SoL’dan Kaya Emre Uzmay'ın haberine göre, hali hazırda hayli
yüksek olan kiralar Eylül ayına gelinince ikiye, kimi noktalarda üçe katlandı.
Türkiye'de ciddi bir barınma sorunu baş göstermeye başladı. Öğrenciler, yeni
mezunlar, işe yeni başlayanlar içinse durum daha dramatik.
Öğrencilerin İstanbul'a gelmesi, düğün sezonu, kontratların
Eylül ayında yenilenmesi ve iş yerlerinin uzaktan çalışmayı bırakması
yurttaşlar için taşınmayı zorunlu hale getirirken buradan oluşan talep
yoğunluğu mülk sahiplerinin kira seviyelerini yükseltmeleri için fırsat oldu.
Gelinen durumda söz konusu yüksek kiraları ödemeye razı olunsa bile ev
bulunmuyor.
İstanbul'da öğrencilerin yoğun yaşadığı veya üniversitelere
ulaşımı konusunda "rahat" sayılabilecek yerlerde emlakçıları
gezdiğimizde aldığımız cevap istisnasız bir şekilde "ev yok" oldu. Bu
süreçte İTÜ'ye "yakın" olan 4. Levent, Sanayi Mahallesi, Sultan Selim
Mahallesi, Üsküdar'ın demiryolu ulaşımına yakın bölgeleri veya Boğaziçi
Üniversitesi'nin bulunduğu Hisarüstü de dahil olmak üzere İstanbul'un farklı
semtlerinde 40'a yakın emlakçı gezdik. Bu geziye başlarken amacımız yüksek
kiralar istenen evlerin durumlarını görmekken aldığımız "ev yok"
cevabı nedeniyle bu isteğimiz gerçekleşemedi.
'Kağıthane'de 30 yıllık 1+1 3 bin lira, ama tutuldu...'
Bu süreçte ilk olarak emlakçıları telefonla arayarak öğrenci
olduğumuzu ifade edip ev aradığımız söyledik. Bir çoğu hiç bir şekilde telefona
bakmazken, geri kalanlarıysa ellerinde kiralık ev olmadığını söyleyince
'emlakçıları yüz yüze görünce belki ev bulabiliriz' diyerek İstanbul'u
dolaşmaya başladık.
Görüştüğümüz emlakçıların hepsi aynı cevabı verdi:
+"Kiralık ev yok."
-"Ne zaman gelir peki?"
+"Gelmez, gelse de anında tutuluyor."
-"Anında derken?"
+"Yarım saati geçtiği olmadı, zaten evin gelme anında
birileri de illa ev tutmak için geliyor."
Bir arkadaşımla Kağıthane'deki bir emlakçıya girip "ev
yok" cevabını aldıktan sonra verdiği son evi ne kadardan kiraya verdiğini
soruyoruz. Aldığımız cevap 3 bin lira. Ev 1+1'miş. "Herhalde yeni
apartman, bu rezidanslarda falan değil mi?" diye sorduğumuzda emlakçı
"Hayır hayır, o fiyata rezidans bulamazsınız. Burası 30 yıllık bi
daireydi" cevabını veriyor. Yeni bina olsaydı ne kadar olacağını
sorduğumuzda "5 bin liradan aşağı bulamayacağımız" cevabını alıyoruz.
'2 bin 600'e tuttuk, ama ışık alıyor öyle kötü değil
yani...'
Boğaziçi Üniversitesi yakınlarındaysa çok fazla emlakçı yok,
"ev aramak" çok da zor olmuyor o yüzden. Kısa bir mesaiden sonra
orada da "ev olmadığını" öğrenince bir spotçu önünde eşya için
pazarlık yapan iki gence rastlıyoruz, evi yeni tuttuklarını söylüyorlar. Ne
kadar olduğunu sorduğumuzdaysa "2 bin 600'e anlaştık" cevabını
alıyoruz. Ev 1+1'miş ama dalgayla gülerek ekliyorlar: "Yalnız güneş ışığı
alıyor..."
Ev arama maceramız hemen hemen aynı şekilde sonlanıyor, hiç
bir yerde ev yok. Bazı emlakçıların vitrinlerinde hâlâ 'kiralık' ilanları var,
ancak çoktan tutulmuş evler. Bazı emlakçılarsa ilanların üzerine özellikle
yazmış "tutuldu" diye.
3 bin liraya Üsküdar'da bir arkadaşıyla birlikte ev
bulabilmiş bir öğrenci olan Buğra'ya "Neden yurt tercih etmediğini"
sorduğumuzdaysa yurtların kişi başı 3 bin lira istediğini söylüyor.
KYK'nın öğrencilere verdiği geri ödemeli kredi aylık 650
lirayken iki arkadaşın aldıkları parayla kişi başı ödedikleri melbağı bile
karşılamaları imkânsız. Eğer imkanları varsa aileden destek almak zorundalar,
yoksa çok sayıda arkadaşları gibi çalışmak...
Üsküdar'da ve Kadıköy'deki emlakçılara yaptığımız ziyaretler
de farklı sonuçlanmıyor; "ev yok"...
Üniversite mezunu emekçilerin durumu farksız: 'Eşimle
ailemin yanına taşındım'
Üniversite öğrencilerinin durumu konut krizinde her ne kadar
daha çok gündeme gelse de genç işçilerin durumu da çok farklı değil. Yeni evli
bir üniversite mezunu olan Deniz, bu süreçte çok ev aradıklarını ancak sonunda
ailesinin yanına taşınmaya karar verdiklerini söylüyor. Eşiyle geçen yıl
evlenen Deniz, İstanbul'daki işine yakın yerlerde kirayı karşılamanın imkânsız
olduğunu ifade ederek, "Zaten üç kuruşa çalışıyoruz. Şimdi bir eve
taşınsak hem benim hem de eşimin maaşı tamamen bitecek. Yani tamamen başkası
için çalışmış olacağız, aldığımız para tamamen ev sahibinin cebine gidecek. Biz
neyle yaşayacağız?" diyor.
Yeni mezun ve iş bulabilen şanlı gençlerden olan Nihan'la
konuştuğumuzdaysa kendisinin artık iş yerine yakın yerlerde ev aramaktan
vazgeçtiğini ve gerekirse bir saatlik metro yolculuğu çekerek işe gitmeye razı
olduğunu, İstanbul'un diğer yakasının iç kesimlerinden de ev baktığını
söylüyor. Ne kadara ev bulursa tutabileceğini sorduğumuzda Nihan "2 bin
500'ün üzerinde bir kirayla yaşayamam ben" diyor. 2 bin 500'e bulsa ev,
tek başına geçinip geçinemeyeceğini sorduğumuzda aldığımız yanıt "Yok
elbette, ailemden destek almazsam geçinemem" oluyor.