Görmezden Gelip 'Abartılıyor' Dedi Ama Konut Krizi Büyük

GİRİŞ: 20.09.2021 10:45      GÜNCELLEME: 20.09.2021 10:45
Rasthaber -  Cumhurbaşkanı Erdoğan dün ABD'ye gitmeden önce yaptığı basın toplantısında barınma sorununun abartıldığını söylese de gerçekler çok başka.

SoL’dan Kaya Emre Uzmay'ın haberine göre, hali hazırda hayli yüksek olan kiralar Eylül ayına gelinince ikiye, kimi noktalarda üçe katlandı. Türkiye'de ciddi bir barınma sorunu baş göstermeye başladı. Öğrenciler, yeni mezunlar, işe yeni başlayanlar içinse durum daha dramatik.

Öğrencilerin İstanbul'a gelmesi, düğün sezonu, kontratların Eylül ayında yenilenmesi ve iş yerlerinin uzaktan çalışmayı bırakması yurttaşlar için taşınmayı zorunlu hale getirirken buradan oluşan talep yoğunluğu mülk sahiplerinin kira seviyelerini yükseltmeleri için fırsat oldu. Gelinen durumda söz konusu yüksek kiraları ödemeye razı olunsa bile ev bulunmuyor.

İstanbul'da öğrencilerin yoğun yaşadığı veya üniversitelere ulaşımı konusunda "rahat" sayılabilecek yerlerde emlakçıları gezdiğimizde aldığımız cevap istisnasız bir şekilde "ev yok" oldu. Bu süreçte İTÜ'ye "yakın" olan 4. Levent, Sanayi Mahallesi, Sultan Selim Mahallesi, Üsküdar'ın demiryolu ulaşımına yakın bölgeleri veya Boğaziçi Üniversitesi'nin bulunduğu Hisarüstü de dahil olmak üzere İstanbul'un farklı semtlerinde 40'a yakın emlakçı gezdik. Bu geziye başlarken amacımız yüksek kiralar istenen evlerin durumlarını görmekken aldığımız "ev yok" cevabı nedeniyle bu isteğimiz gerçekleşemedi. 

'Kağıthane'de 30 yıllık 1+1 3 bin lira, ama tutuldu...'

Bu süreçte ilk olarak emlakçıları telefonla arayarak öğrenci olduğumuzu ifade edip ev aradığımız söyledik. Bir çoğu hiç bir şekilde telefona bakmazken, geri kalanlarıysa ellerinde kiralık ev olmadığını söyleyince 'emlakçıları yüz yüze görünce belki ev bulabiliriz' diyerek İstanbul'u dolaşmaya başladık.

Görüştüğümüz emlakçıların hepsi aynı cevabı verdi:

+"Kiralık ev yok."

-"Ne zaman gelir peki?"

+"Gelmez, gelse de anında tutuluyor."

-"Anında derken?"

+"Yarım saati geçtiği olmadı, zaten evin gelme anında birileri de illa ev tutmak için geliyor."

Bir arkadaşımla Kağıthane'deki bir emlakçıya girip "ev yok" cevabını aldıktan sonra verdiği son evi ne kadardan kiraya verdiğini soruyoruz. Aldığımız cevap 3 bin lira. Ev 1+1'miş. "Herhalde yeni apartman, bu rezidanslarda falan değil mi?" diye sorduğumuzda emlakçı "Hayır hayır, o fiyata rezidans bulamazsınız. Burası 30 yıllık bi daireydi" cevabını veriyor. Yeni bina olsaydı ne kadar olacağını sorduğumuzda "5 bin liradan aşağı bulamayacağımız" cevabını alıyoruz.

'2 bin 600'e tuttuk, ama ışık alıyor öyle kötü değil yani...'

Boğaziçi Üniversitesi yakınlarındaysa çok fazla emlakçı yok, "ev aramak" çok da zor olmuyor o yüzden. Kısa bir mesaiden sonra orada da "ev olmadığını" öğrenince bir spotçu önünde eşya için pazarlık yapan iki gence rastlıyoruz, evi yeni tuttuklarını söylüyorlar. Ne kadar olduğunu sorduğumuzdaysa "2 bin 600'e anlaştık" cevabını alıyoruz. Ev 1+1'miş ama dalgayla gülerek ekliyorlar: "Yalnız güneş ışığı alıyor..."

Ev arama maceramız hemen hemen aynı şekilde sonlanıyor, hiç bir yerde ev yok. Bazı emlakçıların vitrinlerinde hâlâ 'kiralık' ilanları var, ancak çoktan tutulmuş evler. Bazı emlakçılarsa ilanların üzerine özellikle yazmış "tutuldu" diye.

3 bin liraya Üsküdar'da bir arkadaşıyla birlikte ev bulabilmiş bir öğrenci olan Buğra'ya "Neden yurt tercih etmediğini" sorduğumuzdaysa yurtların kişi başı 3 bin lira istediğini söylüyor.

KYK'nın öğrencilere verdiği geri ödemeli kredi aylık 650 lirayken iki arkadaşın aldıkları parayla kişi başı ödedikleri melbağı bile karşılamaları imkânsız. Eğer imkanları varsa aileden destek almak zorundalar, yoksa çok sayıda arkadaşları gibi çalışmak...

Üsküdar'da ve Kadıköy'deki emlakçılara yaptığımız ziyaretler de farklı sonuçlanmıyor; "ev yok"...

Üniversite mezunu emekçilerin durumu farksız: 'Eşimle ailemin yanına taşındım'

Üniversite öğrencilerinin durumu konut krizinde her ne kadar daha çok gündeme gelse de genç işçilerin durumu da çok farklı değil. Yeni evli bir üniversite mezunu olan Deniz, bu süreçte çok ev aradıklarını ancak sonunda ailesinin yanına taşınmaya karar verdiklerini söylüyor. Eşiyle geçen yıl evlenen Deniz, İstanbul'daki işine yakın yerlerde kirayı karşılamanın imkânsız olduğunu ifade ederek, "Zaten üç kuruşa çalışıyoruz. Şimdi bir eve taşınsak hem benim hem de eşimin maaşı tamamen bitecek. Yani tamamen başkası için çalışmış olacağız, aldığımız para tamamen ev sahibinin cebine gidecek. Biz neyle yaşayacağız?" diyor.

Yeni mezun ve iş bulabilen şanlı gençlerden olan Nihan'la konuştuğumuzdaysa kendisinin artık iş yerine yakın yerlerde ev aramaktan vazgeçtiğini ve gerekirse bir saatlik metro yolculuğu çekerek işe gitmeye razı olduğunu, İstanbul'un diğer yakasının iç kesimlerinden de ev baktığını söylüyor. Ne kadara ev bulursa tutabileceğini sorduğumuzda Nihan "2 bin 500'ün üzerinde bir kirayla yaşayamam ben" diyor. 2 bin 500'e bulsa ev, tek başına geçinip geçinemeyeceğini sorduğumuzda aldığımız yanıt "Yok elbette, ailemden destek almazsam geçinemem" oluyor.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM