Ama öyle midir gerçekte? Yani Kerbela kıyamında İmam Zaman (a.f)
yer almamış mıdır? Yani Günümüz Hüseyni mücadelesinde İmam Zaman (a.f)’in yer
almıyor mu?
Asla!
Az kalsın İmam Zaman (a.f) ‘i unutup yaşantımızdan tamamen
çıkartacağız. Gerçi onu hiç hatırlamadan günler geceler geçiyor belki ama yine
de bazı gelenekler örneğin ferec duası vs. var o sayede onu unutmuyoruz toplum
olarak. Ama onu yaşantımızdan uzaklaştırmış fiili ve fikri gaybete mahkum etmişiz.
Bu çok kötü!
O sözde zamanımızın İmamı!
Eleştirdiğimiz Ehlibeyt’in (a.s) fıkhını ve itikadını
dışlayanlardan ne farkımız var? Onlar da Zamanın Yezidleriyle içli dışlı bir
yaşam kurmuş onun sefasını sürüyorlar biz de. Onlarla birlikte yaşamıyor muyuz?
Yaşam standartlarımız ve şekillerimiz arasında ne fark var? Namazda el
bağlamamak ya da abdestte ayakları mesh etmek veya senede bir humus vermekle mi
ayrılmış oluyoruz onlardan? Hangimiz karnımıza haramları sokmadığından emin?
Ev döşememiz, iş tercihimiz, günlük yaşantı şeklimiz,
bilgilenme aletlerimiz (TV cep tel), gezdiğimiz sokaklarımız, okuduğumuz
okullar, giyimimiz uğrunda savaştığımız ve öldüğümüz değerler vs. ne farkı var?
Hiç!
O halde iki ihtimal var:
Ya Kerbela (maddi) yenilgimizden sonra Yezidilere karşı
zafer kazanıp Hüseyin’in (a.s) uğruna şehit olduğu amaçlarını gerçekleştirdik, Yezidi
zulüm ve fesat düzenini yıktık, Ali (a.s)
misali adalet düzenini kurduk;
Ya Kerbela'yı tahrif ederek Yezidi savaşta 30bin kişilik
ordusunun arasına karışıverdik ama hala Kelbaiyiz sanıyoruz kendimizi!
Gerçek bu mu?
O kadar da haksızlık etmeyelim!
Ehlibeyt (a.s) Mektebi günümüze kadar gelmiştir. Hiç
şüphesiz Yezid (l.a)’in ekip ve ashabının onca caba desise plan zorbalık ve
savaşlarına rağmen Mektebimizin dimdik ayakta durması ve hala dünyada en güçlü
adalet hatırlatıcısı olması Kerbela ruhunun var oluşuyla ilgilidir desek
abartmış olmayız. Yezid ve halefleri o kadar uğraştılar ki bu Mektep başta
olmak üzere İslam’ın kökünü kazısınlar. Ancak Hüseynin (a.s) uğrunda yaşamını
verdiği değerler onun mübarek kanının kıyam oluşturan bereketi sayesinde bu şom
hedeflerinde başarılı olamadılar.
Bu noktayı anlayabilmek için uçak örneği aklıma geldi.
Düşünün uçak önce araba gibi hareket eder sonra hızlanır hızlanır ve son sürate
ulaşır hızı, böylece havalanabilecek hıza ulaştığında da tekerleklerinin yerle
bağlantısı sona erer uçuşa geçer. Ve bunun için de uzun bir pist gerekir.
Mektep de böyle… Kerbela olayı (mektebi uçağa benzetirsek
bu) uçağın yürüten gücü olmuştur. Kerbela kıyamının anlamı ve hedefleri,
Muharrem matem merasimleri, Aşura'nın acısı Erbain ruhu, tüm bunlar mektebi yok
olmaktan kurtarmıştır. Tabiri caizse uçağı yürüten motor olmuştur.
Ama maalesef ki zamanın İmamı kaptanlığa getirilip herkesin
uçağa binmemesi yüzünden bu uçak hep aynı hızla yürüyüp gidiyor. Uçağın pisti
14 asırdır sabit bir hızla bir araba misali yolculuk için uzatılmış da
uzatılmış. Doğru! Mektebi yok olmaktan kurtarmış ancak uçağın hızının yeterli
seviyeye ulaşıp onun gerçek işlevi olan havalanması maalesef ki sağlanamamış.
Peki, eksik olan nedir?
Bu mektebin olmazsa olmazı Zamanın İmamı’ının gaybetten
çıkartılıp hayata döndürülmesidir.
Tabi ki İmamımız (a.s) hayattadır ve zamanın Yezidleriyle
kıyasıya bir mücadele içindedir. Bu mücadelenin tam da ortasındadır,
başındadır.
Günümüzde de Yezidler hakimdir dünyaya ve günümüzde de Kerbelai
mücahitleri Yezide biat etmektense, Hüseynin (a.s) yanında olmayıp Yezide boyun
eğmektense ey silahlar dökün kanımı şeklinde haykırmaktadır.
Nerede mi?
Sahi görmüyor musunuz?
Günümüz Hüseyni kıyamının başında gaybetten İmam Zaman (a.f)
var, onun ordu generali veliyyi fakih İmam Hamenei, yardımcısı saygın ve büyük müçtehit
Ayetullah Sistani ve diğer müçtehitlerle, büyük komutan Hasan Nasrullahtır.
Zamanın Ebulfazlı Kasım Süleymani daha birkaç ay önce Hüseynilere yaşam suyu
sağlamak için çıktığı seferinde parça parça edildi! Becerikli uzun kolları
doğrandı parmakları kesildi vücudu yüzlerce ok ve mızrak yarası aldı!
Kimler yaptı peki bunları
Her ne kadar Amerika büyük şeytan ve korsan rejim diye
isimlendirilse de onu şehit eden cephe Yezidi cephedir.
Evet, günümüzün Kerbelası fitne fesat zulüm ve fuhşun
küresel hale dönüştüğü dünya, Yezidi ise dünyanın baş zalimi ABD’dir. Şehit
olanları direniş cephesinin şehitleridir günümüz Kerbelasının. İmam Zaman (a.f)
bu mektebi Mehdi (a.s) yaşamda kalıp
dünyayı Yezidlerden temizleyebilmek için ruhlarımıza sesleniyor. Ali
Ekberlerini Ebul Fazllarını bizim korkak Yezide boyun eğmiş kalplerimize
sunuyor! Vicdanlarımızı diriltmeye çalışıyor! Yok mu bana uzanacak yardım eli
şu zamanın dünya Kerbelasında feryadı hemen hemen eksik olmuyor!
Biz Hüseynin yanındaki 72 kişiden biri miyiz ki?
Maalesef!
Eğer öyle olsaydı Zamanın İmamının zamanın Kerbela savaşında
çoktan şehit olmuştuk. Peki neredeyiz!
Üzülerek söylemeliyim ki söylemek zor ki zamanın …. En iyisi
ben tabloyu çizeyim herkes yerini kendisi bulsun.
İmam Hüseyin (a.s) ne buyurmuştu?
Görmüyor musunuz kötülük açıktan işlenmeye başlandı, iyilikler
yasaklanıyor! Benim gibi biri Yezid gibi açıktan içki içen eğlence
meclislerinde günün gün edip milleti soyup soğana çeviren birine biat edip kuzu
kuzu haksızlıklara ses çıkarmadan mı duracak!
Yezidin ordusundakiler namaz kılmayan Allah’ı, Resulü hatta
İmamları inkar eden ateist kişiler miydi?
