiyet” riskiyle
karşı karşıya kalabileceği ifade edildi.