Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres,
sera gazı emisyonlarında “acil, hızlı ve büyük ölçekli” azalmalar olmadığı
sürece küresel ısınmanın 1,5 santigrat derecede sınırlanamayacağını belirterek,
sonucun dünya için “felaket” olacağı uyarısında bulundu.
İklim değişikliğine karşı harekete geçme konusunda dünyanın
“kritik eşiğe” geldiğine dikkati çeken Guterres, “İklimimizin ve gezegenimizin
bozulması, düşündüğümüzden daha kötü. Tahmin edilenden daha hızlı ilerliyor.”
dedi.
Son aşırı hava olaylarının “gelecek daha kötü şeylerin
sadece başlangıcı” olduğu uyarısını yapan Guterres, “Sera gazı emisyonlarında
acil, hızlı ve büyük ölçekli azalmalar olmadıkça, ısınmayı 1,5 santigrat derece
ile sınırlamak imkansız olacak ve (bu durum) insanlar ve bağlı olduğumuz
gezegen için felaket sonuçlar doğuracak.” ifadesini kullandı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “İklim hareketi için
çok kritik bir yıl. Sonuçlar bizim hedefimizin ne kadar uzak olduğumuzu bizi
uyararak gösteriyor” dedi. BM’nin raporunda raporunda, seragazı salımının
2020’de de 2021’in ilk yarısında da artış gösterdiği belirtilirken son 5
yıldaki küresel sıcaklığın da en yüksek seviyelere çıktığı aktarıldı. Raporda
ayrıca Paris Anlaşması’nda hedeflenen noktaya ulaşma ihtimalinin yüzde 40’lara
düştüğü de kaydedildi.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Genel Sekreteri Prof. Petteri
Taalas ise artık iklim değişikliğinin insan kaynaklı olduğunu ve önceden
yüzyılda bir olan aşırı hava olaylarının günümüzde her 20 yılda bir
gerçekleşebileceğini belirtti.
Taalas, “Son beş yıllık dönem, 1850’de ölçümlere
başladığımızdan bu yana kaydedilen en sıcak beş yıllık dönem oldu. İklim
değişikliği nedeniyle eskiden 100 yılda bir olan (aşırı hava) olayları
günümüzde, 20 yılda bir ve hatta gelecekte daha da sık yaşanabilir.
Dolayısıyla, iklim değişikliği nedeniyle bu tür olayların riski artıyor.”
uyarısı yaptı.
Greenpeace Türkiye, karar alıcıları doğal afetler ile
gündelik hayatta, evinde karşı karşıya kaldığı iklim krizi tehlikesine karşı
hızla harekete geçmeye çağırdı. “İklim krizi evimize adeta kapıyı çalarak değil
kırarak, seller, yangınlar, şiddetli dolular, kuraklıkla girdi. Eğer hızla
harekete geçilip, gerekli önlemler alınmazsa tüm bu felaketlerin sıklığının ve
yoğunluğunun artması kaçınılmaz olacak” denilen açıklamada şu ifadeler yer
aldı: “Tüm dünya hükümetleri Paris Anlaşması’nın taahhütlerini geç kalmadan
yerine getirmekle yükümlüyken henüz anlaşmayı onaylamayan Türkiye’nin ise bu
yolda atması gereken çok adım var.
Dünyada iklim krizinden en çok etkilenecek bölgelerden olan
Akdeniz Havzası’nda bulunan Türkiye’de karar alıcılar hızla şunları yerine
getirmeli:
→ Paris İklim Anlaşması vakit kaybetmeden onaylanıp
yürürlüğe koymalı.
→ Kömürden çıkış takvimini belirlemeli, yeni kömür
yatırımları ve fosil gaz sahası arama çalışmalarını durdurmalı; enerji
dönüşümünü öncelemeli.
→ 2050’de karbon sıfır bir ülke kurgulayabilmek için
şehirlerde emisyonun azaltımı ve iklim krizine adaptasyonu önceleyen stratejik
eylem planları kurgulamalı.
→ Okyanus ve denizlerimizde koruma alanları oluşturmalı.
→ Doğal alanların ve biyoçeşitliliğin korunmasına öncelik
vermeli.
→ Küçük çiftçiyi güçlendirilip, ekolojik tarımı
desteklemeli.