«اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ کَمَا صَلَّیْتَ وَ بَارَکْتَ عَلَی إِبْرَاهِیمَ وَ آلِ إِبْرَاهِیمَ إِنَّکَ حَمِیدٌ مَجِیدٌ»

Nitekim Allah ve Resulü Al-i Resule (Peygamberin ailesi) salavat etmiş ve hiç şüphesiz Emirülmüminin İmam Ali (a.s) Al-i Muhammed’in en üstünüdür. Bu bakımdan Allah Resulünün hilafetine daha layıktır. Hiç şüphesiz geçmiş peygambarlerin ailesi salavatta zikredilmemiştir; ama Hatemu’l Enbiya Hazreti Muhammed’e şöyle salavat söylenmelidir:

 «اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ»

Al-i Muhammed söylenmeden denilen salavat, salavat değildir. Bu bakımdan Peygamberin ailesi mutlaka salavatta zikredilmelidir.

Birgün Sultan Muhammed Hudabende vaaz meclisinde oturmuş vaizin salavatın fazileti hakkındaki konuşmasını dinliyordu. Sordu ki: Niçin diğer peygamberlerin salavatında onların ailesi zikredilmemiştir; ama İslam Peygamberinin (s.a.a) ailesi zikredilmiştir? Vaiz düşünceye dalarak sonrasında Sultanın sorusunun cevabında şöyle söyledi: Bu konuda aklıma iki nokta geliyor: birisi şudur ki önceki peygamberlerin dini değişime maruz idiler ve mensuh olabiliyordu; bu yüzden onun imzalanması gerekli değildi. Ancak Hazreti Muhammed’in dini değişime uğrayamaz ve kıyamete kadar devam edecektir. Bu bakımdan kim bu dine tabi ise onun ahkamını onun evlatlarından almalıdır. Bu yüzden ona salavatta onun ailesi de sürekli zikredilmelidir ki onun ümmeti ve tabileri onun ailesinin dinin koruyucuları olduğunu bilip onlara saygıda kusur etmesinler ve bunun farzlardan olduğunu bilsinler.

İkinci nokta şudur ki: Hazretin düşmanları ona ebter dediler; Yüce Allah da ebteriyeti ve soyu kesikliği onlarda karar kıldı ki kimse onların adını zikretmesin ve nesilleri kesilsin. Ama Peygamberin adını onun ailesi ile birlikte zikretti ki kimse Peygamberi onlarsız tanımasın ve zikretmesin ve nesli günden güne artsın.

Böylece nasıl ki Peygambere salavat onun tazim edilmesine neden oluyorsa Al-i Muhammed’in de tazimine neden olur.

tr.shafaqna