“TARIM ARAZİSİNİN YÜZDE 10’U KULLANILMIYOR”
Karamollaoğlu, açıklamalarında tarım sektöründe gelinen
noktanın içler acısı bir hal aldığının altını çizerek, “Tarım bir numaralı
sektördür. Biz tarım ürünleri ile karnımızı doyururuz. Bu bizim için olmazsa
olmaz. Eğer biz şu an da Türkiye’de tarım arazisinin yüzde 10’u kullanılmıyor.
Yüzde 10 çok büyük bir rakam. Tarıma destekler verilmiyor. Tarım ile
ilgilenenler ne yapacağını bilmiyor. Mesela pancar hem hayvancılığı hem de
gıdayı ilgilendiriyor. Birkaç tanesi dışında bütün şeker fabrikalarını
kapattılar. Ne çiftçi kazanıyor ne besici ne de tüketici. Bu mantığı düşününce
maalesef uyguladıkları mantık iflas etmiş durumda. Buna böyle de demiyorum. Bu
kadar tutarsızlığı nasıl başarıyorlar. Bu kadar basit bir meseleyi idrak dahi
edemiyorlar” ifadelerini kullandı.
EKONOMİDE NE YAPACAKLARINI BİLMİYORLAR
* Ekonomi ile ilgili yaşanan sıkıntılara ilişkin de
iktidarın para arayışına da değinen Karamollaoğlu, “Ne yapacaklarını
bilmiyorlar. Parayı nasıl bulacaklarını bilmiyorlar, çünkü kimse bunlara
güvenerek borç vermiyor. Türkiye ile olan münasebetlerin düzelmesi için bazı
ülkeler para veriyor. Bunu başka yerde bulamazsınız. Siz bir defa ekonomiyi
düzeltmek istiyorsanız yapmanız icap eden en önemli husus elinizdeki paraya
sahip çıkmak. Yolsuzluk yapılmasına izin vermeyeceksiniz. İsraf etmeyeceksiniz.
İsraf dediğim zaman ekonomiye katkı sağlamayacak yatırımları da kastederek
söylüyorum. Sadece sarayda yapılan
harcamaları, başka ülkeye giderken koruma ekiplerini götürmesini, birçok uçakla
gidilmesini söylemiyorum. Yatırım politikalarında bir israf var. Bütün
kaynakları üretken yatırımlara tahsis etmeliyiz. Üretilen mal yoksa ithal
edeceğiz, üretilen mal kaliteliyse dışarıya ihraç edeceğiz. Bu kadar basit”
dedi.
“KOCA KOCA ADAMLAR EN AĞIR İFADELERİ KULLANIYOR”
Bütçe görüşmeleri sırasında komisyonlarda yaşanan
tartışmalara ilişkin de Karamollaoğlu, “Siyasi Ahlak Yasası’nın çıkarılmasına
ihtiyaç var. Birisi bana küfrederse benim cevabım şu, ‘bu söz sana ait.’
Birisinin ağzından bir laf çıkıyorsa ve bu ağırsa ancak kendisini tarif eder.
Bana küfreden biri kendi nefsine küfrediyor demektir. Peki, idrakten yoksunsa
adam ne yapacaksınız. Hakikaten meselelerin Meclis’te konuşulmasını
istemiyorlar. İnsanların düşünmesini, rakamlara vakıf olmasını istemiyorlar.
Sokak çocuklarının birbirine karşı ifadelerini siz Meclis’te kullanacaksınız.
Şaşırıyorum ya. Koca koca adamlar en ağır ifadeleri kullanıyor” eleştirisinde
bulundu.
Erbakan’ın Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmaları da hatırlatan
Karamollaoğlu, “Farklı partilere mensup insanlar birbirimizin düşmanı değiliz.
Sadece ülke meselelerini çözümde farklı metotlar belirliyoruz. Siz parayı
faize, betona, inşaata verelim diyorsunuz, biz de diyoruz ki bunlar yapılsa
bile sonra yapılsın. Önce ülkemizi kalkındıracak, güçlendirecek insanımıza iş
verecek yatırımlara girelim. İhracatımız artsın, ithalatımız azalsın. Zaten
bizi biz yapan da budur. Üretim ve teknolojiye dönük yatırımlarla ülkemizi
kalkındırmak istiyoruz. Bunu bütün illerimize dağılmasını istiyoruz. Sadece
İstanbul ve çevresine değil” dedi.
“BİR TARAFTA SİSİ, BİR TARAFTA BİNALİ YILDIRIM
DİYORLARDI”
* Karamollaoğlu, iktidarın yürüttüğü dış politikaya ilişkin
de yaptığı değerlendirmelerde şu ifadeleri kullandı: “Hem siz Suriye ile ortak
bakanlar kurulu yapacaksınız. Tatile müşterek çıkacaksınız. Sonra birdenbire
her şey değişecek, harp ilan edeceksiniz. Bunda bir istikrar olmaz. Sisi’ye en
büyük hakaretleri yapacaksınız, sonra da kucaklaşacaksınız. Arabistan ile
aramızdaki ihtilaf zirveye çıktı, elçilerimizi çektik. Sonra tekrar kucaklaşma
noktasına geleceksiniz. Hepsi geliyor şu anda İsrail ile olan münasebetler ile
birlikte mütaala ediyorlar. İsrail’in her noktada dayanışma içinde olduklarını
söylemek çok abartı olabilir. Onların tasvip etmediği bir adımı atmıyorlar,
atamıyorlar. Geldikleri noktaya dikkat edin. Siz bir ‘tarafta Sisi mi, bir
tarafta Binali Yıldırım mı diyeceksiniz’ Benim hafzalam almıyor. Sonra
şahsiyetli dış politikadan söz edemezsiniz.”
“SURİYE’DE TAVİZLERİ YİNE BU İKTİDAR VERECEK”
Suriye ile normalleşme adımına ilişkin de Rusya’ya dikkat
çeken Karamollaoğlu, “Suriye’de ben geçmişte de söylemiştim. Etkili bir
politika belirlemek zor. Çünkü Rusya var. Rusya’nın açık denizlere ihtiyacı
var. Suriye limanlarını kullanacak. Bu gerçekleşiyor. Rusya’dan dolayı da ABD
bir noktaya geldi ama Rusya ile çatışmaya girmedi ama kendi adına çatışacak
ekipler oluşturdu. Şimdi Esad zor durumda. Bundan kurtulabilmek için Türkiye
ile münasebetlerini mecburen düzeltecek. Ancak bu nasıl olur. Orda birçok soru
işareti var. Çünkü Esad, Suriye’nin bütünlüğünü korumaya çalışacak. Amerika bir
taraftan PYD’lileri destekliyor, onlarla beraber adeta devlet içinde devlet
kurmaya çalışıyor. Öte yanda Rusya var. O da bölgelerini terk etmiyor. Esad ile
bir noktaya gelinecek. Ben şunları yaptım diyerek tavizleri yine bu iktidar
verecek” uyarısını yaptı.
“ADAYDA ARANAN EN ÖNEMLİ ÖZELLİK GÜVENİRLİLİK”
* Karamollaoğlu, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayına
ilişkin ise kriterler getirdi. Adaya ilişkin bir çerçeve çizen Karamollaoğlu,
“Öncelikle güvenirlilik. Sözüne güvenilecek. Yani vaat edecek, o vaadinde
duracak. Biz değişikliğin nasıl olacağını şimdiden cumhurbaşkanının
inisiyatifine bırakmıyoruz. İlan edilirken altı partinin genel başkanları ile
bir deklarasyonumuz olacak. Onun da kabul edeceği bu prensipler dahilinde
çalışma yapacağını taahhüt edecek. Seçilecek kişi isterse aynı yetkileri
kullanabilir. ‘Hayır istişare ile karar alacağını deklare et. Bu metni de kabul
et’ diyoruz. Bu nihayet cumhurbaşkanı adayının vereceği bir sözdür.
Güvenirlilik en önemli meseledir. Verdiği sözde duracak, haksızlık yapmayacak.
Kafama göre giderim diye bir mantığa da girmeyecek” dedi.
“Adayda aranan en önemli özellik güvenilirlilik”
* “GÜVENİLİRLİLİK en önemli meseledir. Verdiği sözde
duracak, haksızlık yapmayacak. Kafama göre giderim diye bir mantığa da
girmeyecek.”
“Ekonomide ne yapacaklarını bilmiyorlar”
* “Ekonomide ne yapacaklarını bilmiyorlar. Parayı nasıl
bulacaklarını bilmiyorlar, çünkü kimse bunlara güvenerek borç vermiyor.”