İstanbul'da Belediyelere Yönelik Soruşturma: 10 Tutuklama

GİRİŞ: 14.02.2025 07:34      GÜNCELLEME: 14.02.2025 07:34
Rasthaber - İstanbul'da CHP'li belediyelere yönelik 11 Şubat'ta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan, aralarında Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcılarının da bulunduğu 10 kişinin tutuklanmasına karar verildi.

"Kent uzlaşısı" gerekçe gösterilerek İstanbul'da 9 CHP'li ilçe belediyesine yönelik terör soruşturması başlatılmış, Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcılarının da aralarında bulunduğu 10 kişi gözaltına alınmıştı.

11 Şubat'ta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür, Üsküdar Belediye Meclis Üyesi B.K, Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi E.G, Fatih Belediye Meclis Üyesi G.A, Tuzla Belediye Meclis Üyesi H.Ö, Adalar Belediye Meclis Üyesi N.A, Şişli Belediye Meclis Üyesi S.G, Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi T.Ş. ve Beyoğlu Belediyesi ile irtibatlı olduğu öne sürülen İ.P'nin emniyetteki işlemleri tamamlandı.

Gözaltına alınan kişiler, ifade işlemleri sonrasında Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. Nöbetçi sulh ceza hakimliği ise Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcılarının da aralarında olduğu 10 şüphelinin tutuklanmasına karar verdi.

Tutuklamalara tepki gösteren DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.

"Bu ülkede demokratik siyaset zeminini ortadan kaldırmaya çalışan, hukuku askıya alan, adaleti yok eden bir rejim adım adım İstanbul merkezli inşa edilmeye çalışılıyor" diyen Koçyiğit, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'i işaret ederek "İstanbul merkezli, Akın Gürlek'in başında olduğu bir yargı darbe mekaniği devreye girmiş durumda" ifadelerini kullandı.

Koçyiğit, "Bu ülkede demokrasiye, seçilmişlere, herkese kumpas kuruluyor ve bu kumpaslar eliyle de büyük bir istibdat rejimi hakim kılınmaya çalışılıyor" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu asla ama asla kabul etmiyoruz. Belediyeleri böyle yıldırmaya çalışmak, ortaklaşma zeminlerini ortadan kaldırmaya çalışmak, siyasi muhalefetin yan yana gelmesini kriminalize etmeye çalışmak, buradan kendilerine göre bir algı operasyonuyla Türkiye'nin 2028 seçimlerini adım adım örmeye çalışan anlayışın karşısındayız, karşısında olmaya devam ediyoruz. Kamuoyuna deklare edilen, gizlisi saklısı olmayan işler, yapılan siyasi tutumların kendisini mahkum etmeye çalışan, terörize etmeye çalışan bu anlayışın karşısında duracağız. İstanbul merkezli savcılık eliyle bu ülkenin demokrasisine darbe yapılmaya çalışılıyor."

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da Akın Gürlek'i işaret ederek "Neden mahkemeye çıktıklarını da bilmiyorum, gerek de yok. Çünkü Akın Gürlek, bir gün savcılık yapmamış ama başsavcılık koltuğunda oturan, iktidarın kılıcını sallayan, hak ve özgürlükleri askıya almış bir kişi kararı zaten veriyor. Mahkemeye ne gerek var ki?" dedi.

"Bu ülkede o Sulh Ceza Mahkemeleri tutuklama taleplerini değerlendiriyor mu sanıyoruz?" sorusunu yönelten Başarır, sözlerine şöyle devam etti:

"Buradan gelen siparişler önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kaleme alınıyor. Ondan sonra senaryoyu polisler toplayarak nezarete atıyor. Mahkemeler sadece bir prosedür uyguluyor. Artık hukuk düzeni askıya alınmıştır. Türkiye başka bir noktaya gelmiştir. Sandıkta toplayamadığı oyları, meclis üyelerini bir savcı eliyle azaltarak çoğunluğu elde etmek istiyorlar. Her gün bir soruşturma, her gün bir tutuklama... O kararları tanımıyoruz. Ne mahkeme, mahkeme; ne savcı, savcı; ne düzen, düzen!"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gözaltına gerekçe olarak sunduğu açıklamada, "Kent Uzlaşısı" politikası suç olarak gösterilmeye çalışılmış ve metinde yer ifadelerin bir kısmının açıkça ayrımcı bir tutuma sahip olduğu dikkat çekmişti.

Açıklama şöyle:

"Kent uzlaşısı formülünün teorisinin terör örgütü yönetimince yapıldığı, demokratik özerklik sisteminde bazı alanlarda uygulanacak bir formül olduğu, doğu illerinde yerel yönetimlerin kazanılarak özerklik sisteminin kurulması, batı illerinde ise Kürt nüfusunu özerklik sistemine benzer bir sistemle yerel yönetimlere dahil edilmesi planlaması çerçevesinde oluşturulduğu ve adına da 'Kent Uzlaşısı' denildiği, Kent Uzlaşısı formülü ile batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin, belediyeleri kazanamasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek aday karşılığında, belediye meclislerinde belli sayılarda kota elde edilmesi sonucu belediye meclis kararlarında söz sahibi olmalarının, yerel yönetimlerde yer almalarının ve siyasi bir denge olmalarının amaçlandığı, Özerlik Sistemi ve Kent Uzlaşısı formülünün, DEM Parti üstü bir örgütlenme sistemi olduğu, özellikle örgütlenme konusunda çalışmalar yürüten örgüt bünyesindeki oluşumların (DBP, HDK) örgütün taban (halk) örgütleme sistemini geliştiren ve yöneten esas kurumlar olduğu anlaşılmıştır."/sol

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM