Bölgesel ve uluslararası gelişmeler sebebiyle Türkiye'den
Ortadoğu ve Doğu Akdeniz politikasında değişim sinyali geldi.
Son zamanlarda Türkiye’nin dış politikasında özellikle
Mısır, BAE ve Suudi Arabistan'la ilgili bir değişiklik izleniyor. İlişkilerini
normalleşme yolunda adımlar atan Ankara yönetimi, Suriye'ye karşı da böyle bir
adım atılmasının zamanı geldi mi diye merak ediliyor.
Bu konuyu Mehr Haber Ajansı'na değerlendiren Prof. Dr.
Sencer İmer " Türkiye ve Suriye'nin komşu olması ve bölgede ortak
çıkarlarını göz önüne alındığında artık iki ülke arasındaki ilişkilerin
normalleşmesi için ciddi adımlar atma zamanı gelmiş" dedi.
Son zamanlarda Türkiye’nin dış politikasında
hareketlilik yaşanıyor. Türkiye Suudi Arabistan, Mısır ve BAE ile normalleşmek
için olumlu adımlar atmakta. Hatta geçenlerde Sayın Erdoğan, Birleşik Arap
Emirlikleri (BAE) Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnun Bin Zayed el-Nahyan ile
bir görüşme gerçekleştirmişti. Mısır’la da bazı görüşmeler yapılıyor. Sizce bu
adımlar Doğu Akdeniz’le ilgili Türkiye’ye yönelik yapılan yanlızlaştırma
çabalarını etkisiz hale getirebilmek için mi yoksa bölgesel sorunlar için
yapılıyor?
-Türkiye, Ortadoğu’da özellikle Suriye meselesinde başından
beri yanlış politikalar izledi. Bu konuda Avrupa ülkelerinin etkisi olduğunu
söyleyebiliriz. Yani onların teşvikine uyarak bütün terör örgütlerinin
Suriye’ye girmesi ve iç savaşın çıkmasına neden oldu. Bu yanlış bir politikaydı
ve bu politikanın Türkiye’ye göç gelmesine ve Suriye’nin bir türlü barışa
kavuşmamasına sebep oldu. Türkiye PKK’nin ülkeye girmesin ve göç dalgasını önlesin
diye Suriye’de bazı harekatlar yaptı. Bence bu harekatlar doğruydu ama bu
politika Suriye’nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısının sağlanması yönünde
olması lazımdı. Orada istikrarın sağlanması bizim işimize yarar. Atatürk’ün en
önemli tavsiyelerinden biri Arap ülkelerinin iç işlerine karışmamamızdı. Ama
biz Suriye’nin iç işleri karıştık ve bizim için de iyi olmadı, zira Türkiye’ye
göçler geldi. Tabii Türkiye’nin de katıldığı Astana süreci çok doğru bir
politikaydı. Demek ki bazı şeylerin düzeltme arefesindeyiz.
Sen(Türkiye) İhvan meselesine neden karışıyorsun; Başka
ülkede ihvan iş başına gelmiş veya gelmemiş Türkiye’yi neden ilgilendiriyor. Bu
nedenle Türkiye’nin BAE, Mısır veya Suudi Arabistan’a kaşı adımları bazı
politikaları düzeltme amacıyla olduğunu düşünüyorum. Zira bu münasebetlerin
bozulması hem Türkiye’ye hem Ortadoğu’ya zarar verdi. Bance bölgenin stabilinde
Tahran, Kahire ve Mısır ülkelerinin büyük etkisi var. O nedenle her üç ülkenin
işbirliği içinde olması lazım.
ABD, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesine karşı
BAE konusuna gelirsek, BAE nüfus olarak çok kalabalık bir
yer değil ama ekonomik durumu enerji kaynaklardan dolayı güçlü. Ama kalabalık
nüfusa sahip olmadığı için Türkiye veya İran için bir rakip sayılmaz. Ancak
BAE, Suudi Arabistan’la birlikte hareket etmektedir, İsrail’le de yakın
işbirliği içindedir. Türkiye’nin İsrail’le en önemli sorunu Filistin
meselesidir. Eğer bu çözülürse artık kavgalı olacak bir sorun kalmayacak. Doğu
Akdeniz meselesinde de Türkiye’nin orada bazı hakları var. Ama Yunan
Türkiye’nin denizdeki olan haklarını elinden almaya çalışıyor. Ve bunu da
Fransa, ABD ve İngiltere destekliyor. Dolayısıyla Türkiye, haklarını korumak
için Libya ile bir anlaşma yaptı. Ama maalesef Amerika tek taraflı olarak Yunanistan’ın
arkasında duruyor ve adalara bir sürü tank sevk ediyor. Bunu Türkiye’ye karşı
yapıyor. Bu Lozan anlaşmasına karşı bir adımdır. Bunlar Karadeniz’de de Montrö
anlaşmasını çiğnemek istiyorlar. Dolayısıyla Türkiye bazı politikalarını
düzeltmek istiyor. Yani Mısır ve Suriye gibi başka ülkelerin iç işlerine
karıştığı hatalarını düzeltmesi lazım. Ben hâlâ Türkiye ve Suriye
münasebetlerini iyi düzeyde görmüyorum. Bir an önce Suriye ile barış anlaşması
yapılmalı. Ama böyle bir şeyin olmasına izin vermiyorlar. örneğin İsrail’in bu
konuda yanlış yaklaşımları var. İsrail Suriye’yi parçalamak istiyor; hatta
İran’ın nükleer programına karşı ABD ile geçenlerde bir görüşme yaptı.
2- Bu son yıllarda bir
çok Türk uzaman ve siyasetçi ile röportaj yaptım. Çoğu Ankara’nın Şam
politikasını eleştirerek iki ülke arasındaki ilişkilerin tekrardan başlatılması
gerektiğine inanıyor. Bu son yıllarda
bir çok Türk uzaman ve siyasetçi ile röportaj yaptım. Çoğu Ankara’nın
Şam politikasını eleştirerek iki ülke arasındaki ilişkilerin tekrardan
başlatılması gerektiğine inanıyor. Türkiye ve Suriye'nin komşu olması ve
bölgede ortak çıkarlarını göz önüne alındığında sizce artık iki ülke arasındaki
ilişkilerin normalleşmesi için ciddi adımlar atma zamanı gelmemiş midir?
Çoktan zamanı geldi ve geçiyor. Ama bunu istemeyenler var.
Amerika bunu istemiyor. Şimdi dünya gücü olarak Çin milli gelirde Amerika’yı
geçmek üzere. Bu durumda Çin’in Amerika’yı paralel, askeri ve teknoloji olarak
da geçme süreci başlıyor. Önümüzdeki süreçte dünyanın 1 numara gücü, Çin
olacak. Amerika da bunu önlemek istiyor. Mesela Çin’in "Bir kuşak Bir
Yol" projesini sabote etmek istiyor. Dolayısıyla Afganistan’daki olaylar
ve göç meselesi bununla ilgilidir. Ve bu bizim yani İran ve Türkiye’nin
dengesini bozuyor. Suriye meselesinin de çoktan halledilmesi gerekiyordu.