“Yapay zekâda kim öndeyse dünya lideri de o olacak. Yapay zekâ
için küresel yarışa liderlik etmeliyiz. Derin bir değişimin eşiğindeyiz ve bunu
liderlik ve dikkatle yönlendirmeliyiz.” Bu cümleler, ülkelerin üst düzey siyasi
yetkililerinin günümüzün en güçlü teknolojisi hakkında yaptığı yorumların bir
parçasıdır. Yapay zekâ dünyayı ele geçirmeye devam ediyor ve geleceği her
zamankinden farklı bir biçimde şekillendiriyor.
Nefes kesen bir rekabette, farklı ülkeler bu farklı
gelecekte yer kazanmak ve yerlerini sağlamlaştırmak istiyorlar. Ülkelerin bu
stratejik teknolojinin politika yapımı ve yönetimine ilişkin kararları,
önümüzdeki yılların denklemlerindeki konumlarını belirleyecek. Bu yazıda,
farklı ülkelerin bu alanda benimsediği strateji incelenmiştir.
Japonya, yapay zekânın geliştirilmesi ve yönetilmesinde
lider bir ülkedir ve bu alanı yönlendirmek için nispeten merkezi bir yapıya
sahiptir. Merkezi politika oluşturma teşkilatı, 2019 yılında kurulan hükümetin
kabinesinin altında yer alan Yapay Zekâ Strateji Ofisi'dir. Bu ofis, Bilim, Teknoloji
ve Yenilik Konseyi ve Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı ve İçişleri ve
İletişim Bakanlığı gibi bakanlıklarla işbirliği içinde, stratejiler
oluşturmaktan, bunların uygulanmasını denetlemekten ve kamu, özel ve akademik
sektörler arasındaki iş birliğini kolaylaştırmaktan sorumludur.
Japonya'nın büyük stratejisi olan “Yapay Zekâ Stratejisi
2022”, üç temel alanı içerir ve bunlar; insan kaynakları eğitimi, teknoloji
geliştirme ve kamu ve endüstriyel sektörlerde yapay zekâ kullanımıdır. Kurumlar
arasındaki koordinasyona ve paylaşılan veri platformlarının kullanımına
odaklanmak, Japonya'nın stratejisinin önemli bir parçasıdır.
Japonya henüz yapay zekâyı düzenlemek için kapsamlı, bağlayıcı yasalar çıkarmadı. Bunun yerine, yapay zekânın güvenli ve etik kullanımı için yönergeler ve kılavuzlar yayınlayarak yumuşak yasa (soft law) yaklaşımını kullanıyor.
Güney Kore, 2019 yılında “Ulusal Yapay Zekâ Stratejini” benimseyerek
yapay zekânın geliştirilmesi ve yönetimi için tutarlı bir çerçeve oluşturdu. Bilim
ve Tekonoloji ve İletişim Bakanlığı politika yapımından ve yönetimden
sorumludur. Bu bakanlık, çeşitli kurumlarla işbirliği içinde araştırma ve
geliştirme, düzenleme ve eğitim programlarını yönlendirmektedir.
Güney Kore'nin stratejisi, yapay zekâ için gelişmiş yarı
iletkenlerin geliştirilmesi, veri platformları, insan kaynakları eğitimi ve
yapay zekâ etiği dâhil olmak üzere yedi temel sütun içeriyor. Bu ülke ayrıca, bu
teknolojinin geliştirilmesi için yasal ve altyapısal desteği kolaylaştırmak
amacıyla Yapay Zekânın Geliştirilmesine İlişkin Temel Yasayı da geçirmiş, ancak
yasa henüz uygulanmamıştır ve 2026'da yürürlüğe girecektir.
Bu ülkede düzenleme açısından, yenilik ve güvenlik arasında bir denge kurmaya çalışan yumuşak ve sert düzenlemelerin karışık bir yaklaşımı benimsenmiştir. Yönetim yapısı nispeten merkezidir ve merkezi hükümet tarafından yönetilmektedir.
Çin, dünyadaki en kapsamlı ve merkezi yapay zekâ yönetim
yapılarından birine sahiptir. Ana politika oluşturma organı, Bilim ve Teknoloji
Bakanlığı ile birlikte Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu'dur. Çin Devlet
Konseyi, 2017 yılında Çin'i 2030 yılına kadar yapay zekâda küresel bir lider
haline getirmeyi amaçlayan “Yeni Nesil Yapay Zekâ İçin Kalkınma Planını” yayınlamıştır.
Bu politika, araştırma kurumları ve büyük teknoloji
şirketleriyle iş birliği içinde geliştirildi. Çin hükümeti, inovasyon
merkezlerine, üniversitelere ve özel şirketlere milyarlarca dolar yatırım yaptı
ve Pekin, Şanghay ve Shenzhen gibi şehirler yapay zekâ merkezlerine dönüştü.
Düzenleme açısından Çin, yapay zekânın içerik, veri güvenliği ve etik kullanımını kontrol etmek için katı çerçevelere sahiptir. Siber Güvenlik Yasası ve Algoritmik Hizmetler Düzenlemeleri gibi yasalar, platformları ve algoritmaları düzenlemek için yürürlüğe konmuştur. Çin ayrıca hükümet kontrolü, şeffaflık ve ulusal güvenliğe odaklanan belirli yapay zekâ yasaları taslağı hazırlamaktadır. Yönetim yapısı oldukça merkezi, otoriter ve devlet merkezlidir. Çin, yapay zekâ alanında çok sayıda düzenleme yürürlüğe koymuş olsa da, şimdiye kadar yapay zekâyı düzenleyen kapsamlı ve birleşik bir yasa çıkarılmamıştır.
ABD, yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesinde önde
gelen ülkelerden biridir, ancak bazı diğer ülkelerin aksine, yönetim yapısı
ulusal düzeyde kapsamlı ve merkezi bir çerçeveden yoksundur. ABD’de yapay zekâ alanında
politika belirlemek çeşitli federal ve eyalet kurumları arasında
parçalanmıştır. Federal düzeyde, Beyaz Saray (Bilim ve Teknoloji Politikası
Ofisi aracılığıyla), Ticaret Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve diğer kurumların
her birinin yapay zekânın geliştirilmesi, standardizasyonu ve denetimiyle
ilgili kendi politikaları vardır. Bu arada, kongre ayrıca yapay zekânın
fırsatları ve tehditleri hakkında birçok yasa tasarısı ve duruşma düzenlemiş,
ancak henüz kapsamlı bir mevzuat çıkarmamıştır.
Bu federal boşluk nedeniyle birçok eyalet bağımsız olarak
harekete geçti. 2024'ün sonuna kadar 45 eyalette 550'den fazla yapay zekâ ile
ilgili yasa tasarısı sunuldu veya kabul edildi. Bu yasalar veri koruma,
sağlıkta yapay zekâ, polis denetimi ve algoritmik şeffaflık gibi çok çeşitli
konuları kapsıyor. Bu parçalanma, her eyalette farklı düzenlemelerle
karşılaşmak zorunda olan şirketler ve geliştiriciler için zorluklar yarattı.
Avrupa Birliği, dünyadaki en tutarlı yapay zekâ yönetim
yapılarından birine sahiptir. AB'nin politika oluşturma ve düzenleyici yapısı,
merkezi bir şekilde tasarlanmıştır ve AB kurumları ve üye devletlerarasında da
yakın iş birliği vardır. Avrupa Komisyonu, 2018'den beri Yapay Zekâ için Avrupa
Stratejisini sunarak bu alanda net bir yön sağlayan genel yapay zekâ
politikalarını tanımlamada önemli bir rol oynamaktadır.
AB'de yapay zekâ yönetim yapısı yüksek düzeyde odaklanma ve ulus ötesi koordinasyonla tasarlanıyor ve üye devletlere de düzenlemeleri ulusal alanlarla uyarlamaları için yeterli alan tanınıyor.
2021 yılında Türkiye, 2021-2025 dönemi için “Ulusal Yapay Zekâ
Stratejisini” yayınladı. Bu politikanın geliştirilmesinden ve koordinasyonundan
sorumlu kurum Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisidir. Bu kurum, bakanlıklar,
araştırma kurumları ve özel sektör arasındaki politika yapımını ve
koordinasyonu merkezi olarak denetler. Ulusal Yapay Zekâ Enstitüsü de Türkiye
Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) gözetiminde faaliyet
göstermektedir.
Türkiye'nin stratejisi, araştırma yeteneklerini iyileştirmeye, yapay zekâ alanında istihdamı artırmaya ve tarım, eğitim ve ulaşım gibi öncelikli sektörlerde yapay zekâyı kullanmaya odaklanmaktadır. Düzenleme alanında, Avrupa Birliği'ne benzer kapsamlı bir yasal çerçeve henüz geliştirilmemiştir, ancak Türkiye düzenlemelerini uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmeye çalışmaktadır.
Malezya, Ulusal Yapay Zekâ Politika Çerçevesinin ilk
versiyonunu 2019'da yayınladı. Bu politikadan Bilim, Teknoloji ve İnovasyon
Bakanlığı sorumludur ve uygulanması Malezya Dijital Ekonomi Ajansı ile iş birliği
içinde yürütülmektedir. Bu çerçeve, veri altyapısı oluşturmayı, yetenek
geliştirmeyi ve yapay zekânın temel endüstrilerde uygulanmasını kolaylaştırmayı
amaçlamaktadır.
Malezya, çeşitli programlar aracılığıyla yapay zekânın kullanımında etik standartları ve düzenlemeleri yükseltmeyi amaçlamaktadır. Yönetim yapısı yarı merkezidir ve geliştirilme aşamasındadır.
Endonezya, Ulusal Araştırma ve Yenilik Ajansı liderliğinde
2020 yılında “Yapay Zekâ için Ulusal Stratejisini” yayınladı. Bu strateji beş öncelikli
alanı hedefliyor ve bunlar; sağlık, bürokratik reform, eğitim, gıda güvenliği
ve ulaşımdır. Bu stratejinin ana odak noktası veri altyapısının geliştirilmesi,
vasıflı işçilerin eğitilmesi ve kademeli düzenlemedir. Endonezya'daki yönetim
yapısı hala parçalı ve nispeten merkezileşmemiş durumdadır, ancak hükümet
koordinasyon kurumları ve bölgesel iş birliği kurarak bu alanda daha fazla tutarlılık
yaratmak için çalışmaktadır.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) nispeten merkezi ve planlı
bir yapay zekâ yönetim yapısına sahiptir. 2017 yılında, bağımsız bir Yapay Zekâ
Bakanlığı kuran dünyadaki ilk ülke olmuştur. Bakanlık, ülkede yapay zekâ politika
yapımı, yatırımı, gelişimi ve düzenlemesi için ana sütun görevi görüyor.
BAE Yapay Zekâ Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Bilgi ve
İletişim Teknolojileri Bakanlığı ve Dijital İnovasyon Merkezi gibi diğer
hükümet kuruluşlarıyla işbirliği yaparak, BAE'yi 2031 yılına kadar küresel bir
yapay zekâ merkezine dönüştürmeyi amaçlayan ulusal bir yapay zeka stratejisi
geliştirdi. Bu strateji, araştırma ve geliştirmeye büyük yatırımlar yapmayı,
uzman insan gücü eğitimi ve teknolojik altyapı oluşturmayı içeriyor.
BAE, düzenleyici bir bakış açısından, teknolojilerinin etik ve güvenli kullanımını sağlamak için yasalar ve düzenlemeler geliştirdi. Etik ilkelere ve gizliliğe uyumu izlemek için özel komisyonlar kuruldu ve yapay zekâ kullanımında şeffaflık ve hesap verebilirlik için politikalar var.
Arabistan, ulusal dönüşüm planı “Vizyon 2030” çerçevesinde
yapay zekâ alanına kapsamlı yatırımlar yaptı ve bu teknolojinin yönetimi ve
geliştirilmesi için nispeten merkezi bir yapı oluşturdu. Bu yapının merkezi
kurumu, “Suudi Veri ve Yapay Zekâ Örgütü altında faaliyet gösteren "Ulusal
Veri ve Yapay Zekâ Merkezi’dir. Ulusal merkez 2019 yılında kuruldu ve görevi
makro stratejiler geliştirmek, politika yapmak, yatırımı kolaylaştırmak ve veri
odaklı teknolojilerin ulusal kalkınma hedefleriyle uyumlu olmasını sağlamaktır.
Suudi Arabistan 2020 yılında “Ulusal Veri ve Yapay Zekâ
Stratejisini” açıkladı. Strateji altı ana sütundan oluşuyor ve bunlar; güçlendirme,
yetenekleri güçlendirme, sermaye çekme, bir inovasyon ekosistemi oluşturma,
gelişmiş teknolojiler geliştirme ve düzenlemedir. Programın amacı Suudi
Arabistan'ı 2030 yılına kadar yapay zekâ alanında dünyanın en iyi 15 ülkesinden
biri yapmaktır.
Suudi Arabistan yapay zekâ için politikalar geliştirme ve
rehberlik çerçeveleri oluşturma konusunda aktif olsa da bu alanda henüz resmi
ve kapsamlı bir mevzuat onaylanmadı.
Suudi Arabistan'daki yapay zekânın yönetim yapısı oldukça merkezileştirilmiş olup, diğer hükümet ve özel kurumlarla yakın etkileşim içinde olan Ulusal Veri ve Yapay Zekâ Merkezi adlı tek bir kuruluş aracılığıyla yönetilmektedir.