Hayır! Onların arasında İmam Ali (a.s)’a destek veren dolu
insan vardı. Ama Kerbela öyle bir ayırıcı çizgidir ki karınları haramlarla dolu
olanlar, Muaviye’nin sofrasında semirenler, dünya malı ve hırsıyla gözleri
Hüseyni adalet ve kıyam mücadelesine kapananlar, “Yok mu bana uzanacak yardım
eli şu koca dünyada! Milyarların bulunduğu zamanımızda! Bari dininiz yok
vicdanınız ve insanlığınız da mı kalmadı!” Diye seslenen Zamanın İmamı Mehdi (a.s)’a
Lebbeyk diyemeyeceklerdir.
Böyle bir ses yok mu sanıyorsunuz?
Zamanın İmamı gaybette yan gelmiş yatıyor mu dersiniz haşa!
Zamanın İmamı demek Zamanın Hüseyni Zamanın Alisi zamanın
Zeynül Abidin’i demektir. Onların tüm misyonlarını sürdüren Rehber ve yönetici
demektir. Eğer o dünya idaresini eline almamışsa bu da dünyayı Yezidler
tutmuşlar bırakmıyorlar demektir. Adı Müslüman olanlar da Yezidin 30 bin
kişilik ordusunda zamanın İmamına karşı saf tutmuşlar demektir. Yezidin
iktidarını koruyorlar onun düzeninin sürmesini istiyorlar demektir. Onu ayakta
tutmak için ne dediyse yapıyorlar demektir.
Yoksa bu gün kötülük açıktan işlenmiyor mu?
Dünya devletlerinde yöneticiler değil açıktan haram işlemek
haramları yasal hale getirmiş değiller mi?
Yoksa Kerbela’nın intikamı alındı mı?
Bu uçağın uçuşa geçmesi için:
1- inanan veya adalet taraftarı herkesin uçağa binmesi
2- kaptan koltuğuna Mehdi (a.s)’ın getirilmesi
3- uçağa yeterince yakıt vs. konması
4- uçağın güzergahında uçağın çiğneyeceği mazlum hiçbir
insan veya canlının bulunmaması
6- uçağın yeterli hıza ulaşması gerekir.
Uçağın yeterli hıza ulaşması ise bizim zamanın Yezidlerini
tanıyıp onlara biat etmekten vaz geçip yani zamani Yezidlerden teberri edip zamanın
Hüseyni Mehdi (a.s)’a biat etmemiz ondan günlük emir almamız gerekir.
Bunun içinse gaybetin bitmesi gerekir.
Gaybetin bitmesi bizim başımıza atanmış ordu komutanı
Veliyyi Fakih yoluyla gelen Mehdevi feryada koşmamız gerekir:
Yok mu şu gök kubbe altında bana uzanacak bir yardım eli
Bu cümlenin günümüzdeki tercümesi:
Yok mu direnişe katılacak Hüseyni Mücahitler! Hani zuhuru
isteyen Mehdi (a.s) ‘ı çağıran Mehdevistler nerede?
Hangi alim Matem meclislerinde Hüseynin (a.s) feryadını
söylüyor ama günümüzdeki Hüseyin (a.s)’e (a.s) ağlayanların anlayacağı şekilde
tercüme etmiyorsa onu uyarmalısınız. 14 asır öncesinde yaşamaktan günümüze
gelmeli.
Hangi meddah Kerbela’yı anlatıyor onun tablosunu gözlerimize
getiriyor ama günümüze tercüme etmiyorsa onu da uyaralım!
Ve kendi kendimizi sorgulayalım!
Mektebi bu güne kadar getiren uçağın hızını engelleyenlerden
miyiz? Yoksa uçağın içindeki 313 kişiden biri mi?
Hayalimizde 72 kişiden biri olmak mı var yoksa 313 kişiden
biri olmak mı? Bu uçaktaki yolcuların sayısı 72’den 313’e çıkmadığı sürece bu
uçak uçak değil hep otobüs olarak kalmaya mahkumdur. Dünyanın zulüm fitne ve
fesadından göğün adalet ve özgür seyahatine asla kalkamayacaktır!
Ali Mert