Tedavülde Olan İki İslam

GİRİŞ: 27.02.2024 22:39      GÜNCELLEME: 27.02.2024 22:39
Rasthaber -  Aslında İslâm adına tedavülde olan birçok din anlayışı var, ancak biz bunu iki ana eksende ele almak istiyoruz. Sadece Türkiye'de irili ufaklı belki 100 dolayında cemaat var. Hepsinin de kendi aralarında farklı din yorumları mevcut. Peki biz bunları nasıl iki kategoride değerlendirebiliriz? Şöyle ifade etmiş olalım: Klişe bir reklam metaforunda, "Yok aslında birbirimizden farkımız çünkü biz Osmanlı bankasıyız." ifadesi kullanılıyordu. Evet, bu söz konusu edeceğimiz iki İslâm anlayışının bir cenahında farklılıklar olsa da temelde aynı mantığı ve aynı zihniyeti taşıyorlar. Örgütlenme ve cemaat yapılanmaları ile birlikte mantık, düşünce ve temayüllerini de aynı taassub üzere sürdürmektedirler.

İsim olarak kabul etmeseler de bunlar üç aşağı beş yukarı Muaviye'nin angaje ettiği din anlayışına sahipler. Bunların içerisinde âlim, şeyh, şıh veya kutub olarak bilinenler genelde Kûr'ân hafızıdırlar, Kütüb-ü Sidde'yi su gibi yutmuşlardır. Bunların müntesipleri tevhidî değerler adına putlardan nefret ederler, ancak kendi şeyhlerini putlaştırırlar. Bunlar "nass" olmayan hususlarda şeyhlerinin vaazlarında söylediklerini tabu olarak mülahaza edip "nass" olarak görmektedirler. Bu da şirkin bir şubesi, bir çeşidi olmaktadır. Dinde fer'i meseleler "nass" olarak algılanamaz. Muaviye ve ardılları saraylarına aldıkları "kapıkulu" sözde âlimlere, kendilerine muhalif olan fıkıh ekollerini öylesine ayrıştırıp ötekileştirdiler ki, bu ekoller tarih boyu "bidat ehli" ve "sapkın fırka" olarak insanlara empoze edildiler.

Kin ve düşmanlığa tahrik edilen cahil halk kitleleri de kendi dışındakileri ötekileştirmekte ve ayrıştırmakta o kadar ileri gittiler ki kendilerinden olmayanları çok rahat bir şekilde tekfir edebilmektedirler. Maatteessüf ki, bu mantık bugün de tedavülde bulunmaktadır. Yani ifade etmek istediğimiz o ki, Muaviye'nin saray uleması tarafından insanlara sunulan din anlayışı hâlâ yürürlükte bulunmaktadır. Adeta bulaşıcı bir hastalık gibi bunlarla teşriki mesai içerisinde olan insanlar bir şekilde enfekte oluyorlar; taassub hastalığı onlara da bulaşıp sirayet ediyor. Her ne kadar ilk eksen kayması ve ilk fay hattı kırılması "Sakife"de başlamış olsa da ilerleyen yıllarda Emevîlerin iktidara gelmesiyle yüce dinimiz İslâm iki ana akıma ayrılmış oldu. Biri, Muaviye'nin din anlayışına angaje olmuş cenah, diğeri ise saltanat sahipleriyle asla uzlaşmaya yanaşmayan Ehl-i Beyt muhibbi kesim. Ehl-i Beyt muhibbi olanlar saltanat sahiplerini meşru görmedikleri için sürekli dışlanmışlar ve zulme maruz kalmışlardır. İşin üzücü tarafı bu kesim tarih boyunca azınlıkta oldukları için sadece saltanat sahiplerinden değil, diğer halk kitlelerinden de dışlanmaya ve baskılara maruz kaldılar. Bu dışlanılmışlık bugün de devam etmektedir. Ötekileştirmenin temeli her ne kadar Sakife, Cemel, Sıffin, Nehrevan ve Kerbelâ vakalarında atılmış olsa da dışlama ameliyesi hicrî 295 yılında devlet politikası olarak resmiyet kazanmış oldu.

O dönemde Harun Reşit saltanat sürüyordu. Kûr'ân ve Sünnet'in gerçek muhafızı ve müfessiri olan Ehl-i Beyt imâmlarına sürekli baskı, sabotaj ve blokajlar yapıldığı için insanlar başka başka kapılarda hak ve hakikat arayışına ve fıkhî sorunlarını çözmeye girince Harun Reşit'in dönemine kadar mezhep sayısı oldukça çoğalmıştı. Harun Reşit kendi saltanatına onay veren 4 mezhebi meşru ilân edip, 4 mezhep dışındakileri illegal ilân etti. Bu durum zamanla halk kitleleri tarafından benimsenmiş oldu. Saray alimleri 4 mezhebi halk kitlelerine kanıksatmak ve bu anlayışı yaygınlaştırmak için birçok eserler yazdılar. Zamanla bu 4 mezhep "hak" ve "mutlak doğrunun kaynağı" olarak görülür oldu. Bu yanlış mantık Müslüman camia tarafından öylesine anlayışla karşılandı ki, mezhep ürünü olan fıkhî çıkarsamalar "nass" olarak görülmeye başlandı. Bu nedenle "4 hak mezhep" metaforu İslâm dünyasının ezici çoğunluğu tarafından kabûl gördü.

Oysa o 4 mezhebin kriterleri ve fıkhî çıkarsamaları birbiriyle de çelişiyordu. Biri Allah Teâlâ'ya mekân isnad ederken, diğeri beden isnad etmektedir. Birinin "haram" dediğine, diğeri "helâl" damgasını vurmaktadır. Birinin "mekruh" dediğine diğeri "mubah" diyebilmektedir. Oysa hak ve doğru bir tanedir, haram ve yanlış bir tanedir. Bir gün imâm Cafer insanların başka kapılarda fetva arayışına girdiklerini görünce, "Bu insanlara ne oluyor, bu insanlar bizim kapımızda neyi eksik gördüler de başka kapılara gidiyorlar?" diye soruyor ve sitem edip hayıflanıyor. Bu tutuma ilişkin iki hadis-i şerif karşımıza çıkmaktadır. Birincisi, "Benim Ehl-i Beyt'im Nuh'un gemisi gibidir. Ona sığınan kurtuluşa erer, yüz çeviren helâk olur." İkincisi, "Benden sonra yanlış yollara sapmayasınız diye size iki ağır emanet bırakıyorum. Birincisi Allah'ın kitabı Kûr'ân-ı Kerim, diğeri ise Kûr'ân ile benim sünnetimin muhafızı ve müfessiri olan Ehl-i Beyt'im." Hadis-i şeriflerdeki mesaj çok açık ve net: Allah Teâlâ'nın mutahhar kıldığı Ehl-i Beyt imâmlarını siyasette/toplumsal düzenin tanziminde ve hayatın her alanında rehber ve yol gösterici olarak kabullenmek "sahih hadis" kapsamında olduğu için "nass" olarak karşımıza çıkmaktadır. Keşke o ezici çoğunluk "nass" nosyonunun hangi referans ve kriterlerle karşımıza çıktığını bilseler! Ne yazık ki, tarih boyunca İslâm ümmetinin büyük ekseriyeti "nass" ile tayin edilmiş olan Ehl-i Beyt imâmlarından yüz çevirip saltanat sahiplerini meşru gördü ve onların tayin ettiği kapıkulu ulemasını kendilerine yol gösterici edindi. Mutahhar imâmlar dururken fıkhı yanılabilir insanlardan öğrendiler ve onların verdikleri fetvaları tabu hâline getirip "nass" olarak gördüler.

Oysa "nass" hak olana denir, mutlak olana denir. Öyle ki, içtihad doğruya ve hakka yakın olabilir ancak "hak" ve "mutlak doğru" olamaz. İctihad tercihe bırakılmış bir çıkarsamadır. Bu nosyon iyi anlaşılırsa ayrıştırıcı yaklaşımlardan ve bu bağlamdaki şirk kavramından uzak durulmuş olur. Tevhidî değerlerle mücehhez kılınmış din ile eksen kaymasına maruz kalmış din üzerindeki farklı algı anlaşılmış olması lazım. Özgün ve otantik bilgiyle Ehl-i Beyt'in öğretmenliğinde Kûr'ân ve Sahih Sünnet'e yeniden rücû etmek durumundayız. Zira "Kurtuluş Nuh'un gemisindedir." Kurtuluş liyakat sahibi olmayanların yolundan gitmek değil, kurtuluş "mutahhar" olanların yolundan, "sırat-ı müstakim" üzere olanların yolundan gitmekle, onları rehber edinmekle olur. Vesselâm..

YORUMLAR

Selman 1 ay önce
Tarihi rivayetleri yorumlarken ahbari selefi anlayışta yorumlarsanız velayeti fakihin men ettiği durumlara düşersiniz. Dikkat etmek gerekir " sünni kardeşlerimizin kutsallarına karşı bir takım hakaretler ve ithamlarda bulunmak haramdır " Mesela; "Ebu Bekir’in temelini attığı siyasi hükümetler üzerinden batıl parelel din olarak kurumlaştı… cehennem ehlinin yoları döşendi… " Yani kaş yapayım derken göz çıkaracaksınız Birde ehl-i Beyt muhipleri tarafına bakalım ; sanki hepsi homojen bir haldeler Adam hem ehli Beyt mektebini savunuyor hem faşist , hem kemalist Yani kendi mahallemizde pek o kadar berrak değil Yani 100 tane sünni İslam anlayışı varsa 100 tane de Ehlibeyt mektebi İslami anlayışı var maalesef
Muhtar es saggafi 1 ay önce
4 mezhebi kabul ettiren memluklu sultanı baybarstir. Lütfen yalnış bilgi aktarmayin
Haci Bayazit 1 ay önce
Allah(c.c)ın selamı rahmeti bütün Peygamberlerin bayrağı/Hüseyni meşrep/direniş cephesi ile masum ve mazlumların üzerine olsun. Wien, 10.08.2022 Allah(c.c)ın selamı rahmeti tavandaki kalas/Ozan tabakasını kemiren insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbini kemer ile vurup darmadağın edenin, çocuklarının, torunlarının, ailesinin ve direniş cephesi ile masum ve mazlumların üzerine olsun. Allah(c.c)ın selamı rahmeti insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbinin haram ve şüpheli ile uyuttuğu insanları kemer ile (yani, insanları haram ve şüpheli şeyler hakkında uyararak) namaza kaldırıp „Cerrahi amaliyat sonrası uyandırılan hasta gibi“ uyandıranın, çocuklarının, torunlarının, ailesinin dünyanın emniyeti Hüseyni direniş cephesi ile masum ve mazlumların üzerine olsun. Allah(c.c) emri Peygamber efendimizin Vasi ilanı ile alemlerin emniyeti islamın kemale erip sağlam kulpa bağlandığı Hz Ali efendimiz buyurmuşturki… din adamları hesaba çekilmeden diğer insanların hesabı görülmez. Generalsekretariat der Vereinten Nationen United Nations Wien Wagramer Str. 5, 1220 Wien Telefon: 01 26060 Vereinte Nationen United Nations Headquarters, New York, NY 10017, USA E-posta inquiries@un.org Telefon +1 212 963 4475 Generalsekretariat der Vereinten Nationen Sehr geehrter António Guterres World Health Organization WHO Headquarters Avenue Appia 20, 1211Geneva - Switzerland Telephone: (+ 41 22) 791 21 11 Fax: (+ 41 22) 791 3111 Sehr geehrter Tedros Adhanom Ghebreyesus Birleşmiş Milletler kuruluşu dünya için birinci tehditin İklim değişimi olduğunu açıkladı ve tehlikeye karşı dünya halkını ve devletleri uyardı. Dünya Sağlık Örgütü iklim değişimin hazırladığı zeminde gelişen CoVid 19 Virüs’üne karşı geliştirilen aşıların yetersiz olduğunu Virüsün Bloke edilemediğini devamlı değişime uğrayıp tecrübe kazandığını ilan etti. Alemleri dua/din ahlak maneviyat ve doğruluk/adalet üzerine bina eden Allah(c.c) hiç birşeyi sebepsiz yaratmaz. Kendi halinde orta ölçekte fırın sahibi iken kendimi çocuklarım ve ailem ile birlikte manevi fikri ve fiziki küresel boyuta sahip bir savaş/mücadelenin içerisinde buldum, gelişmeler hak ile batılın, helal ile haramın, masum ile zalimin, suçsuz ile suçlunun birbirinden ayrılması mahkemeler üzerinden geliştiği için küresel dini, sosyal ve iktisadi boyutlara sahiptir. İslam dairesinin tahrip edilmesi sonucu oluşan İklim değişimin hazırladığı zeminde gelişen CoVid 19 benzeri Virüsleri hazırlayan sebeplerin oluşumuna karşı vucudun korunup Antikör üretmesi için insanların uyandırılması amacı ile verilen mücadelemin mahkemeler üzerinden açıklanması Austurya’da meydana gelerek; bütün alemde etki yapmıştır. Mahkeme kararları ile gelişen süreç'de, Austurya Devleti 100 yıllık sünni islam anlayışının „islamın aslı olmadığı“ batıl parel olduğunu anladı; Hükümet insanları islamdan sapıtan şeytanın yardımcı hizbi guruplarına savaş açtı bu gurupların çatı örgütü AKP ile ilişkilerini kesti... Türkiye’den gelen imamların oturma iznini iptal etti. Şeytanın beynelminel fitne eli MHP, AB’den ABD’ye kadar terörist algılaması ile fişlenip faliyetleri yasaklandı. Zira, alemlerin emniyeti islam İmam Ali(a.s) Vasi ilan edilmesi ile kemale erip sağlam kulpa bağlanmış, İmam Hüseyin (a.s) Kıyamı/savaşı ile 7 kat göğün ve 7 kat yerin derinliklerine kemer ve köprüler ile sağlam güç’te uzanmıştır… insanların hesaba çekilmesi hak ile batıl, helal ile haramın, cennet ile cehennem ehlinin her iki alemde birbirinden ayırt olması için. Allah(c.c) alemleri dua/din ahlak maneviyat ve doğruluk/adalet üzerine bina etmiştir. Alemin ete kemiğe ürünüp düşünme yeteneği ile vucut bulmuş şekli insan adalet ise devletin dini’dir. iklim değişiminin hazırladığı zeminde gelişen CoVid 19 benzeri vürüsler dinsiz/adaletsiz rejimlerin yıkılması dinin ve neslin korunması için Allah(c.c)ın aleme koyduğu kural ve yaptırımdır. Birleşmiş Milletler kuruluşu dünya için birinci tehditin İklim değişimi olduğunu açıkladı tehlikeye karşı dünya halkı ve devletlerini uyardı. İklim değişimi/tehlikeyi yenmek için önce tanımak sonra onu hazırlayan sebeplere karşı hazır olmak gereklidir. Ankara’da yıl 1980’e kadar sabah giyilen gömlek gece Ozan tabakasına salınan Karbondioksit gazın yağmur çiçilemesi ve rüzgarın yere itmesi ile akşama kadar siyah olurdu… zira, Allah(c.c)alemleri korunacak düzende yaratmıştır… ta’ki huzurundan koğduğu şeytanın -bende senin yolun üzerine oturup- insanları islamdan sapıtacağım ve sapıtan yardımcılar edineceğim; sözü ile yardımcılar edinmesine kadar. Yıl 1979 İran’da İslam İnkilabı olunca; insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbi islam/İrana karşı mualif olarak; 1980 yılına kadar