Donald Trump, Mısır ve Ürdün'ün Filistinleri Gazze'den sürme
planına razı olacağını bu sefer çok net bir dille vurguladı. Perşembe akşamı
Beyaz Saray'da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kendisine şu soru
soruldu:
"Mısır Cumhurbaşkanı ve Ürdün Kralı, Gazzelileri kabul
etme teklifinizi reddettiğini duyurdu. Bunu yapmalarını sağlamanın bir yolu var
mı?"
Trump şöyle yanıt verdi:
"Evet, yapacaklar. Yapacaklar. Yapacaklar. Tamam mı?
Biz onlar için çok şey yapıyoruz ve onlar da bunu yapacak."
TON KESKİNLEŞİYOR
ABD Başkanı'nın kullandığı ton hep daha kararlı hala geliyor
gibi görünüyor zira cumartesi günü Ürdün Kralı II. Abdullah, pazartesi gecesi
ise Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fattah es-Sisi ile Gazzelilerin tehciri için
konuştuğunu söylemiş, her ikisinin de Filistinlileri ülkelerine “kabul
edeceğine inandığını” kaydetmişti.
Trump şöyle konuşmuştu:
"O benim arkadaşım ve eminim bize yardım edecektir.
Bunu yapmayı çok istiyorum. Keşke bazılarını kabul etse. Onlara (Mısır'a) çok
yardım ettik ve eminim o da bize yardım edecektir. O, dünyanın çok zor bir
yerinde olan eski bir arkadaşım. Ama bence o bunu yapacak ve bence Ürdün Kralı
da bunu yapacak."
AHLAKİ KİSVE
Amerikan Başkanı gazetecilerin sorusu üzerine
Filistinlilerin iyiliği için ısrar ettiğini ileri sürmüştü: “İnsanların
huzursuzluk, devrim ve şiddet olmayan bir yerde yaşamasını isterim. Gazze'ye
baktığınızda, uzun yıllar cehennem gibiydi... Bu yüzden daha güvenli ve belki
de çok daha iyi ve daha rahat bir yerde yaşayabilirler."
'KATILAMAYACAĞIMIZ BİR ADALETSİZLİK'
Mısır ve Ürdün artık tekliften “talimata” doğru evrilen
planı ilk ortaya atıldığından beri açıkça reddediyor. Sisi bu konuda en son
çarşamba günü konuştu. Kahire'de Kenya Cumhurbaşkanı William Ruto ile
düzenlediği basın toplantısında, "Mısır'ın Filistin davasına ilişkin
tarihi duruşunun sabitleri asla tehlikeye atılamaz." dedi. Gazzelilerin
tehcirinin "katılamayacakları bir adaletsizlik" olduğunu kaydeden
Sisi sözlerini şöyle sürdürdü:
"Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilgili
söylenenlere, Mısır'ın ulusal güvenliği üzerindeki etkisi nedeniyle asla
müsamaha gösterilemez veya izin verilemez."
Sisi, Mısır'ın "iki devletli çözüme dayalı arzu edilen
barışı elde etmeyi amaçlayan Başkan Trump ile çalışmaya kararlı olduğunu"
da sözlerine ekledi.
Aynı gün birkaç saat sonra Amman'dan yapılan açıklamaya göre
II. Abdullah da "Ürdün'ün, Filistinlilerin kendi topraklarında tutulması
ve İsrail ile Filistin arasındaki iki devletli çözüme uygun olarak meşru
haklarının garanti altına alınması gerektiği konusundaki kararlı tutumunu"
vurguladı.
'REDDEDEN TUTUMLA ÖVÜNÜYORUZ'
HAMAS ve diğer direniş örgütleri Trump'ın planına ilk günden
beri şiddetle karşı çıkıyor. Hareketin Gazze'deki lideri Halil el-Hayya,
Kahire'de özgürlüğüne kavuşan mahkumlar için düzenlenen törende yaptığı
konuşmada, Mısır ve Ürdün'ün Gazzelileri yerinden etme projesini reddeden
tutumlarıyla gurur duyduğunu belirtti.
Kahire'nin başını çektiği Arap başkentlerinin bu planları
engelleme kabiliyetine olan güvenini dile getiren Hayya, “işgal tüm Filistin
topraklarından sökülüp atılana kadar kurtuluş mücadelesinin devam edeceğini” de
sözlerine ekledi.
'SAVAŞ SUÇLARINI TEŞVİK'
HAMAS Siyasi Büro Üyesi Bassem Naim ise "Onlarca yıldır
yerinden etme ve alternatif vatanlar kurma planlarını nasıl engellediyse
halkımız bu tür projeleri de engelleyecek." şeklinde konuştu.
Filistin İslami Cihat da Trump'ın fikrini kınayarak, bunun
"savaş suçlarını teşvik etmek" anlamına geldiğini söyledi. Mahmud
Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi de halkın bölge dışına taşınmasına
yönelik "her türlü projeyi" kınadı.
İSRAİLLİLER BU KADARINI BEKLEMİYORDU
Donald Trump'ın Orta Doğu Temsilcisi Steve Witkoff ile
Binyamin Netanyahu'nun çarşamba günü Kudüs'te yaptığı görüşmede bu konu da ele
alındı. ABD tarafının kararlılığı İsraillileri bile şaşırttı. Toplantının
ardından Kanal 13'e konuşan yetkililer şöyle dedi:
"Amerikalılar, bu fikir konusunda ciddi, bunun sadece
bir laftan ibaret olmadığı izlenimine kapıldık."
Kanal 12'ye göreyse Trump'ın Rehine İşlerinden Sorumlu
Temsilcisi Adam Boehler, Mısır ve Ürdün'ün Filistinlileri kabul etme fikrini
reddetmelerinin ardından bir alternatif sunmaları gerektiğine inandığını
belirtti. Boehler, Trump'ın Kahire ve Amman için uygun gördüğü bir öneri
sunduğunu ancak Başkan'ın başka seçeneklere de açık olduğunu aktardı.
'TEL AVİV'İN TALEPLERİNİ BENİMSİYOR'
Filistinli siyasetçi ve İsrail Parlamentosu eski üyesi Cemal
Zahalka, Trump yönetiminin Gazze sakinlerinin sınır dışı edilmesine
alternatifler üretilmesi yönündeki açıklamalarını “son derece tehlikeli” olarak
nitelendirdi.
“Trump, Gazze'yi yeniden inşa etmekten bahsederek planına
insani bir karakter kazandırmaya çalışıyor.” diyen Zahalka sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Arnavutluk ve Endonezya gibi potansiyel sınır dışı
hedefleri olarak yeni öneriler sunmaya başladılar. Bu pozisyon, İsrail
taleplerinin tam olarak benimsendiğini gösteriyor. Planın, İsrail sağıyla tam
bir uyum içinde olan Amerikan aşırı sağındaki yardımcıları tarafından Trump'ın
zihnine yerleştirildiği anlaşılıyor. İsrail’deki aşırı sağda büyük bir sevinç
var ve hükümet içinde bu projenin kabul edilmesi için baskı var.”
'EN KISA SÜREDE UYGULANMALI'
Hedef Doğu Akdeniz: Tehcir teklifti talimat oldu... Trump,
Sisi ve II. Abdullah'ın Filistinlileri sürme planını 'kabul edeceğini'
vurguladı.
Nitekim Gazze'deki ateşkes anlaşması nedeniyle hükümeti
düşürme tehditleri savuran Dini Siyonizm Partisi Başkanı ve Maliye Bakanı
Bezalel Smotrich, Trump'ın tasarısını “mükemmel” ifadesiyle tave “en kısa
sürede uygulanması için Başbakan ve Kabine ile birlikte bir operasyonel plan
geliştireceğini" kaydetti.
Ateşkes anlaşmasını “yenilgi” olarak gördüğü için Güvenlik
Bakanlığı görevinden istifa edip koalisyondan çekilen bir diğer aşırılıkçı
Yahudi Gücü Partisi Başkanı İtamar Ben Gvir, Trump'ı “girişiminden dolayı kutladı.”
Fanatik siyasetçi sözlerine şöyle devam etti:
"Geçen yıl boyunca, gönüllü göçü teşvik etmek için
defalarca çağrıda bulunduk. Bence dünyanın en büyük gücünün başkanı bu fikri
ortaya attığında, İsrail hükümeti göçü teşvik etmeyi hemen uygulamalı."
İBRE DOĞU AKDENİZ'E KAYIYOR
ABD Başkanı, ilk döneminde Birleşik Arap Emirlikleri ve
Bahreyn ile İsrail'in ilişkilerini normalleştiren İbrahim Anlaşmaları'nı
genişleterek sürdürmek istiyor. Hedef Suudi Arabistan. Ancak Riyad, Tel Aviv
ile imzalanacak herhangi bir anlaşmayı Filistin Devleti'nin tanınması koşuluna
bağlıyor.
Bu noktada Trump'ın Filistinlileri sürme planı ABD'nin uzun
yıllardır dile getirdiği ama uygulamaya geçirmek için hiçbir şey yapmadığı iki
devletli çözüm fikriyle de kökten çelişiyor.
Beyaz Saray'ın Rusya ve Çin'e diş geçirmekte zorlanacağı ABD
istihbarat raporları ve yetkililerin açıklamalarıyla sabit. Son Gazze hamlesi,
Moskova ile Pekin hakkında ılımlı açıklamalarını sürdüren Donald Trump ve yeni
yönetimin odak noktasının Doğu Akdeniz olacağını gösteriyor. Önümüzdeki hafta
Washington'da yapılacak Trump-Netanyahu zirvesinin ana gündem maddesi de bu
mesele olacak.
Damadın turizm tasarıları
Trump'ın ilk döneminde Arap-İsrail dosyasını elinde tutan
Yahudi damadı Jared Kushner, Gazze'ye yönelik saldırının başlangıcında bölgeyle
alakalı bazı fikirlerini dile getirmişti. Geçen Mart ayında şöyle konuşmuştu:
"Gazze farklı bir şekilde yeniden inşa edilmeli.
Heyecan verici bir yer. Deniz kenarında harika bir konum. En iyi hava, her şey
güzel. Orada güzel şeyler yapabilirsiniz.”
İsrail'in Filistin direnişini "temizlemek" için
çalışırken sivilleri sınır dışı ederek Negev Çölü'ne veya Mısır'a nakletmesi
gerektiğini de söyleyen Kushner sözlerini şu şekilde sürdürmüştü:
"Bu oldukça talihsiz bir durum. Ben İsrail olsaydım,
insanları oradan çıkarmak ve sonra Gazze'yi temizlemek için elimden geleni
yapardım.”/aydınlık