Pazartesi sabahı Siyonist rejim, Gazze Şeridi'nin güneyinde
yer alan Refah bölgesine yönelik eşi benzeri görülmemiş bir saldırı
gerçekleştirdi ve bu saldırılar yüzlerce Filistinlinin şehit olması ve
yaralanmasıyla sonuçlandı. Siyonistler, bu menfur cinayeti gerçekleştirmedeki
amaçlarının Refah merkezinden iki esiri kurtarmak olduğunu ve bu saldırıların
dikkatleri ordu ve Şabak'ın ortak operasyonundan çektiğini ve esir olduğu iddia
edilen iki kişinin güvenli bir şekilde kurtarıldığını iddia etti.
İşgalci rejim Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu cinayet ve 2
esirin kurtarılması yönünde propaganda yaparak bir medya manevrası başlatmaya
çalışırken, bu 2 esirin aslında direnişin elinde olmadığını ve İsrail’in onları
kurtarmak için 2 milyon dolar ödediğini gösteren yeni bilgiler yayımlandı.
Hamas liderlerinden Muhammed Nizal bu konuda şunları
söyledi: ‘Siyonist rejim tarafından kurtarılan iki mahkûm asla direnişin elinde
değildi ve sivil kişiler onları esir almıştı. Size şunun teminatını veririm ki, Netanyahu
direnişin elindeki hiçbir mahkûma asla ulaşamayacak.’
Öte yandan bazı Arap aktivistler sosyal medyada bu konuda
daha fazla bilgi açıkladılar.
Bu aktivistlerin açıklamalarına göre bu iki esir, Ebu Surur
adında bir ailenin elindeydi. Aileyle bir İngiliz aracı aracılığıyla yapılan
görüşmelerin ardından her birine birer milyon dolar verilmesi karşılığında
anlaşma yapıldı. Bu kaynakların ifadesine göre Ebu Surur ailesi, 2 milyon
doların yanı sıra, İsrail askerlerinin saldırısında yıkılan bu iki esirin
tutulduğu binanın ücretini de Netanyahu'dan aldı.
SİYONİSTLERİN İKİ ESİRİNİ KURTARMAYA YÖNELİK SAHTE PROPAGANDASI
Bu bağlamda Arap dünyasının önde gelen analistlerinden ve
Rey el-Yevm Gazetesi Baş editörü Abdel Bari Atvan şunları yazdı: ‘Siyonist
yetkililerin yüzlerce uçak ve askeri gücü seferber ederek, Refah’a ağır
saldırılar düzenleyip yüzden fazla Filistinliyi şehit ederek iki esirini
kurtardığı için yaşadığı yapay mutluluk, bu gaspçı rejimin yenilgisinin bir
başka nedenidir ve bu rejim abartarak kamuoyunu yanıltmaya ve başarısızlığını
gizlemeye çalışmaktadır.
Netanyahu bu operasyonu İsrail açısından tarihin en başarılı
operasyonlarından biri olarak nitelendirdi ve işgalci rejimin Savunma Bakanı
Yoav Galant şu iddialarda bulundu: ‘Bu 2 rehinenin kurtarılması savaşta önemli
bir dönüm noktası sayılmaktadır ve Hamas'ın zayıfladığını, ona istediğimiz
yerde saldırabileceğimizi göstermektedir.’
Abdel Bari Atvan kinayeli bir ifadeyle şunları söyledi:
‘Savaştaki bu büyük zafer ve önemli dönüm noktası ve işgalcilerin bahsettiği
Hamas'ın zayıflaması, Gazze'de halkın 130 gün süren efsanevi metaneti ve
direnişi ve ağır darbelerin ve işgalci rejim ordusunun saflarında yaşanan ağır
kayıpların ardından elde edildi. Resmi olmayan istatistiklere göre mevcut
savaşta düşman saflarında 2 bin 500'e yakın kişi öldürüldü ve on binlerce kişi
yaralandı ve işgalci rejim gerçek ölü sayısını açıklamıyor.’
SİYONİSTLERİN 2 HASTA VE YAŞLI MAHKÛMU KURTARMA
OPERASYONUNDAKİ SKANDAL
Abdel Bari Atvan yazısının devamında şu ifadelerde bulundu:
‘Netanyahu ve üst düzey generallerinin bu operasyonu (2 İsrailli esirin kurtarılması)
doğrudan ve dakika dakika takip etmeleri rezaletin ve aşağılanmanın zirvesidir.
Eğer bu rejim iddia ettiği gibi gerçekten güçlü ve muzaffer olsaydı, kanser ve
çeşitli hastalıkları bulunan bu 2 yaşlı tutsağın serbest bırakılması sürecini
takip etmek için acil bir toplantı yapar mıydı? İşgalci rejim ordusu, Hamas'ın
da kurtulmak istediği bu hasta ve yaşlı esirleri kurtarmak için F-15 ve F-16
gibi gelişmiş savaş uçaklarıyla 50 İHA saldırısı gerçekleştirdi.
Soru şu, işgalci rejim ordusu bu ağır ve maliyetli
saldırıları hangi tarafa karşı gerçekleştirdi? Askeri gücü işgalci rejim ordusuyla
kıyaslanamayan ve Siyonistlerin ifadesine göre tabur sayısı 25 bini geçmeyen
Hamas'a karşı mı? Burada Netanyahu ve Gallant'a, 132 tutuklunun halen direnişin
elinde olduğunu, işgalci güçlerin önceki operasyonlarda yaşadığı kafa
karışıklığı ve perişanlığın bu esirlerden 30'unun ölümüne yol açtığını
hatırlatmalıyız. Bu, Siyonistlerin zafere ulaşmakta ne kadar başarısız
olduklarını ve başarısızlıklarını örtbas etmek için ne kadar küçük olursa olsun
tek bir askeri başarı elde etmek için çabaladıklarını gösteriyor.’
NETANYAHU’NUN REFAH’A SALDIRMAK İÇİN ÇEVİRDİĞİ HİNT FİLMİ
Abdel Bari Atvan şunları söyledi: ‘Eğer Hamas ve başta
İslami Cihat olmak üzere diğer Filistin direniş grupları, Netanyahu'nun iddia
ettiği gibi zayıf olsaydı, 130 gün boyunca direnebilirler miydi ve işgal
rejiminin üç üst düzey yetkilisi (Netanyahu, Benny Gantz ve Gadi Eisenkot)
Siyonist esirlerin kurtarılması için Kahire'deki istihbarat toplantısına 3 ayrı
plan mı gönderir miydi?
Netanyahu yalan söylüyor ve bu, harekete geçmek şöyle
dursun, Gazze'de ateşkes konusunda henüz tek bir kelime bile etmeyen hocası ABD
Başkanı Joe Biden için de geçerli. Netanyahu'nun Refah şehrine saldırma konusundaki
tüm tehditleri ve bölge sakinlerinin kaçması için bir geçidin oluşturulması sadece
bir Hollywood filmi değil, Gazze'de ateşkesin (Siyonist rejimin talepleri
doğrultusunda) Paris Anlaşması yoluyla sağlanmasını amaçlayan bir Hint
filmidir.’
YAHYA SİNVAR SAVAŞI GÜVENLİ BİR TÜNELDEN YÖNETİYOR
Abdel Bari Atvan yazının devamında şu ifadelerde bulundu:
‘Savaş er ya da geç sona erecek ama Aksa Tufanı operasyonu, Siyonist projenin
sonunun başlangıcı olarak kalacaktır. Bu operasyon, işgalci rejim ordusunu
yenilgiye uğratan, onu Siyonist yerleşimcilerin ve tüm dünyanın önünde küçük
düşüren bir operasyon olmuştur. Bu operasyon Arap-Siyonist çatışma sürecinde
temel bir dönüm noktası olacak ve daha birçok zaferi de beraberinde
getirecektir.
Netanyahu'ya, büyük savaşçımız Yahya el-Sinvar’ın hâlâ
hayatta olduğunu, generalleriyle birlikte güvenli bir tünelden Gazze'deki
savaşı yönettiğini, Siyonist güçlerin ona hiçbir zaman ulaşamadığını ve
ulaşamayacağını, Allah korusun eğer olurda ulaşırlarsa bile el-Sinvar’ın şehit
olana kadar silahının son mermisine kadar direneceğini hatırlatıyoruz. Direniş
hala güçlü ve istikrarlıdır ve sadece Filistin halkı değil, Arap ve İslam
milletinin tüm çocukları ve dünyanın özgür halkları da direnişi kucaklamıştır. Direniş
eninde sonunda işgalci rejime kefeni giydirecek ve pak Filistin topraklarında
bu gaspçı rejimi kuranlara tabutunu gönderecektir.’