önceleri birbirinden ve Diyanet İşlerinden çekinen dünyada savaş ve kaosun mutfağında hazırlandığı insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbini Turgut Özal bir sofra etrafına toplayıp birbirinden çekinmelerini kaldırıp ABD’yi Kıble edindir‘di… böylece Ozan tabakasının tahribatının sebepleri hazırladı. Hz Musa Aleyhisselam mantık ilminin Piri’dir. Basıt bir mantık hesabı ile bu meselenin uzmanları bir ölçümleme yapar ise Özal ile başlayan insanları islamdan sapıtan şeytanın yardımcılarının tahribat süreci Erdoğan rejimi ile tavan yapıp cinsel sapıklık çocuk taciz/tecavüzleri ile eşcinsel ilişkilerin yaygınlaşıp „islamın tahribine dayalı parelel gelişen küresel ısınma ozan tabakasının delinmesi ile iklim değişiminin“, bire bir örtüşmüş olduğunu kanıtlar. ABD insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbinin Kıblesi olunca sandı‘ki emperyal heveslerinin önündeki engelleri kaldırması için öncü Stratejik ortak buldu; ama, aslında şeytanın yardımcılarının at bakıcısı bineği oldu‘… onların hazırladığı ateş günahı sürücü olarak taşıyıp 40 yılda 30 milyon insanı katleden terörüst devlete dönüştü. Büyük Ortadoğu Projesi, Medeniyetler çatışması, İstanbul merkezli ortadoğu devletler birliği ile ABD Ulusal düşünce kuruluşlarında hazırlanan Raporların hepsi insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbi mutfağında islam’da yasak olanları kasıtlı yapılarak; sümme haşa, Allah(c.c)a meydan okuyup dinin aslı İmam Ali (a.s)ın Vasi ilanın üstünü örtüp Peygamberinin izinden çıkılarak bir metre alan zemini seyrek dolduracak yarım santime yakın vucut kılı ve benzeri veya kasıtlı haram yiyerek diş diplerinde biriktirilerek kimyasala dönüşen bir futbol topu alan zemini seyrek dolduracak sayıda virüsler hazırlanıp iletişim ile ABD birimlerine sızarak kuluçkulama ile gelişip etkinlik sağlandı. Afganistan’da katillere dönüşen guruplar birbirini yemeye başlayınca öğrenci hareketi olarak Tailiban doğdu; talibanın manevi yanı dinin içi olmadığı için uygulamaları bağnaz gayri islami olmakdan çıkamadı; ama ne zamanki Taliban islama yakışır bir uygulama ile Ayganistan’da uyuşturucuyu yasakladı hemen ABD kendi ikiz kulelerini patlatıp Afganistanı işgal etti AKP’li ortakları ile 20 yılda dünya uyuşturucu tırafiğinin yüzde 83’ünü kontrol eder hale geldi; sonunda kaçarcasına Afganistanı terketti. 20 yılda bir tane belge bulamadı ikiz kuleleri terörüstlerin patlattığına dair. Irak işgali öncesi ABD Dışişleri Bakanı bizim çekincelerimiz vardı, Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan bizi cesaretlendirdi dedi. Gül ABD’nin Irak’ı işgal etmesi için 2 sayfa 9 madde anlaşma yapmış. AKP Maliye Bakanı öğünerek Irak’a ilk ABD bombası düşünce milyarlarca dolar Türkiye/AKP kasasına girdi, dedi. ABD Irak’ı bombalar ile yerle bir etti; ama Irak Hava alanına indirdiği en seçme birliği Irak ordusu karşısında bir metre ilerliyemedi çakılıp kaldı… ABD çareyi AKP’de bulur; AKP cehenneme açılmış yol Nakşi tarikatı halidiye kolu ile milyon dolarlar dağıtıp Irak ordusunu içerden çökertti. Kıbrıs çıkartmasında Türk Ordusunun lastiklerine kadar bütün ihtiyacını Kaddafi karşıladı… Erdoğan, Dışişleri Bakanı ile Afrikanın en müreffeh ülkesi Libya‘nın yıkılması için teröristlere Bavullar ile 30 milyon dolar gönderdi. Dünyanın güvenlik kuşağının altın halkası Suriye’yi bölmek veya rejimi değiştirmek için BM’de kayıtlı 100 Ülkeden 170 bin terörüstü insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbinin çatı örgüğtü AKP şeytanın beynelmilen fitne eli MHP ile Suriye’ye taşıdı. Erdoğan bir toplantı konuşmasında AB/Batıya sitem etti; Batı bize Suriye’yi istikrarsızlaştırma gayretimizde yeterli yardımı yapmadı dedi. Erdoğan bir başka konuşmasında ABD Başkanı Obama‘ya seslendi; ey Obama bizi neden Suriye’de yalnız bıraktın diye… Tarih asla hiçbirşeyi affetmez herşeyi yapanların kaderine hesaplaşmak için yazar. Açıkca görüldüğü gibi üç delil halin örtüşdüğü üzere dünyada savaş ve kaos ana üssü Türkiye olan insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbi mutfağında hazırlanır emperyal heveslere meyilli küresel devletlerin karar alıcı birimlerinde sızar kuluçkulama ile gelişir onları sürükler. Dünya Sağlık Örgütü iklim değişimin hazırladığı zeminde gelişen CoVid 19 Virüs’üne karşı geliştirilen aşıların yetersiz olduğunu Virüsün Bloke edilemediğini için devamlı değişime uğrayıp tecrübe kazandığını ilan etti. Turgut Özal’a kadar hocalar insanlara namaz kıldıracağı vakit arkasına döner; ey cemat omuz omuza verin aranıza şeytan girmesin derdi. Özal bu gurupları bir sofra etrafında toplayıp İslam/İran’a karşı ABD’yi Kıble edindirince „hocalar bu ikazını unuttu“ arkasında namaz kıldırdığı insanlara haram şüpheli yedirerek şeytanı yanlarında değil yardımcısı olması için içerilerine aldırıp haram ve şüpheli yedirerek gürleştirip insanları islam’dan sapıtması için büyüttü. Hz Ali efendimiz bu insanlar için, şeytan onların gözü ile görür dili ile konuşur diye tarif etmiştir. İsa Aleyhisselam buyurmuştur’ki… Kötü din adamları kanalizasyona benzer; dışından bakınca sanat eseri gibi görünür içi pislik doludur… İşte Bloke edilemiyen surekli değişime uğrayan CoVid 19 Virüs Mikrobunun değişim sebebi. Allah(c.c) alemleri dua/din ahlak maneviyat ve doğruluk/adalet üzerine bina etmiştir. Alemin ete kemiğe ürünüp düşünme yeteneği ile vucut bulmuş şekli insan adalet ise devletin dini’dir. İklim değişimi ile mücadeleye bağlı CoVid 19 Virüs’üne karşı Vucundun Anti Kör üretmesi için dünya halkının uyanması zorunludur. Allah(c.c)ın emri Peygamber efendimizin İmam Ali efendimizi Vasi ilan etmesi ile alemlerin emniyeti islam kemale erip sağlam kulpa bağlanmıştır. Bu ayetin manası; O andan sonra gelişecek bütün olayların islam üzerinden iki kurala bağlı gelişmesi insanların cüzzi iradesinin iki hal/yoldan birine ödül ve ceza için bilerek veye bilmeden taraf olmasıdır. İslam müslüman olması için insanları zorlamaz; amma islamı tahrip edenlerin dinin ve neslin güvenliğinde tehlike arzettiği için yasal musamaha gösterilmemesi vicdanen ve hukuken engellenmesi gerekir. Haram ve haksız kazancın girdiği yerden İman çıkar; imansız insanlar siyasi ve maddi hevesleri ile esir alındığı için insan olma vasıflarını kaybetmiş olur. Peygamber efendimizin vefati sonrası bir oldu bitti ile devlet idaresini (toplantı yeri) Sakife’de ele geçiren Ebu