Şöyle anlatayım… 28 Şubat “darbe” sayılınca, her zamanki
gibi “mağdurum da mağdurum” diyenler ortaya çıktı. Kimi 28 Şubat MGK’sinin
yapıldığı gün daha çocuk yaştaydı. Kiminin derdinin 28 Şubat’la dolaylı olarak
bile bağlantısı yoktu. Gelgelelim, mağduriyet hiç bitmeyen ekmekti." diye
yazdı.
Ağustos 1996-Kasım 1999 yılları arasında TSK'dan ihraç dilen
personel sayısının 746 olduğuna işaret eden Terkoğlu, "Bunlardan kaçının
gerekçesi FETÖ dersiniz?
Tamı tamına 243. Bu, ihraç edilenlerin yüzde 33’ünün, yani
ihraç olan her üç kişiden birinin, FETÖ nedeniyle atılması demek.
Daha da daraltırsak 28 Şubat MGK’sinden sonraki, 26 Mayıs
1997 tarihli YAŞ kararı ile TSK’den ihraç edilen sayısı 162.
Bunlardan kaçının gerekçesi FETÖ dersiniz?
Tamı tamına 73. Bu, 28 Şubat’tan sonraki ilk MGK’de ihraç
olanların yüzde 45’i, yani ihraç olan her iki askerden biri, FETÖ nedeniyle
ordudan atıldı...
TSK’den “28 Şubat dönemi”nde atılanların önemli bir
bölümüne, AKP’li belediyelerde iş bulundu. AKP döneminde rütbeleri ve özlük
hakları yasal düzenlemelerle iade edildi. FETÖ ile sözde mücadele başladığında
ise aynı isimler ikinci kez FETÖ gerekçesiyle belediyelerden de atıldı. Bununla
da kalmadı, yeniden takılan rütbeleri ikinci kez söküldü. Örnek olsun, adını az
önce verdiğimiz Orhan Sipahioğlu ve Emir Altıntaş, AKP döneminde İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan ve 701 sayılı KHK ile tekrar rütbeleri
sökülen “sözde 28 Şubat mağdurları”ydı
10 yıl önce Cumhuriyet’in karşısında, AKP’nin FETÖ ve
liberallerle kurduğu ittifak vardı. Bugün bu ittifaka, ulusalcılığı
Talibancılıkla karıştıranlar ile Atatürk’ün taht deviren ulus milliyetçiliğini
“Saray milliyetçiliği”ne evriltmeye çalışanlar eklendi. Erbakan’ın ölmesinin
ardından, 10 yıl önce açılan 28 Şubat dosyası ise dün 28 Şubat döneminde görev
yapan Atatürkçü askerlerin rütbesinin sökülmesiyle sonlandı. Herkes rütbesi
sökülen askerlere baktı ama asıl sır yukarıda anlattığım hikâyedeydi. Sökülen
rütbeler, “28 Şubat mağduru” denilerek ikinci kez FETÖ’nün omuzlarına takıldı.
Görünmeyen bir ayrıntı daha…
Bu adımla, FETÖ’den bugün atılanlar için de yeni bir yol
açılmış oldu. Zira, 28 Şubat davasında ceza alanlar, Batı Çalışma Grubu’nun
faaliyetlerinden ceza almış görünse de bu grubun ihraçlarla ilgisi yoktu.
1996-1999 arasında atılanlar, MİT’in raporlarıyla, YAŞ gibi Cumhurbaşkanı’nın
da imzasının olduğu anayasal kurum kararlarıyla ihraç edilmişti. Konu, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındığı zaman, bu mahkeme bile aleyhlerinde karar
vermişti. Ancak yıllar sonra, Cumhurbaşkanı’nın da imzasının olduğu MGK ve YAŞ
kararları yasadışı ilan edilerek, TSK’den FETÖ gerekçesiyle atılanlar “mağdur”
sayıldı. 28 Şubat dönemine yıllar sonra yapılan bu uygulamanın, yarın
tekrarının olmayacağını kim söyleyebilir?
Sen yol olamazsan, yol sen olursun. Sorsanız “aynı menzile
yürüdükleri”ni köprüden attılar. Oysa bastıkları toprağı onlara hazırlayanların
yolundaki yürüyüş, kimi düşe kimi kalka sürüyor.