Dünyada yaşanan siyasal, askeri ve
ekonomik gelişmelere bağlı olarak gücün batıdan doğuya doğru kaydığı bir
dönemde doğu-batı ve güney-kuzey koridorları önemi bir hayli arttı. Bununla
birlikte Kafkasya’da yaşanan gelişmeler bu koridor üzerinde ve civarında olan
ülkelerin birbirleri ve dünya ülkelerindeki ilişkilerini de önemli hale
getirmiştir. 2. Karabağ savaşı sonrası bölge jeopolitiği ve bölge ülkelerinin
ilişkilerindeki değişimler dikkatlerin bu bölge üzerindeki geçiş noktalarına
yönelmesine neden olmuştur. Gücün doğuya kayması bölgede yaşanan gelişmeler tam
da bu doğrultuda 6’lı platform konusunu yeniden gün yüzüne çıkarmıştır.
Üç Kafkas ülkesi (Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan) ve
bölge dışı aktör olan Türkiye, Rusya ve İran’ın yer almasının öngörüldüğü, ilk
kez 1999 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından İstanbul’da
gerçekleşen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) toplantısında dile
getirilen 6’lı platform, 2. Karabağ Savaşı sonrası tekrar gündeme getirilmiştir.
Hem bölgenin güvenliğini ve istikrarını sağlamak hem doğu-batı ve kuzey-güney
koridoru işbirliğini oluşturmak amacıyla mezkur altı ülkenin bir araya gelmesi Gürcistan
hariç diğer liderler tarafından kabul edilmiştir.
Gürcistan Problemi
6’lı platform ilk toplantısını Moskova’da yapacağını
açıklamış, 10 Aralık 2021’de düzenlenen toplantıya Gürcistan katılmamıştır. Gürcistan’ın
6’lı platforma karşı mesafeli davranmasının bir nedeni izole olmak istememesidir.
Gürcistan, Türkiye ile Azerbaycan üzerindeki ulaşım geçişini kendi elinden
kaçırmak istemiyor. Çünkü eğer Zengezur koridoru açılırsa şuan elinde
bulundurduğu bazı imkanları ve gücünü kaybedecek bununla birlikte yalnızlaştırılma
psikolojisine düşecektir. Bir diğer neden olarak ise son yıllarda batı ile ilişkilerini
geliştiren NATO’ya aday ülke durumunda olan Gürcistan’ın Rusya’nın olacağı bir
birliktelikte yer almak istememesidir. Bu iki temel neden dolayısıyla Gürcistan
6’lı platforma katılmaya yanaşmamakta ve platformun hayata geçmesinin önünde
bir engel olarak durmaktadır.
Azerbaycan-Ermenistan-Türkiye Normalleşmesi
Asıl problem ve diğer bir neden Azerbaycan-Ermenistan-Türkiye
normalleşmesi. 6’lı platformun hayata geçebilmesi için öncelikle Azerbaycan ve
Ermenistan’ın tamamen anlaşması gerekmekte. İki ülke arasında 2. Karabağ savaşı
sonrası bir anlaşma yapılmış olsa da hem anlaşmanın bütün maddeleri hayata
geçirilmedi hem de iki ülke arasında süren düşmanlık henüz sonuçlanmadı. İki
ülke sınırında karşılıklı olarak taciz atışları sürmekle birlikte iki ülke
arasında Rus tampon gücü hala varlığını koruyor. 10 Kasım anlaşmasına göre Ermenistan
silahlı güçlerini Azerbaycan topraklarından çekmeli ve Azerbaycan ile Nahcivan
arasında doğrudan bağlantı kuracak olan Zengezur koridorunu açması gerekirken
Ermenistan kabul ettiği bu yükümlülükleri henüz yerine getirmemiş durumda. Ayrıca
Türkiye-Ermenistan ilişkileri de henüz normalleşmedi. İki ülke arasında belirlenen
temsilciler arasında görüşmeler yapılsa da henüz dışişleri bakanları ve
cumhurbaşkanları seviyesinde bir görüşme gerçekleşmedi. Üstelik Türkiye
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermenistan’la normalleşme şartı olarak Azerbaycan ve
Ermenistan ilişkilerinin düzelmesi ve Azerbaycan’ın bu duruma razı olması gerektiğini
ileri sürmüştür. Ve bu durum 6’lı platformun hayata geçmesinin önündeki en
büyük engel olarak durmaktadır.
İran-Azerbaycan Gerginliği
Bir diğer taraftan Azerbaycan-İsrail ilişkilerinin
gelişmesine bağlı olarak İran ile Azerbaycan arasında yaşanan gerginlik 6’lı
platformun önündeki bir diğer engeldir. İranlı yetkililer en başından beri 6’lı
platforma katılınacaklarını açıklamış, dönemin dışişleri bakan yardımcısı Abbas
Erakçi; Erivan, Moskova ve Ankara’ya ziyaretler düzenlemiştir. Fakat Azerbaycan
tarafında yaşanan gelişmeler İran’ın Azerbaycan ile kısmi gerginlikler
yaşamasına neden olmuştur. Bir taraftan bölge ülkeleri ile işbirliği kurmaya
çalışan Azerbaycan diğer taraftan bölgenin güvenliğini tehdit edecek
girişimlerde bulunmaktadır.
Ağustos-Eylül 2020’de imzalanan İbrahim Anlaşmaları ile
Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin İsrail ile diplomatik ilişkiler
başlatmasının ardından benzer bir sürecin Azerbaycan’la da gerçekleşiyor
olması, İran’da endişe yaratmaktadır. Ağustos 2021’de Azerbaycan ve İsrail, 2
milyar dolarlık silah satışı konusunda görüşmelere başlamış ayrıca Azerbaycan
yine aynı ay içinde İsrail’in Tel Aviv kentinde diplomatik statüye sahip
ticaret temsilciliği açmıştır. Kasım 2022’de ise Tel Aviv’de büyükelçilik açacağını
duyurmuş ve Azerbaycan yetkilileri tarafından İran karşıtı beyanatlar verilmiştir.
İran ise bölgede herhangi bir sınır değişikliğini kabul
etmeyeceğini, gerektiği durumda müdahalede bulunacağını açıklamış ve Ermenistan’ın
Kapan şehrinde yeni bir konsolosluk açmıştır. Yine İranlı yetkililer bölgede
yabancı güçlerin konuşlanmasına ve bunların İran için tehdit oluşturmalarına
karşı endişelerini dile getirmiştir.
Rusya-Ukrayna Savaşı
Rusya, NATO’nun Ukrayna üzerinden kendine tahdit oluşturduğu
gerekçesini öne sürerek Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş Rusya’nın tüm
dikkatini bu bölgeye vermesine neden olmuştur. Aynı zamanda Rusya’nın
başlattığı savaş Gürcistan, Azerbaycan hatta Ermenistan’ı bile tedirgin etmiş, Ukrayna
üzerinde NATO’ya karşı yapılan bir savaş sırasında Rusya ile aynı masaya
oturmak istememişlerdir.
Emperyal Batı’nın Bakışı
Ve tabiki emperyal batılı güçlerin bölgede böyle bir
birlikteliğin oluşmaması için yürüttüğü lobi faaliyetleri 6’lı platformun
hayata geçmesinin önündeki bir diğer engeldir. Başta ABD olmak üzere Ermenistan
üzerinde etkisi olan Fransa gibi ülkeler bölgedeki etkilerini kırabilecek ve
kazanımlarını yok edecek bir birlikteliğin oluşmaması için ellerinden gelen tüm
kışkırtmaları yapmaktalar./tesnim