Ayet ve Hadisler Işığında Camiler

"Kesinlikle ilk günden takva üzere yapılan bir mescit, içinde durmana daha müstahaktır."
GİRİŞ: 15.11.2019 09:41      GÜNCELLEME: 15.11.2019 09:41
Rasthaber -  Mescit; secde edilen yer, namaz kılınan mekân, ibadet edilen mevki anlamlarına gelir. Mescitlerin en meşhuru Mescid-i Haram yani Kâbe ve sonra ise Mescid-i Aksa’dır. Ardından da diğer mescitler gelmektedir. Mescitler Allah’ın dinini öğrenmede, öğretmede, yaşamada, yaşatmada, bireysel ve toplumsal ibadetlerde, siyasal ve kültürel konularda çok önemli bir rol sahibidirler. Bundan dolayı Kur’an-ı Kerim'de ve hadislerde kendisinden çokça söz edilmiştir.

Günümüzde Türkiye’de mescitler daha çok “cami” diye adlandırılmaktadır. Aslında ikisi aynı mekânlardır. Şimdi mescitlerin önemi hakkında birkaç ayet ve hadis aktaracağız:

1- Yeryüzünde yapılan ilk bina mescit idi. Dolayısıyla diğer binalara oranla mescit yapımına daha çok önem vermeliyiz. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

إِنَّ أَوَّلَ‏ بَيْتٍ‏ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذي بِبَكَّةَ مُبارَكاً وَ هُدىً لِلْعالَمينَ.[1]

"Kesinlikle, insanlar için yapılan ilk ev, âlemler için mübarek ve hidayet olan Mekke’deki evdir."

2- Allah-u Teâlâ mescidi kendi evi olarak kabul etmiş, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail olmak üzere iki büyük peygamberi de onun hizmetçileri karar kılmıştır. Dolayısıyla mescitlerin gönüllü hizmetçisi olmalıyız. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

وَ عَهِدْنا إِلى‏ إِبْراهيمَ وَ إِسْماعيلَ أَنْ طَهِّرا بَيْتِيَ‏ لِلطَّائِفينَ وَ الْعاكِفينَ وَ الرُّكَّعِ السُّجُودِ.[2]

"Tavaf edenler, itikâfa girenler, rükû edenler ve secde edenler için evimi temizleyin diye İbrahim ve İsmail ile sözleşmiştik."

3- Peygamberimiz (saa) Medine’ye hicret ettiği zaman, Medine’nin dışında yaklaşık en beş gün kaldı ve orada Mescid-i Kuba’yı yaptı. Medine’ye girdiği zaman da Mescid-i Nebi’yi yaptı. Dolayısıyla bulunduğumuz yerde veya gittiğimiz yerde mescit yoksa biz de hemen bir mescit yapılması için harekete geçmeliyiz. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

لَمَسْجِدٌ أُسِّسَ عَلَى التَّقْوى‏ مِنْ أَوَّلِ يَوْمٍ أَحَقُّ أَنْ تَقُومَ فيهِ.[3]

"Kesinlikle ilk günden takva üzere yapılan bir mescit, içinde durmana daha müstahaktır."
 
4- Müşriklerin ve putperestlerin mescitlerden uzak tutulması gerekir. Çünkü mescitler, turistik mekânlar değil, kutsal yerlerdir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

يا أَيُّهَا الَّذينَ آمَنُوا إِنَّمَا الْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلا يَقْرَبُوا الْمَسْجِدَ الْحَرامَ بَعْدَ عامِهِمْ هذا.[4]

"Ey iman edenler! Müşrikler yalnızca necistirler. Öyleyse bu yıllarından sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar."

5- Peygamberimizin (saa) miraca çıkması mescitlerden başlamıştır. Dolayısıyla mescitlerden veya ibadet mekânlarından uzak duran bir kimsenin manevi yönden ilerlemesi çok zordur. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

سُبْحانَ الَّذي أَسْرى‏ بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذي بارَكْنا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آياتِنا إِنَّهُ هُوَ السَّميعُ الْبَصيرُ.[5]

"(Allah) münezzehtir ki kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan, ayetlerimizden kendisine gösterelim diye, etrafını bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya yürüttü. Kesinlikle O işitir, görür."

6- Mescitlere giderken en güzel şekilde giyinmek, koku sürünmek, saçı başı düzeltmek, hazırlık yapmak gerekir. Çünkü âlemlerin Rabbinin evine gidilmektedir. Farz edelim ki bir cumhurbaşkanının evine ziyarete gideceğiz; kendimizi en güzel şekilde hazırlarız. Öyle değil mi? Dolayısıyla Allah’ın evine giderken de daha güzel bir şekilde hazırlanıp gitmemiz gerekir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: 

يا بَنِي آدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَ كُلُوا وَ اشْرَبُوا وَ لا تُسْرِفُوا إِنَّهُ لا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ.[6]

"Ey Âdemoğulları! Her mescid yanında ziynetinizi alın. Yiyin, için ve israf etmeyin. Kesinlikle O israf edenleri sevmez."

7- Mescitler çok kutsaldır. Herkes mescit yapmaya ve onarmaya layık değildir. Dolayısıyla bir mescidin temeli atılırken veya onarımı yapılırken, inançsız veya inancı zayıf, takvasız, ahlaksız kişileri ondan uzak tutalım. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

ما كانَ لِلْمُشْرِكينَ أَنْ يَعْمُرُوا مَساجِدَ اللَّهِ شاهِدينَ عَلى‏ أَنْفُسِهِمْ بِالْكُفْرِ.[7]

"Müşriklerin, küfürlerine bizzat kendileri şahitler iken, Allah’ın mescitlerini onarmaları olmaz."

8- Mescitleri yalnızca iman eden, namaz kılan, zekât veren, takvalı olan kişiler yapabilir ve onarabilir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

إِنَّما يَعْمُرُ مَساجِدَ اللَّهِ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَ الْيَوْمِ الْآخِرِ وَ أَقامَ الصَّلاةَ وَ آتَى الزَّكاةَ وَ لَمْ يَخْشَ إِلاَّ اللَّهَ.[8]

"Allah’ın mescitlerini, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı kılan, zekâtı veren, Allah’tan başkasından korkmayan kişiler onarabilir."

9- Eğer bir mescit takva üzere yapılmadıysa, Müslümanlar arasında probleme neden oluyorsa, fitne ve fesat merkezi ise asla ona gitmemek gerekir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

وَ الَّذينَ اتَّخَذُوا مَسْجِداً ضِراراً وَ كُفْراً وَ تَفْريقاً بَيْنَ الْمُؤْمِنينَ وَ إِرْصاداً لِمَنْ حارَبَ اللَّهَ وَ رَسُولَهُ مِنْ قَبْلُ وَ لَيَحْلِفُنَّ إِنْ أَرَدْنا إِلاَّ الْحُسْنى‏ وَ اللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّهُمْ لَكاذِبُونَ لا تَقُمْ‏ فيهِ أَبَداً.[9]

"Müminler arasında zarar, küfür, tefrika (çıkarmak) için; daha önceden Allah ve Resulü ile savaşan kişileri gözetlemek için; “Biz güzellikten başkasını istemedik” diye yemin ederek mescit edinen kişiler vardır. Allah kesinlikle onların yalan söylediklerine şahitlik eder. Ebediyen onun içinde durma."

10- Mescide giden bir kişi, aslında Allah-u Teâlâ’nın konuğudur. Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmuştur:

"Tevrat’ta (Allah-u Teâlâ’nın sözüyle) şöyle yazılmıştır: Mescitler, yeryüzündeki evlerimdir. Evinde temizlenen sonra da beni evimde ziyaretime gelen bir kula ne mutlu! Bilin ki ziyaretçiye ikram etmek ziyaret edilen kimsenin üzerine aittir. Bilin ki karanlıklarda mescitlere gelen kişilere, kıyamet günündeki parlak nur müjde olsun."[10]

 11- Allah’ın peygamberlerinin, imamlarının, velilerinin, müminlerin kabirlerinin üzerine mescit yapmanın hiçbir sakıncası yoktur. Hatta bu konuda Kur’an’da teşvik bile vardır. Nitekim Ashab-ı Kehf’i mağarada üç yüz dokuz yıl sonra bulan müminler şöyle dediler:

فَقالُوا ابْنُوا عَلَيْهِمْ بُنْياناً رَبُّهُمْ أَعْلَمُ بِهِمْ قالَ الَّذينَ غَلَبُوا عَلى‏ أَمْرِهِمْ لَنَتَّخِذَنَّ عَلَيْهِمْ مَسْجِداً.[11]

"Dediler ki: “Onların üzerine bir bina yapın. Rableri onları daha iyi bilir.” Onların işlerine galip olan kişiler dediler ki: “Kesinlikle onların üzerine bir mescit yapacağız.”

Nitekim Kâbe’nin kenarında birçok peygamberin ve müminin defnedildiği bilinmektedir. Ayrıca Peygamberimizin (saa) mescidi de onun mutahhar kabrinin üzerine bina edilmiştir…

12- Yeryüzünün her yeri ve her toprağı secdegâh kılınmıştır. Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmuştur: 

"Yeryüzünün tamamı, benim için ve ümmetim için mescit ve toprağı temiz karar kılınmıştır."[12]
 
13- Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmuştur:

"Bir kuş yuvası kadar olsa da, kim bir mescit yaparsa, Allah onun için cennette bir ev yapar."[13]

14- Mescitlerde cemaatle namaz kılmaya çok teşvik vardır. İşte bunlardan birinde Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmuştur: 

"Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış gibi sevap alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa, bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır."[14]

15- Mescitlerde cemaatle namaz kılmanın çok sevabı vardır. Peygamberimiz (saa) bu konuda şöyle buyurmuştur:

"İnsanlar ezan okumanın ve ilk safta yer almanın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi."[15]

16- Kıyamette şikâyette bulunacak varlıklardan biri de mescitlerdir. İmam Ali (sa) şöyle buyurmuştur:

"Kıyamet gününde şu üç şey şikâyette bulunacaktır; Kur’an, Mescit, Ehlibeyt. Kur’an diyecek ki; “Ya Rabbi! Beni yaktılar ve beni paramparça yaptılar.” Mescit diyecek ki: “Ya Rabbi! Beni terk ettiler ve beni zayi ettiler.” Ehlibeyt diyecek ki: “Ya Rabbi! Beni gasp ettiler, beni sürdüler, beni avare ettiler."[16]

17- Mescitler, tevhit inancının merkezleridirler. İmam Cafer Sadık (sa) şöyle buyurmuştur:

"Yahudiler ve Hıristiyanlar, kendilerine ait olan ibadet yerlerinde Allah’a şirk koşuyorlardı. İşte bundan dolayı Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

وَ أَنَّ الْمَساجِدَ لِلَّهِ فَلا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَداً.[17]

“Kesinlikle mescitler Allah’ındır. Öyleyse hiçbir kimseyi Allah’la birlikte çağırmayın.”

Allah, mescide saygı göstermeyen kişiye lanet etsin.[18]

18-Mescitleri yani secde yerlerini sadece mekânlar olarak anlamayalım. Çünkü bazı uzuvlarımız da secde yerleridir. Dolayısıyla özel bir konuma sahiptirler. Bu konuda şöyle nakledilmiştir:

İmam Cevad (sa) Bağdat’ta iken yaşanan bir gelişme imamet makamının halk arasında yayılmasına sebep olmuştur. Hırsızın elinin nereden kesilmesi gerektiğine dair saray âlimleri arasında tartışmalar çıkmış ve bazıları bilekten, bazıları dirsekten ve bazıları da kolun dipten kesilmesi gerektiğini söylemişlerdir. Abbasi halifesi Mu’tasım, İmam Cevad’dan (sa) konu hakkındaki görüşünü istemiş, İmam da halifenin ısrarı üzerine görüşünü açıklayarak şöyle buyurmuştur:

"Hırsızın yalnızca parmakları kesilir ve elinin gerisine dokunulmaz."

İmam Cevad (sa) buna delil olarak şu ayeti kerimeyi ileri sürer:

وَ أَنَّ الْمَساجِدَ لِلَّهِ فَلا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَداً.[19]

"Kesinlikle mescitler Allah’ındır. Öyleyse hiçbir kimseyi Allah’la birlikte çağırmayın."

Mu’tasım, İmam Cevad’ın (sa) cevabını beğenir ve hırsızın parmaklarının kesilmesi emrini verir.[20]

19- Mescitlerle ilgili daha birçok konu vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

a) Mescitte yüksek sesle konuşulmamalıdır. Batıl sözler söylenmemelidir. Alış veriş konuları gündeme getirilmemelidir. Boş sözlerden uzak durulmalıdır.

b) Mescit için atılan her adım için sevap vardır.

c) Mescitte namazı beklemek için oturmanın sevabı vardır.
 

ç) İçinde namaz kılınmayan mescit, Allah’a şikâyette bulunur.

d) Mescidin komşusu, eğer namazını mescitte kılmazsa değeri yoktur.

e) Allah-u Teâlâ, mescit ehlinden dolayı, azabı diğerlerinden kaldırır.[21]

ehlader

[1]Al-i İmran: 96

[2]Bakara: 125

[3]Tevbe: 108

[4]Tevbe: 28

[5]İsra: 1

[6]Araf: 31

[7]Tevbe: 17

[8]Tevbe: 18

[9]Tevbe: 107-108

[10]Bihar: 83/373, Hikmetnameyi Peygamberi Azam: 12/120

[11]Kehf: 21

[12]Bihar: 16/92, Hikmetnameyi Peygamberi Azam: 3/546

[13]Bihar: 77/121, Hikmetnameyi Peygamberi Azam: 12/122

[14]Buharî: Ezan 34, Müslim: Mesacid 260

[15]Müslim: Salât 129, Buhârî: Ezan 9, 32

[16]Uyun-ul Hikem: 214

[17]Cin: 18

[18]Tefsiri Nur: 12/253

[19]Cin: 18

[20]Bihar: 50/5

[21]Tefsir-i Nur: 12/255

YORUMLAR

REKLAM