Kapanış konuşması için tekrar kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu,
"Türkiye için kalbi atan altı lideriz biz. Meral Hanım'ın partisini nasıl
zorluklarla kurduğunu biliyoruz. Meral Hanım merttir, Temel bey bilgedir ve
cesurdur. Ahmet bey vatan söz konusu olduğunda bir araya gelmekten bir an bile
tereddüt etmedik. Ali Babacan'ın uygulama tecrübesini ve başarısını biliyorum.
Bu zaferi iyi, cesur ve yürekli insanlar kazanacak" dedi.
Kılıçdaroğlu, "İktidarımızın ilk üç yılında yüz milyar
dolar yatırım gelecek. Ben bu parayı kesinlikle getireceğim" ifadelerini
kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satırbaşları:
Teşekkür ederim. O da
olacak arkadaşlar. Sabırla olacak, her şey olacak, her şey bu ülkede çok ama
çok güzel olacak bundan emin olmanızı isterim.
Önce herkese merhaba. Heyecanlı mısınız? Sizin kadar en az
ben de heyecanlıyım ve dolayısıyla heyecanla cümlelerime başlıyorum. Size bugün
bir çerçeve çizmek istiyorum. Asıl konuşmamı kapanışta yapacağım. Bu giriş
konuşması.
Sayın Genel Başkanlarım, değerli yol arkadaşlarım ve sevgili
dostlarım. Bugün sizleri Türkiye için uyanmanın ve ayağa kalkmanın ve büyümenin
vizyonunu ortaya koymak için davet ettik.
Değerli yol arkadaşlarım, bugün burada halkımızdan ne için
oy isteyeceğimizi öğreneceksiniz. Bir kere şunu çok net olarak ifade edeyim.
Sadece bir adaya, başka bir tek adama, bir zümrenin çıkarına asla oy
istemeyeceksiniz. Artık oyu halkımızdan, herkes için daha iyi bir yaşama, yeni
bir düzene, yeni bir Türkiye hayaline, yeni bir siyaset kültürüne ve yeni bir
siyaset üstü anlayışa oy isteyeceksiniz. İşte bu yeni sistemi bugün
açıklıyorum. Onun için bugün dinleyeceğiniz sadece bir krizden çıkma programı
olmayacak. Evvel Allah orası nispeten çok daha kolay olacak. Krizden alnımızın
akıyla ve hep birlikte çıkacağız. Asıl zor olan ülkenin yeniden yapısal bir
krize girmesini kalıcı olarak engellemek. Çünkü bu ülke durmaksızın krizlere
girdi, krizlerden çıktı, krizlere girdi yine krizlerden çıktı. Şimdi de derin
bir krizin içerisindeyiz. Sürekli aynı girdaba düşen halkımız ekonomik ve
sosyal olarak dayanılmaz acılar çekti.
' BUGÜN KADER DEĞİŞTİRME GÜNÜ'
Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür. Bunun için
yönetim anlayışımızı, yaklaşımımızı kökten değiştirmeliyiz. Ancak bunun çaresi
mevcut tek adam gitsin başka bir tek adam gelsin değildir. Tek adam gitsin mi?
Evet gitsin. Tek rejimi bitsin mi? Evet bitsin. Ancak, yerine bir sistem,
çalışan yeni bir sistem gelsin. Yeni bir tek adam aramıyoruz. Bugün bizden
bambaşka bir sistemin altyapısı dinleyeceksiniz. Türkiye, cumhuriyetin ikinci
yüzyılında bir daha artık böyle acımasız, adaletsiz ve kutuplaşmış dönemler
yaşamayacak. Partimizin İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesinde ilan ettiğimiz gibi
ülkemizin üzerine çöken karabulutları dağıtıp Türkiye'yi çağdaş uygarlığa
ulaştırma ve onu aşma kararlığını bugün bir adım daha ileriye taşıyoruz.
Türkiye’yi kurumları yeniden inşa edilmiş, sistemi yasal çerçeveye oturtulmuş,
toplumsal güven ve huzurun hakim olduğu, bölgesinde barışın ve refahın merkezi
haline geldiği bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Dolayısıyla meselemiz sadece
hükümeti devralma meselesi değildir. Mesele Mustafa Kemal Atatürk'ün o büyük
hayaline sahip çıkmaktır. Ve onun vizyonunu tam anlamıyla hayata geçirmek.
İnşallah bu bize nasip olacak.
'SİYASET ÜSTÜ BİR BİRLİK KURDUK'
Bugün yepyeni bir güç birliğiyle tanışacaksınız. Bir siyaset
üstü birlik. Oluşturduğumuz bu yeni siyaset üstü beyin takımından bazı isimleri
burada göreceksiniz. Dünyadan ve Türkiye’den konusunda uzman ve itibarlı 70
kişiden oluşan büyük bir güç birliğinden söz ediyorum. Biliyorsunuz, hem
ülkemizi karış karış gezdim, hem de dünyanın önemli ülkelerine gittim. Bilim,
teknoloji ve yatırımın iki büyük merkezi olan ABD’ye ve İngiltere'ye gittim ve
ziyaretlerde bulundum. Ne derlerse desinler inandığım vizyon yolculuğundan asla
bir geri adım atmayacağım ve vazgeçmeyeceğim. Çünkü ne istediğimi ve bu yolun
nereye varacağını daha başlarken biliyordum. Hepiniz şuna inanın. Bay Kemal
çıktığı yoldan asla geri adım atmaz. Kısa bir süre sonrada Almanya’ya
gideceğim. Orayı da yakından takip etmenizi özellikle diliyor ve rica ediyorum.
Seyahatlerimde ve sonrasında bahsettiğim bu 70 değerli isimle tek tek görüştüm,
onları siyaset üstü güç birliğine katılmaları için davet ettim. Dolayısıyla
elimizde üç büyük güç var. Birincisi, bize inanan halkımız. İkincisi, sizler
yani siyasi gücümüz. Üçüncüsü ise dostlarımızla kurduğumuz siyaset üstü güç
birliğimiz.
Unutmayın değerli arkadaşlar, bizler siyasi ve siyaset üstü,
rozetli veya rozetsiz hepimiz ülke için, vatan için birlikteyiz.
Bir daha ifade edeyim. Unutmayın değerli arkadaşlarım,
değerli yoldaşlarım, değerli vatandaşlarım, değerli dostlarım. Bizler siyasi ve
siyaset üstü, rozetli veya rozetsiz hepimiz ülke için, vatan için birlikteyiz.
'70 DEĞERLİ İSİM İKTİDAR İÇİN ÇALIŞMAYACAK'
Bahsettiğim bu sistemi hangi mantıkla oluşturdum. Bu değerli
70 kişi Türkiye için 24 saat çalışan bir güç birliği olacak. Bir daha ifade
edeyim. 24 saat çalışan bir güç birliği olacak. Bir kısmı günü bitip uyumaya
hazırlanırken dünyanın diğer yanındaki vatanseverlerimiz ve dostlarımız güne
merhaba diyecekler. Devlet 7 gün 24 saat çalışacak. Zamanın, mekanın,
enlemlerin, boylarım ötesinde kesintisiz üreten Türkiye'yi şimdiden inşa etmeye
başlıyorum.
Bakınız, bu 70 değerli isim ne bir kişi için, ne bir parti
için, ne de iktidar için çalışacaklar. Onlar vatanları için çalışacaklar
vatanları.
Çünkü Bay Kemal olmak böyle bir şey. Çünkü benim işim
birleştirmektir. Çünkü benim işim sistemi kurmaktır. Çünkü benim işim sistemi
çalıştırmaktır. Benim işim o sistemi ayrıca kalıcı kılmaktır.
Bugün bizimle ülkeyi birlikte dönüştürmeye cesaret edenlerin
bazılarını huzurlarınıza çağıracağım. Önce onlar anlatsınlar. Sonra ben çıkıp
adım adım yapacaklarımızı özetleyeceğim. Buradan dinleyeceğiniz değerli
konuşmacılar, tüm karanlığa rağmen ışığa çok yakın olduğumuzu size
anlatacaklar.
Sayın Jeremy Rifkin ile tanışacaksınız. Kendisi Almanya’da
Merkel'in endüstri ve sanayi teknolojileri danışmanıydı. Çin Devlet Başkanı'nın
da danışmanlığını yaptı. Benim de yeni endüstriyel dönüşüm başdanışmanım.
Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında gösterilen Sayın Daren Acemoğlu bizimle
birlikte olacak. Ben Sayın Acemoğlu'nun gelecek yıllarda Nobel ödülü
alacağından da yüzde yüz eminim. Sayın Öztrak, ülkeye nefes aldıracak
makroekonomik çözümleri. Sayın Böke, dijital kalkınma ve yeşil dönüşümü. Sayın
Hakan Kara ve Sayın Refet Gürkaynak, para politikalarını. Sayın Ufuk Akçiğit,
istihdam politikalarını. Sayın Hacer Foggo ise sosyal politikalarımızı
anlatacak.
Bu değerli isimlerle kurduğum sistem Türkiye'yi hızlıca
karanlıktan çekip aydınlığa çıkaracak. Cumhuriyet kendi özünden güç alarak
yeniden şahlanacak.
Haydi başlayalım.
Kemal Kılıçdaroğlu açılış konuşmasının ardından kürsüyü
Jeremy Rifkin'e bıraktı. Beyin takımında yer alan isimlerin konuşmalarının
ardından Kemal Kılıçdaroğlu kapanış konuşması için yeniden kürsüye çıkacak.
RIFKIN ‘İKLİM KRİZİNİ’ ANLATTI
Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Jeremy Rifkin, toplantıya
video konferansla bağlandı.
Rifkin, şunları söyledi:
Bilimsel, teknik ve ekonomik girdi sağlayacağım. Türkiye’nin
kapsamlı bir yön haritası oluşturmasına yardımcı olacağım.
Sayın Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek. Bu bir
sanayi dönüşümü. Benim ekibim AB’de temel mimari görevlerde yer aldı ve ayrıca
Çin’de… Sayın Acemoğlu ile birlikte çalışıyor olmak mutluluk verecek bana.
Son dönemdeki iklim çalışmaları bize şunu gösteriyor.
Akdeniz’deki ülkeler dünyanın geri kalanında yüzde 20 daha hızlı ısınıyor.
En hızlı yağmur azalımı da bu bölgede görülüyor. Bu şekilde
devam ederse burası yaşanamaz hale gelecek.
Her Akdeniz ülkesinin bu konuyu ele alması gerekiyor.
Birlikte çalışırsak başarılı olabiliriz. Bütün Türk halkının dayanışma
içerisinde olması gerekiyor bu yolculukta.
Bunu akılda tutarak bir düşüncemi paylaşmak istiyorum.
Türkiye’de Akdeniz havzasında yaşayan insanlar iklimin farkında. Çok ciddi
seller yaşanıyor. Yaz aylarına geldiğimizde ise kuraklık ve susuzluk yaşanıyor.
Rifkin'in aredından ekonomi politikalarını anlatmak üzere
kürsüye Faik Öztrak çıktı.
ÖZTRAK: ÜLKEMİZİN POTANSİYELİNİ İYİ BİLİYORUZ
"Bu yeni dönemi devletler, iyi hazırlık yapan milletler
yeni dönemin kazananı olacak. CHP olarak Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında
ülkemizi 4. endüstri devriminin takipçisi ve tüketicisi değil; geliştiricisi ve
üreticisi yapmaya kararlıyız. Temiz enerjiyle, temiz fonlarla, temiz bir
toplumla tertemiz bir ülkeyi inşa edeceğiz. Ülkemizin potansiyelini gayet iyi
biliyoruz.
Zenginleşeceğiz.
Milletimizi, orta gelir tuzağından kurtaracağız.
Kimseyi geride bırakmayacağız.
'CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINI ÇANKAYA KÖŞKÜ'NE TAŞIYACAĞIZ'
Merkez Bankası'nın başına tüm dünyanın saygı duyduğu
birisini atayacağız. Merkez Bankası'nın araç bağımsızlığını güvence altına
alacak yasal düzenlemeleri hemen yapacağız. Ekonomik ihtiyaç ve öncelikleri
gözeterek 2023 bütçesini yeniden yapacağız. Şatafata ve israfa son vereceğiz.
Cumhurbaşkanlığı makamını ait olduğu yere, Çankaya Köşkü'ne taşıyacağız.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ YENİDEN YÜRÜRLÜĞE SOKACAĞIZ'
Ülkemizde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek.
Sendikalaşmanın, örgütlü toplumun önünü açacağız. Cinsiyet eşitsizlikleriyle
etkin şekilde mücadele edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe
sokacağız.
