“Yeryüzünde mutlaka iki defa fesat çıkaracak, çok
böbürleneceksiniz. Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü
kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her
tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi. Bir zaman sonra onlara karşı
size tekrar üstünlük verdik, servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık;
adamlarınızın sayısını daha da çoğalttık. Eğer iyilik ederseniz kendiniz için
iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet
ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha
önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi
yakıp yıksınlar istedik.”
Allah bu ayetlerde İsrailoğullarının iki kez fitne ve bozgunculuk
çıkaracağının haberini vermiştir. Her iki seferde de Allah'ın gönderdiği bir kullarla
karşı karşıya kalacaklarını, ikinci defasında da Allah'ın savaşçılarının onları
ortadan kaldıracağını bildirmiştir.
Çıkardıkları Fitne ve Bozgunculuktan Dolayı Allah’ın
İsrailoğullarına Azabı Kesindir
Merhum Allame Tabatabai el-Mizan Tefsirinde bu ayet hakkında
şöyle buyurmaktadır:
وَ کانَ وَعْداً مَفْعُولًا (Bu, yerine getirilmiş bir vaatti)
cümlesi, bu hükmün kesin olduğunu vurgulamaktadır yani bunun anlamı şudur; ilk
bozgunculuğunuza karşı vaat ettiğimiz azap geldiği vakit, topraklarınızı ele
geçirerek topraklarınızın merkezine karşı ilerlemeleri ve sizi rezil edip,
bağımsızlığınızı, haysiyetini ve iktidarınızı yok etmeleri için halktan güçlü kullarımızı
size karşı yetiştireceğiz ve bu kaçışı olmayan bir vaattir.”
Allah-u Teala İsra
Suresinin 6. Ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Bir zaman sonra onlara karşı size
tekrar devlet ve kudret verdik.”
Bu konuyla ilgili
olarak el-Mizan Tefsirinde şöyle geçmektedir: ‘Bunun sebebi, onların küfür ve nifaktan
yüz çevirmeleridir. Bu da önceki kötülüklerinin acı etkilerini tatmalarının
sonucudur ve aynı şekilde ikinci vaad ve başka bir deyimle ikinci azap, onların
iyiliklerden kötülüklere yönelmelerinden dolayıdır. Çünkü iyi ve kötü her
amelin etkisi sahibine geri dönmektedir.’
İkinci Vaadin
Azabı İsrailoğulları İçin Daha Çetindir
İlk vaadin olduğu
ayet yani “O iki taşkınlıktan birincisinin mukadder zamanı gelince size,
azap etmede çetin, kuvvetli kullarımızı gönderdik de yurdunuzun ta içine girip
sizi araştırdılar ve bu, yerine getirilen bir vaatti” ile “İkinci
vaadimizin mukadder zamanı gelince gene yüzünüzü karartacaklar, ilk defa
girdikleri gibi gene mescide girecekler, üst geldiklerini büsbütün mahiv ve
helak edeceklerdir” ayeti kıyaslandığında şu anlam çıkmaktadır; ikinci vaad
İsrailoğulları için çok daha çetin olacaktır ve bu vaadde tamamen yok olmaya
yakın olduklarından bahsedilmektedir ve ayette geçen şu cümle bunu anlatmak
için yeterlidir; “…ilk defa girdikleri gibi gene mescide girecekler, üst
geldiklerini büsbütün mahiv ve helak edeceklerdir”
Ayetin manası şudur; ikinci vaadin vakti geldiğinde, yani İsrailoğulları ikinci kez hadlerini aştığında, biz o kullarımızı onları keder ve üzüntüye boğmaları, aşağılamaları ve tıpkı ilkinde olduğu gibi Mescid-i Aksa’ya girmeleri ve ele geçirdikleri her şeyi yok etmeleri ve yine ele geçirdikleri toprakları yakıp yıkmaları için zorladık.
Fakat
İsrailoğullarının isyan ve bozgunculuk nedeniyle bastırıldığı ikinci sefer hakkında
şu söylenmelidir ki, İsrailoğulları varlık gösterdikleri günden bu yana isyan
ve bozgunculuk çıkarmış, pek çok felaket ve bela da görmüşlerdir, öyle ki bu kavmin
tarihinde bu tür felaketlerin ikiden fazla yaşandığı kaydedilmiştir. Ancak bahsi
geçen ayetler bunlardan ikisiyle özdeştirilebilir ve şu olay kesinlikle ayette
bahsi geçen olaylardan biridir ve bu olay Babil Krallarından II. Nebukadnezar
tarafından altı yüzyıl önce başlarına gelen bir olaydır ve yaklaşık yüzyıl
harabe halinde kalmışlardır.
Bu kralın hikâyesi
de şu; II. Nebukadnezar başlangıçta İsrailoğullarını destekledi fakat onlardan
isyan görünce üzerlerine sayısız ordu gönderdi ve onları kuşatıp şehirlerini
yok etti. Her şeyi yıktı, hatta Mescid-i Aksa'yı bile yıktı, Tevrat'ı ve
peygamberlerin kitaplarını yaktı, insanları katletti, öyle ki birkaç kadın,
çocuk ve zayıf adamdan başka kimse kalmamıştı.
Ancak
İsrailoğullarının başına gelen diğer olaylar ikinci vaade işaret değildir ve müfessirlere
göre bu olay henüz gerçekleşmemiştir.