Gelen tepkiler sonrası nasıl toparlayacağını bilemeyen ve açıklama üstüne açıklama yapan Ahmet Özer’in bu kadar zorlanmasına aslında gerek yok. O, Sünni İslam temelli Yeni Osmanlıcı açılım sürecinde, Erdoğan’ın dahi cesaret edemediği ‘Çaldıran’ vurgusunu eklemeyi başaran isim olarak kayıtlara geçti bile.
Önce bunları söyledi:
“1071 yılında Malazgirt’te birlikte savaşmışız Bizans’a karşı, 1514 yılında Çaldıran’da birlikte mücadele etmişiz…”
Sonra bu sözler ona ait değilmiş gibi, bunları:
“Bir süredir sosyal medyada benim söylemediğim bir cümle kimi kasıtlı, kimi de işin aslını araştırmadan, bana mal edilerek dolaşıma sokulmuş bulunuyor. Benim ‘Çaldıran’da Şah İsmail’e karşı birlikte savaştık’ şeklinde bir cümlem yoktur. Kaldı ki böyle bir yaklaşımım ve anlayışım da söz konusu değildir”
En sonda ilgili video sosyal medya üzerinden yaygınlaşınca da bunu:
“Değerli canlar; Daha önce de dediğim gibi benim “Çaldıran’da Şah İsmail’e karşı birlikte savaştık” şeklinde bir cümlem kesinlikle yoktur. Halk Tv’de Çaldıran Savaşı’yla ilgili yaptığım açıklamada, tarihte yaşanan bir gerçeği ifade ederek, o dönemde bazı Kürt aşiretlerinin Osmanlı safında yer aldığını belirtmek istedim. Bu tarihi bir gerçekliktir.”
Türkiye’de hem çözüm süreci hem de düzen siyasetinin nasıl işlediğini anlamak için özet niteliğinde açıklamalar gerçekten.
Bu üç açıklamanın da sahibi CHP-DEM ittifakıyla CHP’nin Esenyurt Belediye Başkanı olan, bu nedenle de uzun süre tutuklu kalan Ahmet Özer.
Açıklamanın detaylarına gelmeden, biraz geriye gidelim…
Çözüm süreci, Bahçeli, tahliye ve teşekkür
AKP’nin CHP’yi hedef alan hukuksuz operasyonları kapsamında tutuklandı. Suçlamalar arasında “terör örgütüne üyelik” de vardı, “ihaleye fesat karıştırmak” da.
Onun tutukluluğu sırasında AKP-MHP-DEM merkezli çözüm süreci yol alınca, Özer’e tahliye yolu göründü.
Özer, cezaevinden çıkmadan önce çözüm sürecine dışardan destek vermek istediğini sık sık dile getirmişti.
Sonrasında MHP’nin de verdiği destekle serbest bırakıldığında yaptığı ilk açıklamada Bahçeli’ye teşekkür etti:
“Bir barış sürecinin içerisinden geçiyoruz. Benim en büyük üzüntülerimden biri dışarıda olup bu sürece yeterince katkı veremediğimdendi. Bugün ve bugünden sonra umarım bunu ziyadesiyle yapacağım. Bu sürece vermiş olduğu samimi ve içten desteklerinden dolayı özellikle sayın Devlet Bahçeli‘ye burada huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Aynı şekilde sayın Fethi Yıldız’ın hem hukuk güvenliği, hem hukuka duyulan güveni daha da artması için yaptığı hukuki açıklamalarla içerdeki insanlar için özellikle önemli derecede büyük bir rol oynadığını belirtmek istiyorum.”
Bu sözler tahliyesi için birçok eylem yapan CHP içinde sessiz bir tepkiyle karşılandı.
Özer kısa süre önce de DEM Eş Başkanlarını ziyaret etti.
Sonuç olarak hukuksuz bir siyasi operasyonla tutuklanan Özer, serbest bırakıldığı günden itibaren taşıdığı siyasi kimliği ortaya koyan adımlar ve açıklamalarla yoluna devam ediyor.
Başta aktardığımız “1071 yılında Malazgirt’te birlikte savaşmışız Bizans’a karşı, 1514 yılında Çaldıran’da birlikte mücadele etmişiz…” sözleri de bu kapsamda değerlendirilmeli.
1071 çıkışı zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan fazlasıyla aşina olduğumuz bir vurguydu.
“Türkler ve Kürtler birlikte savaştı” temalı çıkışlara Erdoğan’ın dahi dahil edemediği bir halkayı eklemeyi başaran ve daha açık sözlü bir çıkış yapan isim oldu Özer. Sözünü ettiği Çaldıran Savaşı, Alevilere yönelik katliamlarıyla tarihe geçen Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmail’i mağlup ettiği savaştı. Yani Özer, bu savaşa atıfla Kürt ve Türk kardeşliği temasını Alevilere karşı da işlemeyi başardı.
Bu sözler Alevi yurttaşlardan yoğun tepki alınca da “Benim ‘Çaldıran’da Şah İsmail’e karşı birlikte savaştık’ şeklinde bir cümlem yoktur” savunmasına sığınıverdi.
“1514 yılında Çaldıran’da birlikte mücadele etmişiz” dediği savaşın öznesi yokmuş, böyle deyince kimse bunu anlayamazmış gibi mi davranmak istiyor Özer?
Sonuç olarak bu açıklaması da tutmayınca yaptığı “değerli canlar” çıkışı, ağızlarda Bahçeli’nin Alevi açılımı çıkışının bıraktığı tadı bırakıyor.
Gelen tepkiler sonrası nasıl toparlayacağını bilemeyen, açıklama üstüne açıklama yapan Özer’in bu kadar zorlanmasına gerek yok aslında.
O, Sunni İslam temelli, Yeni Osmanlıcı açılım sürecinde Erdoğan’ın dahi cesurca söyleyemediği Çaldıran vurgusunu eklemeyi başaran isim olarak kayıtlara geçti bile.
sol