Dolaysız vergileri esas alan,
Dolaylı vergilerin ağırlığını azaltan vergi yapısını tesis
edeceğiz.
Sendikalaşmanın, örgütlü toplumun önünü açacağız.
Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacağız.
Cinsiyet eşitsizlikleriyle etkin şekilde mücadele edeceğiz.
Kadınların iş yaşamına katılımı önündeki engelleri
kaldıracağız.
Kadınların toplumsal hayattaki konumunu güçlendireceğiz.
Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans göstereceğiz.
İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe sokacağız.
CHP'nin “İkinci
Yüzyıla Çağrı” toplantısında Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer
Foggo da kürsüden dinleyenlere seslendi:
"Türkiye tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor.
Yokluğu da varlığı da birlikte yaşadık ve atlattık. son 20 yıldır Türkiye'de
gittikçe derinleşen yoksulluk adaletsizliğe yol açıyor. Zenginin daha zengin
yoksulun ise daha yoksul olduğu ve bunun doğal karşılandığı bir zamanın
içindeyiz. Bu memlekette eşitsizlik bu kadar derin ve yakıcı olmamıştı. Çünkü
bu memleket bu kadar umursamaz bu kadar kötü bir yönetim anlayışıyla
karşılaşmadı. Bu adaletsiz sisteme karşı CHP iktidarının ilk hedefi yoksulluğu
kökten bitirmek olacak.
CHP iktidarının ilk 6 ayında Aile Destekleri Sigortası
Kurumu kurulacak. Tüm sosyal yardımlar tek bir çatı altında toplanacak. Hiç
kimse sosyal yardım almak için kapı kapı dolaşmak zorunda kalmayacak. Devlet,
zorda olanın ayağına gidecek.
PROF. DR. KARA: YOKSULLUKLA MÜCADELE İÇİN KAYNAK GEREKİYOR
Merkez Bankası'nın eski Başekonomisti ve Bilken Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, video konferans yoluyla toplantıda konuştu.
Kara, şunları ifade etti:
"Yoksullukla mücadele için kaynak gerekiyor.
Sürdürülebilir bir büyüme, gelir artışı lazım. Ayağı yere basan bir makro
çerçeve oraya koymak gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bir makro istikrar
programının ana bileşenleri, özellikle makro finansal taraftan bakılınca nasıl
olmalı, teknik görüşlerimi dile getireceğim.
Geçmişten ders alıp, geleceğe yönelik politikaları
tasarlamak gerekiyor. Türkiye'nin önemli bir deneyimi var. 2001 krizi sonrası
uygulanan politikalar. Bu politikalardan alınabilecek dersleri anlatıp,
Türkiye'ye özgü, makro finansal tasarım nasıl oluşturulabilir, buna ilişkin
görüşlerimi açıklamak istiyorum.
Önümüzdeki dönemde maliye politikalarının tasarımında daha
detaylı, biraz daha kapsamlı, kalkınmayı destekleyecek bir politika anlayışına
ihtiyaç var."
'TÜRKİYE'DE ENFLASYONUN BU KADAR YÜKSEK OLMASININ NEDENİ
ADININ TÜRKİYE OLMASI DEĞİL'
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı da video
konferansla toplantıya bağlandı. Gürkaynak, şöyle konuştu:
"İktisadi durumumuz kötü. Sadece iyi niyetle değil,
uzmanlıkla daha iyisinin olması mümkün. Bazen Türkiye'de olup biten şeyleri
dünyanın bize bir tezahürü olarak anlatmaya çalışıyorlar. Halbuki böyle değil.
Türkiye her ülke gibi bir ülke. Türkiye'de enflasyonun bu kadar yüksek
olmasının nedeni adının Türkiye olmasından kaynaklanmıyor. Dünyada olup biten
bizi de etkiliyor. Dünyanın her tarafında olduğu gibi kötü politikalar kötü
sonuçlar doğuruyor. Dünyanın hiçbir yerinde işe yaramayacak politikalar
Türkiye'de de yaramıyor.
'Enflasyonu göze aldık çünkü büyümek istiyoruz.' 1970'lerde
bütün dünya bunu denedi ve çuvalladı. 'Enflasyonu yükselteyim ama büyüyeyim',
böyle bir şey yok, hiç olmadı! Türkiye'de de olmadığını görüyoruz ve bir kere
daha görmemize gerek yoktu. 90'larda da gördük bunu.
Ekonomik vizyonla ilgili kürsüye çıkan CHP'li Sayek Böke'nin
açıklamalarından satırbaşları:
Bilim insanları konuştu dinledik öğrendik işte biz bilimle
siyasetin köprüsünü kurmaya geliyoruz tüm bilim insanlarını bilimle siyasetin
köprüsünü kurma iradesi gösteren tüm siyasi liderleri ve siyasetçileri, bizi
izleyenleri tüm halkımızı aynı coşku ile selamlıyorum. Büyük bir değişimin
eşiğindeyiz. 85 milyon ortak geleceğimizin ne olacağına dair keskin bir yol
ayrımındayız. Ülkemizi dünyanın ucuz emek gücü deposuna dönüştüren, halkı
yoksullaştıran, rantçı, bilimden uzak ekonomik anlayışla mı devam edeceğiz;
yoksa hak temelli kalkınmayla emeğe ve üretime değer veren yeni bir anlayışla,
çağı yakalayan bugün bizde varız diyen yeni kalkınma hikâyesi ile mi? Bizim
tercihimiz, bizim vizyonumuz belli. Türkiye’yi cumhuriyetimizin ikinci
yüzyılında kalkındıracağız. Ve toplumun tüm kesimleri hep birlikte
zenginleşeceğiz. Bugün yaşanıyor olan bu ağır yıkıcı kalıcı bir şekilde hep
birlikte ortada kaldıracağız. Nasıl mı? Üretimi dönüştüreceğiz.
Bugün ekonomi ranta dayanıyor. Dönüştürdüğümüzde üretmen
yatırımlara dayanacak. Bugün ekonomi ağır bir sömürü düzeni içerisinde yürüyor.
Yarın kalkınma olacak. Bugün vergi yükü halkın omuzuna bırakılmış vaziyette.
Yarın adaletli bir vergi düzeni olacak. Dönüşen üretimle istihdam yaratacağız,
verimlilik yaratacağız, gelirleri artıracağız, hayat pahalılığına son
vereceğiz. Kaliteli hayatları hep birlikte yaşayacağız. Bugün ü. Buçuk milyon
insanımız işsiz. Yaklaşık üç milyon insanımız ara dahi bulayamayacağını
düşündüğü için iş aramayı bile bırakmış. Ama umutsuzluğa yer yok. Üretimi
dönüştürdüğümüzde herkes için iş herkes için istihdam olacak. Bugün
çalışanların yüzde 65’i asgari ücret veya ona yakın ücret alıyorlar. Ama
umutsuzluğa yer yok. Üretimde yapacağımız dönüşle verimlilik artacak ve
ücretler herkes için yükselecek. Bugün dünyanın çalışanlar için en kötü çalışma
koşullarına sahip 10 ülkesinden biri Türkiye. Ama üretimde yapacağımız
dönüşümle güvenceli istihdamda sosyal adaleti mutlaka sağlayacağız. Bugünün
rantçı zihniyeti, doğayı katlederek iklim krizinin en ağır koşullarıyla halkı
baş başa bırakmış vaziyette. Ama üretimde yapacağımız yeşil ve mavi dönüşümle
yani temiz üretimle nefes alacağız. Bu dönüş yarını beklemeyecek bu dönüşüm
iktidar olduğumuz gün başlayacak.
Dünya yeni bir üretim devriminin eşiğinde. Bu devrim bilgiye
veriye bilginin ürettiği yeşil ve yeni teknolojilere dayanıyor. Daha önceki üç
büyük sanayi devrimini ıskaladık. Bu sefer ıskalamayacağız. Parçası olacağız.
Hatta öncüsü olmaya geliyoruz.
"Yeteneklere insanına üreticisinin kapasitesine yatırım
yapan yeni bir kamucu anlayışla geliyoruz. Yani ülkemizi girişimci ve dinamik
bir devlet anlayışı ile yönetmeye geliyoruz. Kamu üreticinin hem öncüsü hem
destekçisi hatta kuralları birlikte belirleyeceği demokratik ortağı olacak. Biz
üretimi dönüştürürken üç temel hedefimiz olacak. Güvenceli ve kaliteli işler
yaratmak, dönüşümü sağlamak ve üretimi yeşil yapmak. Yani kimseyi geride
bırakmayan adil bir dönüşüm için geliyoruz."
"YÖK'ü kaldıracağız, Boğaziçi'ni ve diğer
üniversiteleri hep birlikte özgürleştireceğiz. Barış imzacısı akademisyenleri
yeniden okullarıyla yeniden öğrencileriyle buluşturacağız."
PROF. DR. DARON ACEMOĞLU: EĞİTİM DÜZEYİ VE KALİTESİ ÇOK
DÜŞÜK DURUMDA
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) öğretim
görevlisi olan Ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Böke'den sonra video
konferansla toplantıya katılan bir diğer isim oldu. Acemoğlu'nun açıklamaları
şöyle:
"Eğitim düzeyi ve eğitim kalitesi çok kötü durumda.
Türkiye'den gelen öğrencilerin uluslararası sınavlardan aldığı notlar çok
düşük. Ya da Türkiye'deki öğrencilerin üniversiteye gitme, liseden mezun olma
oranları Avrupa'ya ya da Güney Amerika'ya oranla çok düşük.
'GELİR ÇOK EŞİTSİZ DAĞITILIYOR'
Teknolojiye yatırım yapmamak, verimsiz büyüme, insan
kaynaklarını doğru kullanmamak... Bunun çok net bir sonucu var; düşük verimli
istihdam, düşük ücret düzeyi, yoksulluk... Bu yoksulluk problemini çözmek
istiyorsak verimliliği artırmak lazım. Türkiye'deki problem bundan da derin.
Çünkü olan gelir çok eşitsiz bir şekilde dağılıyor.
Karşımıza çıkan tablo çok negatif. Ama ben karamsar olarak
görmüyorum Türkiye'nin geleceğini. Burada iyimser olacak şeyler de var.
Bunların içinde en önemlisi Türkiye'nin potansiyelinin çok yüksek olması ve
çözümlerin çok açık olması. Bunlar kısa dönemde ekonominin makro ekonomik
olarak normalleşmesi. Orta dönemde teknolojiye, bilime yatırım yapılması ve
bunu doğru bir kurumsal yapıya oturtmak.
KILIÇDAROĞLU KAPANIŞ KONUŞMASI İÇİN TEKRAR KÜRSÜYE ÇIKTI
Bugün verdiğimiz kavga yarın Türkiye'nin nasıl bir Türkiye
olacağının kavgası. Türkiye için kalbi atan altı lideriz biz. Meral Hanım'ın
partisini nasıl zorluklarla kurduğunu biliyoruz. Meral Hanım merttir, Temel bey
bilgedir ve cesurdur. Ahmet bey vatan söz konusu olduğunda bir araya gelmekten
bir an bile tereddüt etmedik. Ali Babacan'ın uygulama tecrübesini ve başarısını
biliyorum. Bu zaferi iyi, cesur ve yürekli insanlar kazanacak.
Bu büyük birlikteliğin başarılı olması için kaynağa ihtiyacı
var. Bay Kemal bu sorunu da çözdü. İktidarımızın ilk altı ayında halkımıza
nefes aldırmak ilk adım. İktidarımızın ilk üç yılında yüz milyar dolar yatırım
gelecek. Ben bu parayı kesinlikle getireceğim. Dünyanın bağımsız varlık
fonlarından da 75 milyar dolar yatırım alacağız. Temiz ve sürdürebilir
fonlardan en az 150 milyar dolar yatırım getireceğiz.
GÜNÜN PROGRAMI
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun danışmanlığı görevine getirilen
ABD'li ekonomist Jeremy Rifkin'in yanı sıra, MIT Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Daron Acemoğlu, Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Refet Gürkaynak, eski TCMB Başekonomisti Hakan Kara, çeşitli kurumlara
danışmanlık yapan Prof. Dr. Ufuk Akçiğit gibi isimler toplantıda yer alacak.
Prof. Acemoğlu'nun videokonferans yöntemiyle sunum yapması da bekleniyor.
Kılıçdaroğlu toplantıyı sosyal medya hesabı üzerinden,
"Türkiye’nin ekonomide ve endüstriyel dönüşümde Şampiyonlar Ligi kadrosu
hazır! Çünkü Türkiye bunu hak ediyor... Saat 14.00’te görüşmek üzere"
ifadeleriyle duyurdu.