Cumartesi günü televizyonlarda hepimiz ABD-İsrail
cephesinden yayın yapan kanallar gördük. İran’a karşı psikolojik savaş, füzeler
daha yola çıkmadan başladı. Hürriyet’ten Ahmet Hakan, “İran baştan sona kolpa.”
başlıklı bir yazı yazdı. “Sonuç: İsrail’e karşı mantar tabancası bile
patlatamadılar.” diyen Hakan’ın yazısının mürekkebi kurumadan önce Lübnan sonra
İran füzeler fırlattı.
Yeni Şafak da Hürriyet’ten geri kalmadı.
Sosyal medya hesaplarından “İran Animasyon Cumhuriyeti”
görseli paylaştılar. “Bir gecede üç Müslüman ülkeye bombalar yağdıran İran,
konu İsrail olunca yalnızca ‘animasyon’ yayımlıyor.” paylaşımı yaptı. Bundan üç
saat sonra İran’ın İHA ve füzeleri, Demir Kubbe’yi delip geçiyordu.
Yeni Şafak bir utanır sandık. Nerdeeee! Dünkü manşetleri
daha ileriydi. İran’ın PKK’ya 50 drone verdiğini yazdılar.
Yeni Şafak konu İran olunca dönüp dolaşıp aynı başlıkları
atıyor. Daha önce de 25 Nisan 2023’te “İran’dan PKK’ya İHA eğitimi” haberi
yapmışlardı. Kaynağı da yakalanan bir PKK’lı idi! O haber, Moskova’da Türkiye,
Suriye, Rusya ve İran’ın Savunma Bakanları ile İstihbarat başkanlarının
katıldığı toplantının yapıldığı gün çıkmıştı. Şimdi de bu manşet, İran’ın
İsrail’i vurduğu gün çıkıyor. Ne tasadüf ama!
Bitmedi. Yazarları Yusuf Kaplan el artırdı. “İsrail’den
sonra İslâm dünyasının başına ikinci belâ, çıbanbaşı olarak İran’ı
yerleştiriyor, İran’ın önünü alabildiğine açıyorlar! Türkiye’ye de her bakımdan
sızdığını görüyoruz Şia’nın gizli ve açık paralı askerleriyle!” ifadelerini
kullandı.
İran, İsrail’i vurunca, Albayrak medyaya bağlı TVNET’te bu
kez saldırının göstermelik olduğu yaygarasını başladılar.
İran’ın füzeleri mazlum milletlere güven verdi.
Filistinlilerin Mescid-i Aksa’daki kutlamalarını görmeyen Yeni Şafak ve diğer
Atlantikçi medya, şimdi şekeri yere düşmüş çocuk gibi zırlayarak “göstermelik
saldırı” propagandası yapıyor.
Peki bunların derdi ne?
Türkiye-İran ortaklığını önlemek. Çünkü Türkiye ve İran’ın
ortaklığı, ABD’nin Batı Asya stratejisinin merkezindeki İkinci İsrail planını
nihai olarak çöpe atma kabiliyetine sahiptir. İki ülkenin hem Irak’taki hem de
Suriye’deki stratejik çıkarları, esas olarak aynı noktada buluşmaktadır. 1991
sonrasında Irak’ın kuzeyinde temeli atılan İkinci İsrail iki ülke açısından da
ulusal güvenlik tehdidi oluşturmaktadır. Özellikle 2017’de Irak’ın kuzeyinde
bağımsızlık referandumu girişiminden bu yana, Türkiye ve İran arasında
stratejik düzlemde ortaklık kurulması için şartlar oluşmuştur. ABD ve İsrail
dışlanarak, Irak ile ortaklığın, Suriye ve İran’ı dahil ederek bölgesel
ortaklığa dönüştürülmesiyle sorunun nihai çözümü sağlanabilecektir.
Yukarıda da belirttik. Her önemli dönemeçte, “içeriden” birileri devreye girip Türkiye ile İran’ın arasını bozmak için “mezhepçi-milliyetçi” kisvesiyle kışkırtmalara girişiyor. Yeni Şafak da bunun aleti oluyor. Türkiye ile İran’ın bölgesel konularda ortak bir noktada buluşması Türkiye’nin ulusal güvenlik çıkarlarının gereğidir.
Türkiye-İran ortaklığı bölgeye huzur getirir. Buna karşı
çıkan, ABD ve İsrail’den başka bir kuvvet yoktur. O nedenle İran’a düşmanlık
Türkiye’ye düşmanlıktır./aydınlık