'Suriye'de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir
gerçeklik var'
Yaklaşık 1 milyon Suriyelinin rejimin ve terör örgütlerinin
saldırıları sonucu hayatını kaybettiğini, kimyasal silahlarla, varil
bombalarıyla sivillerin canice katledildiğini hatırlatan Erdoğan, "12
milyona yakın Suriyeli evini, yurdunu, doğduğu toprakları terk etmek zorunda
kaldı. 10 binlerce kadın, çocuk, bebek, yaşlı başka ülkelere göç etmek isterken
yollarda can verdi. Cansız bedeni sahile vuran Aylan bebeğin fotoğrafını nasıl
unutabiliriz?" dedi.
Kuşatma altında bir dilim ekmek, bir yudum su bulamadığı
için ölen sivillerin nasıl unutulabileceğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
Daha bunun gibi hepimizin yüreğini dağlayan pek çok
trajediye, katliama, insanlık ayıbına komşumuz Suriye'de şahit oldum.
DEAŞ'ından PKK'sına kadar terörün kanlı yüzünü Suriye sahasında hem de çok
vahşi bir şekilde mücadele ettik. Türkiye kendisi için istediğini komşuları
içinde isteyen bir devlettir. Ekonomik kalkınması, toplumsal huzuru, iş barışı
ve güvenliği ile nasıl bir Antep görmek istiyorsak Halep içinde aynı
temennilerde bulunuyoruz. Hatay'ın esenliğine nasıl önem veriyorsak, Hama'nın,
Humus'un, Şam'ın, Rakka'nın, Aynularab'ın da güven içinde olmasını arzu
ediyoruz.
Aramızda sınırlar olabilir ama bu coğrafyada kaderimiz de
kederimiz de ortaktır. 1000 yıldır bu coğrafyada yan yana yaşıyoruz, inşallah
daha nice asırlar boyunca birlik ve dirlik içinde bir arada olamaya devam
edeceğiz. Şu hakikati artık, herkesin görmesi ve kabullenmesi gerekiyor,
Suriye'de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Suriye
artık tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir. Kendi
ülkelerinin geleceğine karar verecek olan da Suriye halkıdır. Ateşe benzin dökmenin
kimseye bir faydası dokunmaz. Jeopolitik hesaplar peşinde koşmanın Suriye
halkına katkısı olmaz.
'Suriye toprakları savaşa doymuştur'
Özellikle bölücü terör örgütünün selden kütük kapma
hevesiyle hareket ettiğinin farkında olduklarını vurgulayan Erdoğan,
konuşmasına şu sözlerle devam etti:
Türkiye olarak, milli güvenliğimizi ve çıkarlarımızı
tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceğimizin bilinmesini isterim.
Sorumluluk sahibi tüm aktörlerin, uluslararası tüm kuruluşların Suriye'nin
toprak bütünlüğünün korunmasına destek vermesi, tüm bölgemiz için en hayırlı
yol olacaktır. Kan dökerek, can alarak, sivillerin üzerine bomba yağdırarak
hiçbir yere varılmayacağını, son 13 yılda yaşananlar herkese göstermiştir. Şunu
artık herkes kabul etmelidir, Suriye toprakları savaşa doymuştur, kana ve gözyaşına
doymuştur. Suriyeli kardeşlerimiz barışı herkesten fazla hak etmiştir. Suriyeli
kardeşlerimiz özgürlüğü, güvenliği, kendi vatanlarında gönül huzuruyla yaşamayı
ziyadesiyle hak etmektedir.