İsrail’den Kıbrıs’a Savaş Yığınağı

Tel Aviv, Güney Kıbrıs’a Barak MX hava savunma sistemlerinin yeni partisini nakletti. Limasol üzerinden Ada’ya giren silahlar iç bölgelere sevk edildi. Uzmanlar, sistemin Doğu Akdeniz’deki Türk hava ve kara unsurları için önemli bir tehdit olduğunu vurguluyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), İsrail’den sipariş ettiği Barak MX hava savunma sistemlerinin ikinci partisini teslim aldı. GKRY basınında yer alan haberlere göre sistem, Limasol Limanı üzerinden Ada’ya ulaştırıldı ve güvenlik önlemleri altında iç bölgelere sevk edildi. Sosyal medyada yayınlanan videolarda askeri araçların limandan ayrıldığı görülüyor.

GKRY Savunma Bakanı Vassilis Palmas, Aralık 2024’te yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz’deki değişen dengeler nedeniyle hava savunmasının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunu vurgulamış, Baf’taki Andreas Papandreou Hava Üssü ve Mari’deki Evangelos Florakis Deniz Üssü’ne yeni sistemlerin konuşlandırılacağını belirtmişti.

Barak MX’ler, mevcut Tor-M1 ve BUK M1-2 sistemlerinin yerini alacak. İlk partinin ocak ayında teslim edildiği ALPHA TV tarafından duyurulmuştu. Forbes, GKRY’nin İsrail’den en az iki batarya ve onlarca füzeyi, bedeli açıklanmayan bir anlaşmayla satın aldığını yazmıştı.

İSRAİL KIBRIS’TA ÜSLENİYOR

Tel Aviv, Ada’yı hem stratejik hem de siber güvenlik açısından kendisi için bir üs hâline getirmeyi hedefliyor. Geçen ağustos ayında İsrail, ABD ve Yunanistan ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde Ada’da bir dizi stratejik hamleye girişti. GKRY’nin ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölgenin korunması gerekçesiyle ortak deniz devriyeleri düzenlenirken, Barak MX’in ilk paketi de Ada’ya konuşlandırılmıştı.

İsrail Savunma Kuvvetlerine bağlı “8200 Birimi” tarafından Ada’ya kurulan siber güvenlik merkezi de KKTC’deki Türk askeri iletişim ağlarının elektronik keşfiyle görevlendiriliyor. Larnaka civarında faaliyet gösterdiği tahmin edilen merkez, Atina Siber Komutanlığı ve ABD 6. Filosu ile koordineli çalışıyor. Merkezin 2025’in sonunda tam kapasiteye ulaşması hedefleniyor.

GKRY ile İsrail arasındaki 2017 savunma anlaşmasına 2024’te siber savaş ve elektronik harp başlıkları eklendi. Ayrıca, 2019’da GKRY ve Yunanistan arasında yapılan askeri işbirliği anlaşmasına 2020’de ABD de katıldı. ABD, Andreas Papandreou Üssü’nü modernize ederek İsrail ve Yunanistan’ın kullanımına açtı. Üste düzenli tatbikatlar yapılıyor, radar ve istihbarat uçaklarıyla Lübnan, Suriye ve Türkiye izleniyor. ABD, NATO’nun doğu kanadını güçlendirme gerekçesiyle bu faaliyetleri destekliyor.

GKRY Lideri Nikos Hristodoulides, Barak MX teslimatıyla ilgili “Ülkemiz işgal altında. Caydırıcılığımızı artırmak için ne gerekiyorsa yapacağız.” demişti. Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü de Haziran 2025’te yayınladığı analizde, “İsrail, Kıbrıs’ı silahlandırıyor.” ifadelerini kullanarak Ada’nın Türkiye’ye karşı stratejik bir denge arayışında olduğunu vurguladı. Raporda, GKRY’nin Hindistan’ı da silah tedarikinde ortak olarak görmeye çalıştığı belirtildi.

Öte yandan 27 Eylül’de İsrail tarafından suikaste uğrayan şehit Lübnan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, şehadetinden kısa bir süre önce İsrail’in Güney Kıbrıs’taki varlığına dikkat çekmişti. Lübnan’a karşı olası bir savaşta İsrail’in Ada’daki üsleri kullanacağı yönünde istihbarat aldıklarını belirten Nasrallah, bu olası durumda Güney Kıbrıs’ın da ‘savaşın bir parçası’ olarak görüleceğini ilan etmişti.

RUM KESİMİNİN HEDEFİ NATO ÜYELİĞİ

GKRY’nin silahlanması tesadüf değil. Güney Kıbrıs’taki silahlanma, Devlet Ortaklığı Programı ile ABD ve NATO’ya yakınlaşmanın bir parçası. Ocak 2023’te GKRY ile ABD arasında imzalanan anlaşma, doğrudan NATO üyeliğine hazırlık amacı taşıyor. Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) resmi duyurusunda, programın iki taraf arasında ikili askerî işbirliğini güçlendirmek için hem Güney Kıbrıs’ta hem de ABD’de çeşitli faaliyetleri kapsadığını açıkladı.

ABD’nin Devlet Ortaklığı Programı, 1992’de başlatılan Ortak Temas Ekibi Programı’nın devamı niteliğinde. Daha sonra faaliyetlerin büyük kısmı, NATO’nun Barış için Ortaklık (PfP) Programı’na dahil edildi. Programın amacı, yakın müttefikler yaratmak ve aday ülkeleri NATO’ya hazırlamak olarak özetlenebilir.

‘KKTC’NİN TANITILMASI ÖNCELİKLİ GÖREV’

Vatan Partisi Rusya Temsilcisi Doç. Dr. Mehmet Perinçek, Ağustos 2025’te İsrail’in Kıbrıs’taki artan askeri varlığını değerlendirerek Aydınlık’a uyarılarda bulunmuştu. Perinçek, İsrail’in hem Türkiye’ye hem İran’a yönelik bir kuşatma planı yürüttüğünü, Suriye ve KKTC’nin bunun ön cephesi olduğunu belirtti. Ada’daki hava savunma sistemleri, liman ve arazi alımları ile Rum kesimini arka bahçe gibi kullandığını ifade eden Perinçek, “Kıbrıs Türkiye’nin kuşatılmasında rol oynuyor. Türkiye’nin KKTC’yi uluslararası alanda tanıtması öncelikli olmalı.” dedi.

Temmuz 2025’te USMER tarafından İstanbul’da düzenlenen “Doğu Akdeniz-Karadeniz Konferansı” sonuç bildirgesinde KKTC’nin egemenliğinin tanınmasının yer aldığını hatırlatan Perinçek, Rusya’nın Türkiye’nin Kırım’ı tanıması hâlinde KKTC’yi tanımaya hazır olduğunu belirtti. Perinçek, Türkiye’nin hızlı hareket etmesi gerektiğini vurguladı ve ekledi:

“İran düşmanlığıyla İsrail durdurulamaz. KKTC’nin güvenliği için Rusya, İran ve Türk dünyasıyla ilişkiler güçlendirilmeli. NATO’ya bağımlı olmayan savunma sanayisi, S-400 gibi sistemler kritik önemde. İç cepheyi sağlam tutmak, İsrail’in Kıbrıs planlarını bozacaktır.”

Savunma analisti Arda Mevlütoğlu, GKRY’nin İsrail’den teslim almaya başladığı Barak MX hava savunma sistemiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu: “Hava savunmasını modernize etmek isteyen GKRY, askeri ilişkilerini 2000’li yılların sonundan itibaren hızla geliştirdiği İsrail ile 2021 yılında Iron Dome için görüşmelere başladı. Ancak bu görüşmeler kısa süre sonra çok daha gelişmiş olan Barak MX hava savunma sisteminin tedarikine evrildi. Barak MX, üç farklı tipte füze kullanabilen, azami 150 km menzile sahip ve son derece gelişmiş bir radar olan ELM-2084 MMR ile yönetilen bir sistem. Açık kaynaklara göre, S bandında çalışan MMR radarı yaklaşık 500 km azami menzilde 1000’den fazla hedefi aynı anda tespit ve takip edebiliyor. Radar ayrıca 100 km menzile kadar obüs, havan ve topçu roketi bataryalarının konumlarını da belirleyebiliyor.

GKRY–İsrail askeri ilişkileri göz önüne alındığında, bu güçlü hava savunma sistemi ve radarın, İsrail’in Doğu Akdeniz’deki istihbarat ağının en önemli bileşenlerinden biri olacağı kesindir. Aynı zamanda Barak MX, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki Türk hava ve kara unsurları için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.”

‘KKTC’yi işgal planı’

İsrail’in eski savunma ve havacılık yetkilisi Shay Gal, temmuz sonunda İsrail Başbakanı Netanyahu’ya yakınlığıyla bilinen Israel Hayom gazetesinde “KKTC’yi işgal planı” başlıklı bir analiz yayınlamıştı. Gal, Kuzey Kıbrıs’ın İsrail için bir sorun teşkil ettiğini savunmuş ve Ada’nın kuzeyinin “kurtarılması” için acil durum planı hazırlanması gerektiğini belirtmişti. Aydınlık’ın gündeme getirdiği yazıda, “Bu operasyon Türkiye’nin anakaradan takviye göndermesini engelleyecek, hava savunma sistemlerini yok edecek, istihbarat ve komuta merkezlerini devre dışı bırakacak ve Türk birliklerini geri iterek Kıbrıs’ın uluslararası tanınan egemenliğini yeniden tesis edecektir.” ifadeleri yer almıştı. Gal, planı “Poseidon’un Gazabı” olarak adlandırmış ve sözlerini şöyle tamamlamıştı: “Bu isim deniz hâkimiyetini ve olası en kötü senaryonun yıkıcı etkilerini simgeliyor.”/aydınlık

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın