New York Times (NYT) gazetesi köşe yazarı Thomas Friedman,
"Bu İsrail hükümeti bizim müttefikimiz değil" başlıklı haberinde,
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, kendi çıkarlarını İsrail'in ve ABD'nin
çıkarlarının önüne koyduğunu belirtti.
Friedman, Trump'ın gelecek hafta Suudi Arabistan, Birleşik
Arap Emirlikleri ve Katar liderleriyle görüşmeyi planlamasının ancak İsrail
Başbakanı Netanyahu ile görüşmeyi planlamamasının "hayati bir gerçeği
anlamaya başladığını" gösterdiğini ifade etti.
Mevcut İsrail hükümetinin "ABD'nin bölgedeki temel
çıkarlarını tehdit edecek şekilde" davrandığını öne süren Friedman,
"Netanyahu bizim dostumuz değil." ifadesini kullandı.
Friedman, Netanyahu'nun Trump'ı aptal olarak gördüğünü
belirterek, ABD'nin Hamas, İran ve Ensarullah ile yürüttüğü bağımsız
müzakereler aracılığıyla Trump'ın Netanyahu'ya, "kendisini satın alamayacağını"
gösterdiğini aktardı.
"Aşırı milliyetçi, mesihçi" İsrail’in ABD'nin
müttefiki olmadığını vurgulayan Friedman, bu hükümeti İsrail tarihinde önceliği
Arap komşularıyla bir arada yaşamanın getireceği faydalar olmayan bir yönetim
olarak tanımladı.
Friedman, mevcut İsrail hükümetinin önceliğinin "Batı
Şeria'nın ilhakı, Gazze'deki Filistinlilerin sürülmesi ve orada İsrail
yerleşimlerinin yeniden kurulması" olduğuna dikkati çekerek, şunları
kaydetti:
"Çünkü Netanyahu hükümeti aşırılık yanlısı gündemi
doğrultusunda bizim çıkarlarımıza zarar vermektedir. Netanyahu'nun diğer ABD
başkanlarına yaptığı gibi sizi ezip geçmesine izin vermemeniz sizin için bir
övünç kaynağıdır. Seleflerinizin bölgede inşa ettiği ABD güvenlik mimarisini
savunmak da hayati önem taşımaktadır."
Friedman, mevcut ABD-Arap-İsrail ittifakının yapısının
1973'te eski Başkan Richard Nixon ve eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger
tarafından Rusya'yı bölgeden çıkarmak ve ABD'yi bölgede baskın küresel bir güç
haline getirmek üzere kurulduğunu kaydetti.
Söz konusu yapının o zamandan bu yana ABD'nin jeopolitik ve
ekonomik çıkarlarına hizmet ettiğini belirten Friedman, bu yapının büyük ölçüde
ABD ile İsrail'in iki devletli çözüme yönelik taahhüdüne dayandığını aktardı.
"Siz de ilk döneminizde Gazze ve Batı Şeria'da bir
Filistin Devleti kurulmasını öngören planınızla bunu ilerletmeye çalıştınız.
Elbette bu plan, Filistinlilerin İsrail'i tanıması ve kurulacak devletin
silahsızlandırılmış olmasını kabul etmesi koşuluna bağlıydı." ifadelerini kullanan
Friedman, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırısı öncesinde Netanyahu yönetiminin
"bölgedeki ABD güvenlik ve barış mimarisi yerine Batı Şeria'nın ilhakını
öncelik haline getirdiği" değerlendirmesi yaptı.
Friedman, eski Başkan Joe Biden yönetiminin yaklaşık bir yıl
boyunca İran'a karşı denge sağlayarak Çin'i bölgeden uzaklaştırıp ABD - Suudi
Arabistan güvenlik anlaşmasının Kongre'den geçmesinin yolunu açacak iki
devletli çözüm hakkında Filistin yönetimiyle diyalog başlatmayı kabul etmesini
istediğini ifade etti.
Netanyahu'nun bu talebi "kabinesindeki Yahudi
üstünlükçülerin hükümeti devireceklerini söylemesi üzerine reddettiğini"
belirten Friedman, "Birden fazla yolsuzluk suçlamasıyla yargılanan
Netanyahu, başbakanlık korumasını kaybedemezdi. Bu koruma ona hem yargı
sürecini uzatma hem de muhtemel bir hapis cezasından kaçınma imkanı
tanıyordu." ifadelerini kullandı.
Friedman, İsrail ile Suudi Arabistan arasında
Filistinlilerle iki devletli çözüm çabasına dayalı ilişkilerin normalleşmesinin
tüm Müslüman dünyasını İsrailli turistlere ve yatırımcılara açacağı,
Yahudilerle Müslümanlar arasındaki küresel gerilimleri azaltacağı ve bölgedeki
ABD avantajlarını pekiştireceğini belirterek, "Netanyahu, kendi
çıkarlarını İsrail'in ve ABD'nin çıkarlarının önüne koydu."
değerlendirmesinde bulundu.
Netanyahu'nun "2 yıl boyunca herkesi oyaladığını"
belirten Friedman, tarafların artık İsrail'in söz konusu anlaşma içinde yer almasını
beklemediğini kaydetti.
Friedman, "Netanyahu, Gazze'ye yeniden girmeye
hazırlanıyor ve Filistin halkını, bir tarafı Akdeniz, diğer tarafı Mısır sınırı
olan dar bir köşeye sıkıştırmayı planlıyor." ifadesini kullanarak, bu
hamlenin İsrail'e yönelik "daha fazla savaş suçu" suçlamasını gündeme
getirebileceğine ve Netanyahu'nun "ABD yönetiminin kendisini
korumasını" bekleyebileceğine dikkati çekti.
"Netanyahu'nun Gazze'yi tekrar işgal planı, Hamas'a
karşı ılımlı bir alternatif oluşturmak değil. Bu, kalıcı bir İsrail askeri
işgalini ve tüm Filistinlilere baskı uygulayarak bölgeden çıkmalarını sağlamayı
amaçlıyor." değerlendirmesinde bulunan Friedman, bu durumun "Akdeniz
kıyısında bir Vietnam'a" neden olabileceğini belirtti.
İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in 5
Mayıs'ta yaptığı, "Gazze'nin kalıcı işgaline" yönelik açıklamalarına
değinen Friedman, yerel nüfusun "Gazze Şeridi'nin dörtte birinden daha
küçük bir alana sıkıştırılacağını" vurguladı.
Friedman ayrıca, İsrailli askeri uzman Amos Harel'in konuya
ilişkin bir analizindeki "İsrail ordusunun asker kaybını en aza indirmek
amacıyla daha agresif bir güç kullanmayı planladığına ve bu durumun, Gazze'deki
sivil altyapının büyük ölçüde yok olmasına yol açabileceğine" yönelik
yorumuna dikkati çekti.
Harel'in, söz konusu stratejisinin, sivillerin insani yardım
kamplarına zorla yerleştirilmesine, gıda ve ilaç sıkıntısına, yeni kitlesel
sivil ölümlerine neden olabileceğini öngördüğünü aktaran Friedman, Harel'e göre
bu gelişmelerin "daha fazla İsrailli siyasi ve askeri liderin bireysel
düzeyde uluslararası hukuk önünde yargılanmasına yol açabileceğini"
kaydetti.
Friedman, bu yaklaşımın sadece İsrail için değil, ABD'nin Orta Doğu'daki müttefikleri için de "ciddi sonuçlar" doğurabileceğini belirterek, Ürdün ve Mısır'ın, Netanyahu'nun Filistinlileri Gazze ve Batı Şeria'dan sürerek bu iki ülkeye yönlendirmeye çalıştığından endişe duyduğunu aktardı/haber7
"Filistinlilerin umutlarının tamamen yok olmasının
bölgede ABD-Arap-İsrail güvenlik entegrasyonunu genişletmeye yönelik isteği
azaltabileceğine" işaret eden Friedman, bunun İran ve Çin'e karşı uzun
vadeli stratejik kazanımlar sağlayabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Friedman, "Sayın Başkan, Orta Doğu konusunda iyi ve
bağımsız içgüdüleriniz var, bunları izleyin. Aksi takdirde şu acı gerçeğe
hazırlıklı olmalısınız: Yahudi torunlarınız, Yahudi devletinin dışlanmış devlet
olarak görüldüğü bir dünyada büyüyen ilk nesil olacak." ifadelerini
kullandı.
Haaretz gazetesinin 7 Mayıs tarihli haberinden alıntı yapan
Friedman yazısında, "Gazze Şeridinde öldürülen 18 bini çocuk olmak üzere
52 binden fazla Filistinlinin sayısını görmezden gelmeye devam edebilir,
rakamların güvenilirliğini sorgulayabilir, tüm baskı, inkar, ilgisizlik, mesafe
koyma, normalleştirme ve meşrulaştırma mekanizmalarını kullanabiliriz. Bunların
hiçbiri acı gerçeği değiştirmeyecektir: İsrail onları öldürdü. Bunu bizim
ellerimiz yaptı. Gözlerimizi kaçırmamalıyız. Uyanmalı ve yüksek sesle
haykırmalıyız: Savaşı durdurun." ifadelerine yer verdi/haber7