Washington, şu anda dünyadaki tüm ülkelerin üçte birine
yaptırım uyguluyor. Bu durum, en az yüzde 60'ı direkt ve dolaylı olarak ABD
yaptırımı altında olan düşük gelirli ülkeleri orantısız bir şekilde etkiliyor.
Doları silah olarak kullanma siyaseti peşi sıra gelen Bush Jr., Obama, Trump
yönetimleri altında yükselişe geçti. Sadece son iki yıl içinde altı binden
fazla yaptırım uygulayan Joe Biden dönemindeyse zirveye ulaştı.
'İŞE YARIYOR MU BELLİ DEĞİL'
Beyaz Saray'ın ekonomik savaş politikasına ilişkin bir
analiz yayınlayan Washington Post'a (WP) demeç veren eski Ticaret Bakanlığı
yetkilisi Bill Reinsch şunları söylüyor: “Diplomasi ile savaş arasındaki tek
şey yaptırım. Bu nedenle ABD cephaneliğindeki en önemli dış politika aracı
haline geldi. Ve yine de hükümetteki hiç kimse bu stratejinin işe yaradığından
emin değil."
Washington'ın yaptırımları 11 Eylül'e kadar “haydut
devletler” olarak adlandırdığı Küba ve Libya gibi ülkeleri hedef alıyordu.
WP'ye göre buradaki amaç, “haydutların” küresel finans sistemine katılımını ve
başka yerlerde rejim değişikliğini kışkırtmalarını engellemekti.
Ancak 2001'den itibaren yaptırımlar, ABD başkanları
tarafından dünya çapında ulusları izole etmek için daha rahatça kullanıldı.
Zamanla bu strateji Batı Asya'ya ve daha doğuya doğru kaydı. Gazeteye konuşan
Notre Dame Üniversitesi Öğretim Üyesi George Lopez şunları söylüyor:
"Akıllı yaptırımlar, belirli yaptırımı ülkenin saldırı ve savunmasızlığına
göre ayarlayabileceğiniz bir tadım büfesi olması için tasarlanmıştı. Politika
yapıcılar ise bunun yerine büfeye girdi ve 'Her şeyi tabağıma yığacağım'
dedi."
GERİ TEPEN SİLAH
Fakat artık denizin sonu göründü, Rusya-Ukrayna savaşıyla
yaptırım gemisi karaya oturdu. Amerikan siyaseti dünyayı boyunduruk altına
alabileceğine zannederken aslında birçok ülkeyi ikili ticareti
dolarsızlaştırmayı düşünmeye ve birçok durumda uygulamaya itti. Ayrıca BRICS,
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve Mercosur gibi alternatif bloklara olan ilgiyi
de artırdı. Örgüt ve devletler son yıllarda bu konuda o kadar çok sonuç getiren
adım attı ki...
BRICS ülkeleri, dolara olan bağımlılığı azaltmak için yeni
bir rezerv para birimi hakkında görüşüyor. BRICS Yeni Kalkınma Bankası (NDB),
üye ülkelerin dolar cinsinden finansmanla ilişkili risklerden kaçınmasına
yardımcı olmak için yerel para birimlerinde kredi veriyor. NDB, gelişmekte olan
ülkeler arasında ekonomik istikrarı teşvik ederek kredilerinin yüzde 30'unu
yerel para birimlerinde sağlamayı hedefliyor.
KÜRESEL ÇABA
Temmuz 2023'te Bolivya, ithalat ve ihracatı ödemek için Çin
yuanı kullanan Brezilya ve Arjantin'e katıldı. Ek olarak, Mart 2024'e kadar
Çin'in uluslararası ödemelerinin yüzde 52,9'u yuan cinsinden yapıldı. Bu oran
2010'da yüzde 1'den azdı. Rusya da petrol ve diğer emtia işlemlerinde yuan
kullanımını önemli ölçüde artırdı ve Çin ile ticaretinin yüzde 65'i artık yuan
ile yapıyor.
Brezilya ve Arjantin, ikili ticarette ortak bir para
biriminin oluşturulmasını görüşüyor. Brezilya'nın diğer BRICS ülkeleriyle
ticareti, 2009'da 48 milyar dolardan 2022'de 178 milyar dolara çıkarak yüzde
370'lik bir büyüme göstererek önemli ölçüde arttı.
Endonezya, Malezya, Singapur, Filipinler ve Tayland yerel
para birimi ticaretini kolaylaştırmak için sınır ötesi bir dijital ödeme
sistemi geliştirmeyi kabul etti. Malezya, Asya Para Fonu'nun kurulmasını
önererek dolarizasyondan kurtulma gündemini ilerletiyor. Mısır, Etiyopya ve
Güney Afrika dahil olmak üzere birçok Afrika ülkesi, BRICS bloku ile olan
ilişkileri aracılığıyla aktif olarak dolarizasyondan kurtulmaya katılıyor.
TÜRKİYE İÇİN FIRSAT
Morgan Stanley analistleri, dolarizasyondan çıkışın doların
gücü ve likiditeyle desteklenen ABD hisse senetlerinin değer kaybetmesine yol
açabileceği konusunda uyarıyor. Daha zayıf bir dolar ithalat fiyatlarını ve
enflasyonu artırabilir, potansiyel olarak yatırımcı güvenini zayıflatabilir.
Öte yandan, dolarsızlaştırma gelişmekte olan piyasalar için dolar cinsinden
borç yükünü hafifletebilir. Dolar yükümlülükleri nedeniyle ekonomik krizlerle
karşı karşıya kalan Türkiye de dolar bağımlılığının azalmasından
faydalanabilir.
PETRODOLARIN ÇÖKÜŞÜ
1974'te başlatılan petrodolar sistemi, Haziran 2024'te
fiilen sona erdi. Bu değişim, daha önce yıllık tahmini 1,7 trilyon dolar veya
dünya çapındaki tüm ABD doları cinsinden ticaretin yaklaşık yüzde 20'sini
oluşturan petrol işlemlerinde dolara olan küresel talebi önemli ölçüde
azaltabilir. Altın da başvurulacak bir başka emtia gibi duruyor. Merkez
bankaları küresel olarak jeopolitik gerginlikler ve finansal riskleri azaltma
arzusuyla ABD dolarından uzaklaşmak için giderek daha fazla altın satın alıyor.
SENARYOLAR
Invest ekonomi sitesi dolarsızlaşmayla ilgili üç ana senaryo
üzerinde duruyor. İlkinde doların gücünde ani bir çöküş yerine kademeli ama
istikrarlı bir düşüş öngörülüyor. İkinci olarak ABD ile Çin ve Rusya gibi büyük
küresel oyuncular arasındaki artan gerilimlerin sonucunda ani ve önemli
jeopolitik olayların dolarsızlaştırma çabalarını hızlandırabileceği
düşünülüyor. Üçüncü senaryoda ise teknolojik dönüşümlerin, özellikle dijital
para birimlerinin yükselişinin dolarsızlaştırmanın hızını ve kapsamını önemli
ölçüde etkileyebileceği kaydediliyor/aydınlık