Konuyu köşesine taşıyan Barış Terkoğlu, MHP'nin internet sitesinde
17-25 Aralık dönemine ait bir arşiv bulunduğunu aktardı.
Barış Terkoğlu’nun ilgili yazısı şu şekilde:
Dış kapının dış mandalı değil. Yolsuzluk operasyonunun
hedefindeki isimdi Erdoğan Bayraktar. Çevre ve Şehircilik Bakanı’ydı. İmarın
yolu onun imzasından geçiyordu. Kendisini bir televizyon kanalında anlattı,
Erdoğan ne dediyse onu yapmıştı. Yandaş iş adamlarının önlerindeki engelleri kaldırarak
AKP’nin paralel ekonomisine yol vermişti. Yıllar sonra yeniden çıkıp, 17-25
Aralık için “Dosyamda ne varsa, hem tapeler doğrudur hem teknik takip doğrudur
hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur” dedi ve günlerce
konuştuk ya. Belki de asıl mesele konuşmayanlar da...
Kimi mi kastediyorum?
Bizzat en tepedekileri...
Çok değil, 5 sene önce birileri, 17-25 Aralık bahsini açsa,
yüksek perdeden tepki verirlerdi. Bunun bir darbe girişimi olduğunu söyler, o
bahisleri açanları FETÖ ile işbirliğiyle suçlardı. 17-25 Aralık’ı hafızamızın
insafına terk ettik. Zamanın bu tavrı da değiştirdiğini fark etmedik. İktidar
mensupları, yüzleri ekşise, mideleri kasılsa da bu kez pek sessizdi.
SEBEP MHP’NİN TAVRI MI?
Acaba neden diye düşünürken bir uyarıyla karşılaştım.
“MHP’nin sitesine bak, anlarsın” dedi. Öyle ya 5 yıl önceden farklı. Bugün
iktidarda bir koalisyon, yani Cumhur İttifakı var. Anahtarı da MHP’nin elinde.
Peki MHP, Erdoğan Bayraktar’ın sözleri hakkında ne düşünüyor?
Tavsiyeye uyup, partinin resmi sitesini açtım. Halen MHP’nin
resmi sitesinde, 17-25 Aralık meselesi için geniş bir arşiv bulunuyor. “17-25
Aralık”ı konu eden toplam 137 tane açıklama, konuşma hatta kitap var.
Örneğin, Devlet Bahçeli’nin elinden çıkmış, 17-25 Aralık’ı
konu alan kitap sitede duruyor. Kitap, MHP’nin konuya dair resmi görüşünü
içeriyor. Kitaba Bahçeli’nin yazdığı önsöz, “İnançlarımızı diline dolayarak
mütedeyyin kitlelere seslenen AKP, iktidara gelince Allah korkusunu defterden
silmiştir” diye sert bir ifadeyle başlıyor. “Bu millet, 17-25 Aralık’taki
tarihin en büyük rüşvet ve yolsuzluk vakasını unutmayacaktır” diye bitiyor.
Bahçeli’nin çeşitli konuşmalarından oluşan kitapta,
soruşturmanın kapatılmasının ardından söylenen sözler bugüne de ışık tutuyor:
“(Şimdilik yakayı kurtardılar.) Şimdilik diyorum, çünkü 17 Aralık teorik planda
kapatılsa da maşeri vicdanda hâlâ açık, ahlak ve adalet nezdinde hâlâ kanayan
yaradır. Bu yara kabuk bağlamadan, bu illet tedavi edilmeden, 17 ve 25 Aralık
zanlıları mahkeme önüne çıkarılmadan adalet zehirli duman olacak AKP’yi boğup
atacaktır.”
MHP’NİN İLAN ETTİĞİ HAFTA
Bahçeli, 17-25 Aralık’ın birinci yıldönümü yaklaşırken
Türkiye’ye yeni bir hafta armağan ettiğini şöyle açıklamış:
“Önümüzdeki 17 Aralık’tan 25 Aralık tarihine kadar geçen
dokuz günlük süreyi Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftası ilan edip
Türkiye’nin dokuz ayrı bölgesinde hırsızlığı, soygunu ve rüşveti cesaretle
anlatacağız.”
Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın devam ettiren
açıklamasında şöyle demiş: “Bundan böyle her yıl bu hafta içinde partimizce
yurdun dört tarafında etkinlikler düzenlenecektir.”
Gerçekten de 9 büyükşehirde yolsuzluk konulu toplantılar
düzenlendiği görülüyor. Ancak bu toplantıların bir kısmı AKP’li belediyeler
tarafından engellenince Genel Sekreter İsmet Büyükataman’ın bunu protesto
ettiği görülüyor:
“Türk milliyetçileri haramzadelerin salonlarına mahkûm
değildir. Gerekirse ev ev gezerek gerçekleri milletimizle paylaşmak insanlık
vazifemizdir.”