Bekir islamın içi manevi hali bırakıp dışı ile islamın siyasi amaçlara alet edilmesinin temellerin atıp yerini Ömer‘e bıraktı; Ömer Peygamber efendimizin emri Ebu Süyan soyuna devlet idaresi haramdır emrine karşı olarak Muaviye‘yi Şama Vali olarak atayıp halkında itirazına rağman görevden almayıp Ebu Bekir‘in oluşturduğu batıl parelel dinin temellerini sıkılaştırdı, yerini Osmana bıraktı; Osman islamı tahrip etmesi devlet malını akrabalarına dağıtması ile halkın isyana kalkması sonucu öldürüldü; cesedi dini tahrip ettiği gerekçesi ile müslüman mezarlığına alınmadı yahudü mazarlığına üç yakını ile gömüldü; daha sonra muaviye mezarları ayıran duvarı yıktırınca mezarlar birbirine karıştı. Allah(c.c)ın huzurundan koğulan şeytan bende Senin dinin üzerine oturup kullarını islamdan sapıtacağım ve sapıtacak yardımcılar edineceğim; sözü Ebu Bekir’in temelini attığı siyasi hükümetler üzerinden batıl parelel din olarak kurumlaştı… cehennem ehlinin yoları döşendi… insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizbi mutfağında dünyada savaş ve kaos Virüs gibi hazırlanıp yayıldı. İmam Ali(a.s)a çıkmayan bütün yollar batıldır Peygamberinin izine değil şeytanın izine düşer. Bütün Peygamberler birbirinin devamıdır. Hüseyni meşrep direniş cephesi bütün Peygamberlerin Bayrağı‘dır. İklim değişimin önlenmesi ile CoVid 19 Virüse karşı vucudun korunması için insanların uyanması zalime karşı mazlumun yanıda tavır olması gereklidir. İnsanlar zalime karşı mazlumun yanında yer alır ise vucut’da haksızlığa karşı direnç oluşur gözlerini haya ve utanma duygusu ile muafaza eder edepsizliğe karşı’da korur hiçbir suretde bakmaz ise Allah’ın izni ile herürlü Virüs’e karşı koruyan Antkör hafif tuzlu suyu boğazı salgılar; vucut saldırıya uğrar ise boğazında salgılan hafiz tuzlu su gelen Virüs mikrobu anında yakalar vucudu uyarır ciğerlerin üzerine inmeden öksürük ile dışarı atar. Girip veya nezle ile oluşan öksürük Vucud‘un temizlenmesini sağlar; öksürükler ile sökülüp atılan hafif kanlı gelen balgam nikotin vesaire olduğu zaman ciğer ve solunum yolları temizlenmiş olur… yani yılda 1-2 defa Girip olmak faydalıdır; yalnız vucuda güç veren iştah açan besin alınması gerekir, öncelik ilaç değil… yenen besinin indiği yollardaki oluşumları yenen besin kaldırır öksürük ile dışarı atar. Zihnin arınması ile Kalbe gelen kan temizlenip incelir vucut kendini yeniler. Dünya sağlık Örgütünün tesbiti ile Bloke edilemeyen aşısı bulanamayan devamlı değişime uğrayan Virüs insanların genetik yapısına göre değişime uğruyor Vucudu besleyen sinir uçların bağlı olduğu Boğazın altındaki bögeye saldırıyor; halsizliki, iştahsızlık, kusma gibi sinir uçlarını tahrip ederek vucudu zayıf düşürüp vucudun direncini kırıyor. Virüse karşı yapılan aşılar; insanları haksızlığa karşı uyarmıyor... Virüs Bloke edilemiyor. Bundan dolayı dünya halkının uyanması bilerek veya bilmeden bulunmuş olduğu takip ettiği yolu bilmesi uyarılması daha sağlıklı dünya için gereklidir. Hacı BAYAZIT Wien, am 19.09.2022 Schlechtastrasse 8 1030 Wien - Austurya Mail: haci.bayazit@chello.at www.islamdairesi.com Tel:+4366475054444

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM