"İsrail, Suriye'de istikrarı sabote ediyor"
İsrail'in Suriye'de istikrarsızlık yaratmayı amaçladığını
belirten Fidan, "Son bir haftadır gelişmeleri hep beraber yakından takip
etmekteyiz. Ülkenin güneyinde yaşanan gelişmelerle başından beri yakından
ilgilendik. Olaylar, İsrail'in Dürzileri koruma bahanesiyle gerçekleştirdiği
müdahaleyle birlikte başka bir boyuta büründü. Son yedi aydır, bölge
devletlerinin yanı sıra ABD ve Avrupa ülkeleri, Suriye halkına destek amacıyla
yapıcı bir yaklaşım ortaya koymuştur." diye konuştu.
Fidan, bütün uluslararası toplum ve bölgesel aktörlerin,
Suriye'nin, "teröre ev sahipliği yapmadığı" ve düzensiz göçe
kaynaklık eden bir ülke olmadığı bir yer olması için çaba içerisinde olduğunu
söyleyerek "İsrail ise Suriye'de barış, istikrar ve güvenliği sağlamaya
yönelik tüm bu girişimleri sabote etmek istemektedir. Açık ve net bir şekilde
ifade edilmesi gereken bir gerçek var. Çevresinde istikrarlı bir ülke görmek
istemeyen İsrail, Suriye'yi bölmeyi amaçlamaktadır." ifadelerini kullandı.
"Mücadelemiz sürüyor"
Türkiye olarak bölgedeki bütün çatışmaların ve savaşların
son bulması, istikrarın gelmesi için yıllardır canla başla mücadele edildiğine
işaret eden Fidan, Türkiye'nin diplomatik çabalar ortaya koyduğunu hatırlattı.
Fidan, bölgedeki sıkıntılardan, güvenlik olarak terör
açısından en fazla zarar gören ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirterek
"Ama buna rağmen mücadelemizi sürdürürken daha büyük stratejik vizyon
olarak istikrarı ve iyiliği ortaya koymaya çalışıyoruz. Irak'la, Suriye'yle,
İran'la bütün ilişkilerimiz bu şekilde gelişiyor. Fakat İsrail, bunun zıddına
kendi bölgesini gittikçe güçsüzleştirip kaosta tutmaya çalışan bir politika
izliyor. Suriye'de son olan gelişmeler de bunun bir yansımasıdır." dedi.
"Müdahale ederiz"
Suriye'deki gruplara da değinen Fidan, şunları kaydetti:
"Hiçbir grup parçalamaya yönelik hareket içine
geçmesin. Diplomasi yoluyla konuşacağımız çok şey var. Her şey konuşulur.
Konuşuluyor da bütün gruplarla, bütün unsurlarla. Ama bunun ötesine geçerek,
şiddet kullanarak bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya doğru giderseniz, biz bunu
kendi milli güvenliğimize yönelik doğrudan tehdit olarak algılar ve müdahale
ederiz. Bölünme dışında ne konuşuyorsanız konuşun. Ne talepleriniz varsa yapın.
Biz bu konuda nasıl yardımcı olacaksak olalım ama bunun ötesine geçtiğiniz zaman
biz kendimizi tehdit altında tutmayız."