MHP’nin bir adım ileri giderek Meclis’e “Yolsuzluk ve
Rüşvetle Mücadele Haftası” ilan edilmesi için kanun teklifi verdiği de
görülüyor.
17-25 KOALİSYON ŞARTI
Odasındaki saati 17.25’te durduran Devlet Bahçeli’nin bugün
Erdoğan Bayraktar’ın “tüm konuşmalar doğruydu” sözlerini o gün söylediği de
anlaşılıyor:
“Adli Tıp Kurumu’nun 17-25 Aralık’tan sonra medyaya yansıyan
rüşvet ve yolsuzluk tapelerinin montaj olmadığı sonucuna varması bile
rüşvetçilerde bir ıslah, tedirginlik ve pişmanlığa yol açmamıştır.”
Bahçeli’nin 17-25 Aralık’ın ardından FETÖ’ye yapılan
operasyonları eleştirdiği 16 Aralık 2014 tarihli açıklaması da MHP’nin resmi
sitesinde duruyor:
“AKP hükümeti, uzunca bir süredir rüşveti perdelemek,
yolsuzluğu gündemden düşürmek, dikkatleri başka yön ve taraflara çekmek için
adalet cinayetleri işlemektedir. Bir yıldır iktidarın sığınağı ve propaganda
aracı olan ‘paralel devlet’ söylemiyle ahlak ve hukuk ilkeleri taammüden
çiğnenmektedir.”
İlginçtir, bugün iktidar ortağı olan MHP’nin, 2015 yılındaki
koalisyon ortamında önerdiği şartlar da halen yerli yerinde duruyor:
“MHP’nin koalisyon için ortaya koyduğu dört önemli maddeyi
yeniden kamuoyuyla paylaşmakta fayda görüyoruz: Anayasanın ilk dört maddesi
değiştirilemez. Çözüm süreci eksiksiz ve bahanesiz olarak ortadan
kaldırılmalıdır. 17-25 Aralık kapsamındaki rüşvet ve yolsuzluk iddialarının
üzerine gidilmelidir. Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilmelidir.”
MHP, 17-25 Aralık’ın üstüne gidilmesini bir koalisyon şartı
olarak sunarak koalisyon ihtimaline de sırt çevirmiş.
‘17-25 ARALIK ELEBAŞISI’
Ya tartışılan Yüce Divan?
MHP, Bahçeli’nin ağzından tavrını ortaya koymuş:
“Ne pahasına olursa olsun, 17-25 Aralık’ın tüm failleri hukukun
karşısına çıkarılmalıdır.”
Bahçeli, halen MHP sitesinde duran açıklamasında dönemin
Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na da çağrı yapmış:
“‘Kardeş kolu koparmaktan’ bahseden Başbakan, eğer
samimiyse, eğer yürekliyse, Saray’da oturan 17-25 Aralık elebaşısının telkin ve
tesirinden kurtularak hukukun önünü açmalıdır.”
Bahçeli’nin “17-25 elebaşısı” diyerek adını anmadan sözünü
ettiği, Erdoğan’dan başkası değil.
MHP’li vekiller, dört bakanın Yüce Divan’a gitmesi yönünde
oy kullanırken karar aksi yönde çıkınca Devlet Bahçeli duruma sert tepki
göstermiş:
“Yakın tarihin en ağır, en vahim, en korkunç rüşvet ve
yolsuzluk iddialarına adı karışan malum şahıslar iradeleri haczedilmiş, baskı
ve şantaj altında kalmış AKP’li milletvekilleri tarafından kurtarılmıştır.”
CUMHUR İTTİFAKI’NDAKİ
ÇATLAK
Resmi sitede, MHP’nin ve lideri Devlet Bahçeli’nin duruşunu
gösteren arşiv, 2016’daki darbe girişimine kadar sürüyor. Yeni iktidar
düzeninde mesele küllenirken MHP konuya nasıl baktığını halen resmi sitesinde
tutuyor. 17-25 Aralık konusunda, bir zamanlar MHP’nin duruşunun, CHP’den bile sert
olduğu okunuyor.
Bugünkü Erdoğan Bayraktar sessizliğinin sırrı belki de
burada. Bayraktar’ın açıklamalarının izdüşümü, yalnız iktidar ile muhalefet
arasına değil, bizzat Cumhur İttifakı içine de düşüyor. Doğal olarak o konulara
hiç girilmiyor!