Vakıf Üniversitelerinin De Kontenjanları Düşürülecek

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, geçen yıl devlet üniversitelerindeki bazı programların kontenjanlarının düşürüldüğünü hatırlatarak, “Aynı uygulamayı bu yıl vakıf üniversitelerinde de yapacağız” dedi.

YÖK Başkanı Erol Özvar, CNN Türk canlı yayınında yükseköğretim sistemindeki güncel öğrenci sayılarını açıkladı. Türkiye’deki 208 üniversitede 186 binin üstünde öğretim elemanı olduğuna dikkat çeken Özvar, üniversitelerin kapasite açısından Çin ve Hindistan ile karşılaştırabilir düzeyde olduğunu söyledi. Yükseköğretim sistemi içinde 6 milyon 482 bin 197 öğrencinin olduğunu ifade eden Özvar, örgün eğitimde 3 milyon 696 bin 554 öğrencinin olduğunu ve bunun 2 buçuk milyonunun lisans, 1 milyon 130 bininin ise ön lisans düzeyinde olduğunu dile getirdi. Açıköğretimde ise 2 milyon 785 bin öğrencinin eğitim aldığını açıklayan YÖK Başkanı Özvar, şunları söyledi:

EN FAZLA MİMARLIĞIN KONTENJANI DÜŞTÜ

“Tüm bakanlıklarımızla, özel sektörle ve meslek gruplarıyla yıllık toplantılar yapıyoruz. Bu toplantılarda istihdam kapasite ve sayılarını ele alıyoruz. Çok sayıda diploması olan ancak herhangi bir işe yerleşemeyenleri biz de gözlemliyoruz. Örneğin, iletişim fakültesi kontenjanları son 5 yılda yüzde 26 düştü. En fazla kontenjanı düşenlerin arasında ise mimarlık geliyor. Bunun nedeni piyasada bu mesleği icra edecek insanların iş bulmada yaşadığı güçlük. Maden, inşaat mühendisliği gibi bazı programları da öğrenciler tercih etmiyor.

YAPAY ZEKA KONTENJANLARI ARTACAK

Eğitim fakültelerinde de benzer bir durum söz konusu. 2021’den 2025 yılına kadar bu bölümlerin kontenjanları yüzde 26,5 azaltıldı. Milli Eğitim Bakanlığının alabileceği belli bir öğretmen kapasitesi var. Bunun üstünde öğretmen yetiştirecek şekilde kontenjan tahsis etmek öğretmen adaylarının da beklentilerini artırır. 2021 yılında hukuk programının kontenjanı 16 binken bugün 10 bine düştü. Geçen yıl devlet üniversitelerinde bazı programların kontenjanlarını azaltmıştık. Bu düzenlemenin aynısını bu yıl vakıf üniversitelerinde de yapacağız. Geçen sene devlet üniversitesinde azalttığımız kontenjanlar arasında mimarlık, psikoloji, hukuk, iletişim, eczacılık, tıp, diş hekimliği ve eğitim fakülteleri vardı. Bu yıl da bu bölümlerin vakıf üniversitesindeki kontenjanlarını düşüreceğiz. Bunların yerine bilişim ve yapay zeka temelli programların kontenjanları artırılacak.

3 YILDA MEZUNİYET DAHA UZUN STAJ

Öğrencilerimiz programların öğrenim çıktılarından taviz vermeden daha kısa sürede mezun olabilir. Lisans eğitiminden 3 yılda mezun olmanın önünü açmak ve öğrencilerin hayata bir an önce atılıp zamanlarını iyi kullanmalarını istiyoruz. Burada hızlandırılmış bir eğitim söz konusu değil. Öğrenciler yine 4 yıllık lisans eğitiminde aldıkları 240 krediyi alacak. Burada bir azalma olmayacak. Bunun yerine yaz okullarını dönüştürüp bir akademik yılın eylülde başlayıp temmuzda bitmesi üzerine çalışıyoruz. Bu uygulamayı önümüzdeki yıla yetiştirmeyi planlıyoruz. Diğer yandan staj süreleri de işvereni ve öğrenciyi memnun etmeyecek derecede kısa. Yaptığımız anketler bunu gösteriyor. Ortalama 20-25 gün süren stajların bir sömestir boyunca sürmesini istiyoruz. Yani daha uzun süreli stajlar gelecek. Öğrenciler uygulamanın içine ne kadar çok girerlerse mezuniyet sonrası iş güçlerine katılımları o kadar çok olacak.

DÜNYADA 6’NCI SIRADAYIZ

198 farklı ülkeden sayısı 378 bine varan uluslararası öğrencimiz var. Yüzde 96’sı kendi bütçesiyle okuyor. Bu öğrenciler ülke ekonomisine muazzam kaynak bırakıyor. Türkiye bugün dünyada uluslararası öğrenci barındıran ülkeler arasında 6’ncı sırada yer alıyor ve Fransa’yı geçti. Bu anlamda Türkiye, lisans eğitiminde kalite açısından rekabetçi ve ödenebilir bir eğitim masrafıyla öne çıkıyor. Uluslararası öğrenciler, aynı eğitimi çok daha yüksek bir maliyetle başka ülkede almak yerine aynı eğitim kalitesindeki yükseköğretim diplomasını ülkemizden almayı tercih ediyor. Bu öğrencilerimizin ülke ekonomisine yıllık katkısı 3 buçuk milyar dolar. Ancak bu sadece bir ekonomi meselesi değil. Uluslararası öğrencilerin eğitimine yardımcı olmayı daha uzun soluklu ve derinlikli bir iş olarak görüyoruz. Onlar kültürel elçilerimiz ve mezunlar kendi ülkelerinde önemli roller üstleniyor.

PEK ÇOK MESLEĞİN VARLIĞI TARTIŞILIYOR

Son 30 yılda bilim ve teknoloji alanında meydana gelen değişimler aslında mevcut mesleklerin de varlığını tehdit ediyor. Yapay zekanın kullanıma açılmasıyla pek çok mesleğin varlığı tartışılıyor. Bilim ve teknolojide meydana gelen bu dönüşümle beraber gerek çalışanlardan gerek işgücüne katılacak gençlerden yeni yetkinlikler bekleniyor. Bu bakımdan tüm sektörde olduğu gibi bu gelişmeler yükseköğretimi de etkiliyor. YÖK olarak üniversitedeki programları gözden geçirerek gençlerimize geleceğin yetkinlikleri ve mesleklerini kazandıracak yeni programlar tasarlıyoruz. Son 3 yılda sistem içinde istihdamla bağı azalan, öğrencilerimize herhangi bir fayda sağlamayacak veya demode olmuş programları sistemin dışına çıkardık. Bunun yerine öğrencilerin, geleceğin yetkinlikleri ve mesleklerini icra edebilecekleri programlar inşa ediyoruz. Bu süreçte 175 program yükseköğretim sisteminin dışına çıktı, 443 programın da kontenjanı düşürüldü.”

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın