Şehid Mutahhari'nin Dilinden Tövbe -1

GİRİŞ: 20.04.2024 09:34      GÜNCELLEME: 20.04.2024 09:34
Rasthaber -  Şehid Mutahhari'nin dilinden tövbe..."Allah'a yakınlaşmanın ilk durağı"
Bu gece «Sülük»ün ilk durağı hakkında konuşmak istiyorum. însan eğer Allah'a yakınlaşmak istiyorsa mutlaka bu durak, bu nokta ve bu merhaleden başlamalıdır. Bize gereken de budur zaten. Bu yolda hiç bir adım at¬mayan bizler için, saliklerin yüce makamı hakkında konuşmak yarar sağlamaz. Ama eğer amel ehli isek; Allah'a yakınlaşmak için ilk olarak hangi duraktan geçmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Hangi merhaleyi katet-meli, ibadet ve ubudiyete nereden başlamalıyız?

Allah'a yakınlaşmanın ilk durağı tövbedir.

Bu geceki konuşmamı tövbe hakkında sürdürmek istiyorum.

Tövbe ne demektir? Psikolojik açıdan tövbe insan üzerinde nasıl bir durum meydana getirir ve manevi açıdan ne gibi yararları vardır. Birçoğumuzun görüşünde tövbe çok normal bir iştir. Hiç bir zaman tövbeyi psikolojik açıdan incelemeyi düşünmemişiz. Aslında tövbe, insanların hayvanlara karşı taşıdığı özelliklerden biridir. Yani insanın sahip olduğu, özellikler, istidatlar ve seçkinliklerin hiç biri hayvanlarda mevcut değildir, İnsan¬da mevcut olan bu yüce istidatlardan biri de tövbedir. «Tevbe»; (anlamım ileride genişçe açıklayacağım) «Estağfirullahe Rabbi ve etübü îleyhi» cümlesini dille söylemek değildir. Tövbe; İnsanda meydana gelen, psikolojik, Ruhî bir durum, ruhî bir inkılaptır. Estağfirüllah... cümlesi bu durumu beyan eder, bu durumun kendisi değildir. Bunun gibi birçok deyiş vardır ki, gerçeğin kendisi değil gerçeğin açıklayıcısıdır. Biz günde bir kaç kez? «Estağrifüllah...» söylüyorsak, günde bir kaç kez tövbe ettiğimizi sanmayalım. Eğer günde bir kere gerçek tevbe etmiş olursak muhakkak ki Allah'a yakınlaşmak için  bir merhale kat etmiş oluruz.

Bu konuya bir önsöz söylemek istiyorum dikkat buyurun!
Cansız varlıklar, bitkiler ve hayvanlar arasında belli bir fark vardır. Şöyle ki; Cansız varlıklar, hareket ettikleri yönde, kendi iradeleri ile yön değiştirme istidadına sahip değiller. Yer küresinin güneş etrafında ve kendi etrafında dönmesi gibi. Veya diğer yıldızların hareketi gibi Veyahut yukarıdan atacağınız bir taşın yere-inerken kat ettiği hareket gibi. Bu kesindir. Yani; yukarıdan bırak-tığınız taş belli bir yöne doğru hareket etmektedir. Bu taşın kendiliğinden yön değiştirmesi mümkün değildir. Taşın yönünü değiştirmek için harici bir etkenin bulunması gerekir. Bu etken ister cisim olsun ister dalga. Ama canlı varlıklar hareket yönlerini değiştirme istidadına sahiptirler. Yani yaşamları ile bağdaşmayan şartlarla karşılaştıklarında yönlerini değiştirebilir. Bu durum hayvanlarda çok açıktır. Örneğin bir koyun veya güvercin hatta bir sinek bile hareket ederlerken bir zorlukla karşılaştıklarında derhal yön değiştiriyorlar. Yüz seksen derecelik bir dönüş yapabilirler. Yani, önceki hareketinin tam tersine hareket edebilirler. Bitkiler de böyledir. Ağaçlar ve bitkiler belli şartlarda ve sınırlı olarak içlerinden kendilerini yönlendirebiliyorlar. Yer altında hareket eden bir ağaç kökü sert bir kayaya vardığında kendi yönünü değiştirebiliyor. 

Tövbe, İnsanın yön değiştirmesidir. Ama bitki gibi sade bir yön değiştirmek değil veya hayvanın yön değiştirmesi gibi değil. Bu sadece ve sadece insana özel bir yön değiştirmedir.

Tövbe, bir nevi iç inkılâptır, bir çeşit kıyamdır. Bir çeşit inkılâptır: İnsanın kendisinden kendisine karşı yapılan bir kıyam. Bu insana özel bir yön değiştirmedir. Bitki yönünü değiştiriyor, ama kendisine karşı hiçbir zaman kıyam etmez. Bu ilginç yetenek bitkilerde var, cansız varlıklarda yoktur. Hayvanlarda da var. İnsanda ise daha da ilginç bir yetenek vardır. Kendi içinde kendisine karşı ayaklanıyor. Gerçekten ayaklanıyor. Kendisine karşı inkılâp ediyor. Ama insanın kendi içinden kendisine karşı kıyam etmesi ayaklanması nasıl gerçekleşebilir? Olur mu ki, bir şahıs kendisi kendisine karşı ayaklansın? Evet, olur. Nedeni şudur ki, tek bir şahıs tek bir gövde değil mürekkeptir basit değil. Yani, bu şurada tek başımıza oturduğumuzda, aynen hadisi şerifin tabiri ile bir cansız oturmuş, bir bitki oturmuş, şehvetli bir hayvan, yırtıcı bir hayvan, bir şeytan, bir melek oturmuştur sanki, şairlerin dediği gibi tüm hasletler onda bir araya gelmiştir. Yani insan bir oluşumdur. Bazen, Domuzun sembolize ettiği şehvetli hayvan, insan vücudunun tüm kontrolünü ele geçiriyor, diğer şeytanî ve melekî sıfatlara fırsat vermiyor. Bir anda bunların biri tarafından ona karşı ayaklanma oluyor. Her şey alt üst oluyor ve insan vücudunda yeni bir yönetim ortaya çıkıyor. Günahkâr insan, vücudundaki aşağılık sıfatlar (hayvan veya şey-tanın) kendisine musallat olandır.

 Burada bir takım melekler de mahpustur, burada bütün bir güç tutukludur. Tövbe, yani iç ayaklanma; İnsan vücudunun yüce ve ulu makamları, insan vücuduna hükmeden alçak ve kötü makamlara karşı inkılâp yapıyor ve vücut iç yönetimini ele geçiriyor. Onları hapsediyor, kendi güçleri ile kendi orduları ile kontrolü ele geçiriyorlar bu bir halet (durum) dir; Hayvanlarda ve bitkilerde yoktur. Aynı şekilde akside mümkündür. Yani insan vücudundaki alçak ve kötü makamlar, ulu makamlara karşı ayaklanıp devrim yapar, iyi hasletleri yakalayıp hapseder ve vücut iç yönetimini ele geçirir. Eğer tecrübe etmişseniz: Bazı kişiler eğitim, metodunu bilemiyorlar. İnsan eğitiminde tüm bu güçlerin birer hikmet olduğunu bilmiyorlar. Eğer bizde şehvani istekler varsa, anlamsız ve boşuna değildir. Biz bu şehvani istekleri tabii ihtiyaç kadar doyurmalıyız. Bunun bir sınırı var, bir hakkı var, bunların hakkını miktarınca vermek gerekir. Meselâ diyelim ki siz evinizde bir hayvan, at, eşek, köpek veya kedi saklıyorsunuz. Atı binmek veya köpeği bekçilik için besliyorsunuz. Bunların yiyeceğe ihtiyacı var, yiyeceğini vermelisiniz. 

Sen ruhunu ibadetle razı etmelisin yani; bu hakkı ona vermeli, bu hazzı ona tattırmalısın. Sen melekütî sıfatlı bir varlıksın, O âleme doğru uçmalısın. Bu meleği hapsettiğin zaman, nasıl bir rahatsızlıklar doğuracağını biliyor musun? 
Lezzet yolunu içte ara dışta değil, Saray ve köşklerde arayanı ahmak bil,
tevhid haber

Demek ki, «Tövbe»; İnsan ruhunun yüce, ulu ve mukaddes makamlarının, insanın hayvani ve alçak makamlarına karşı tepkisidir. «Tövbe; İnsanım melek sıfatlı güçlerinin, şeytanî ve yırtıcı sıfatlı güçlerine karşı mukaddes inkılâbıdır. Tövbenin mahiyeti budur. Şimdi, bu pişmanlık ve düğüm noktası insanda nasıl meydana gelir?

Evvelâ şunu bilmelisiniz ki; insan vücudunda; Bu mukaddes unsurları işlemez hale getirebilecek bir şeyler vuku bulsa veya, serbest olamayacak şekilde zincirlerle bağlanmış olsa, o insana tövbe nasip olmaz. Bir ülkede inkılâp yapılabilmesi için bir takım temiz unsurların bulunması gerektiği gibi, insan vücudunda da temiz ve mukaddes unsurlardan bulunmalı ki, tövbe edebilsin. Aksi takdirde hiç bir zaman tövbe etmeye muvaffak olamaz.
însan hangi şartlarda dönüş yapar tövbe eder? Eğer Allah'ı tanıyorsa O'na dönüş yapabilir. Eğer Allah'ı tanımıyorsa başka bir duruma düşer belki aklını oynatır, çıldırır veya başka bir duruma düşer.

Söyledik ki; «Tövbe.» bir çeşit tepkidir. Elinizdeki topu yere doğru vurduğunuzda tekrar size dönüyor, topun yere doğru hareketi sizin gücünüzle gerçekleşiyor. Ancak yerden yükselişi yere vurulmasının bir tepkisidir. C bir fiildir, bu ise tepki, yere vurduğunuz top ne kadar havalanır? Bu, o fiilde kullanılan gücün miktarına veya yerin sertlik derecesine bağlıdır. Yer ne kadar düz ve sert olursa tepki de o kadar fazla olur. Demek ki tepkinin ölçüsü, sizin kullandığınız güç miktarı ve yüzeyin düzlük ve sertlik derecesine bağlıdır.

İnsan ruhunun günahlara karşı tepkisi iki şeye bağlıdır: Birincisi fiilin şiddetine, yani günahın şiddetine ruhumuzun alçak sıfatlarının, ruhumuzun ulvi makamlarına indirdiği darbenin şiddetine bağlıdır. Eğer insanın işlediği günah daha az ve küçük olursa, insan ruhunda daha az tepki meydana gelir, günah büyüdükçe tepki de büyür. Bu nedenledir ki, cani ve taş yürekli insanların bile işledikleri cinayet çok büyük ve korkunç ise ruhu tepki gösterir. İnsan ruhunun tepki göstermesinin ikinci unsuru da, darbe inen yüzeyin, düz ve sert olmasıdır. Yani insanın vicdan, iman ve fıtratının güçlü ve sağlam olmasıdır. Bu durumda darbe zayıf olsa bile tepkisi fazla olacaktır. Bunun içindir ki, güçlü ve sağlam imana sahip olan kişiler, çok küçük günahlar, hatta günah sayılmayan mekruhları bile işlediğinde ruhu tepki gösterir. O ameller ki, ben ve siz günde yüzlercesini işliyor ve bir günah işlediğimizin farkına bile varmıyoruz. Ama temiz insanlar, bir mekruh davranışta bulunduklarında peş peşe tövbe ediyorlar. 

YORUMLAR

REKLAM