"Bugünkü İslam ilimleri ve marifetlerinin bu denli yaygın olması Hz Masume’ye (s.a) borçludur. Çünkü Hz Masume (s.a) bizler için Allah tarafından gönderilen büyük nimetlerden biridir. Asırlar önce İslam dini ve Şia mektebinin Kum şehrinde yayılması ve yaygınlaşması diğer şehirlere oranla daha fazla oldu. Hiç kuşkusuz bu iş Hz Masume’nin (s.a) bereketinden kaynaklanmaktadır. Kum İlim havzası sadece Şialar arasında değil belki tüm Müslüman âleminde en büyük ilim havzası sayılmaktadır.

Buna göre bizlerin Hz. Masumeye (s.a) karşı özel vazifelerimizin olduğunu unutmamalıyız. Yine aynı şekilde bizim büyüklerimiz ve âlimlerimiz Hz Masume’ye (s.a) karşı özel vazifelerinin olduğunu görmekteyiz. Şahsen ben şahit oldum; Ayetullah Burucerdi Çarşamba günleri Türbe içerisinde bulunan salonlarda ders bittikten sonra mutlaka Hz Masume’yi ziyaret ederlerdi. Hatta Ayetullah Burucerdi’nin bu tutum ve davranışları Türbenin en kalabalık olduğu günlerde dahi ziyaret etmeden asla türbeden ayrılmazdı. Ben defalarca şahit oldum ki Ayetullah Burucerdi Hz Masume’nin (s.a) mezarını ziyaret ettiklerinde ayakta durarak ziyaret ediyordu.

Hz Masume’nin (s.a) şahsiyeti ve makamı hakkında eğer bir söz söylemek istersek doğumundan önce bile İmam Sadık (a.s) Hz Masume (s.a) hakkında şöyle buyuruyor: Her kim bu büyük hanımı Kum şehrinde ziyaret eder ise cennet onun için vacip olacaktır. Bu emrin kendisi Hz Masume (s.a) için büyük bir üstünlüktür. Diğer bir üstünlük ise Hz Masume (s.a) ve Hz Ebulfazl (a.s) dışında hiçbir imam evladı için özel ziyaretname nakledilmemiştir.

Hz Masume’nin (s.a) faziletleri nakledildiğinde şöyle bir olay karşımıza çıkıyor. Müslümanlardan bazıları soru sormak için İmam Kazım’ın (a.s) evine giderler. Fakat İmam Kazım (a.s) evde bulunmamaktadır. O sırada evde Hz Masume ve diğer ev halkı bulunmaktadır. İmam’ın (a.s) evine giden bir grup sorularını Hz Masume’ye (s.a) yazılı olarak sunmakta ve cevaplarını almaktadırlar. Soruları soran kişiler döndükleri zaman yol üzerinde İmam Kazım (a.s) ile karşılaştıklarında durumu imama izah ederler. İmam Kazım (a.s) Hz Masume’nin vermiş olduğu cevapları teyit edip onaylar ve Hz Masume (s.a) hakkında şöyle buyurur: “Babası ona feda olsun.” Bu cümle sadece Hz Peygamber Efendimizin (s.a.a) dilinden Hz Fatıma (s.a) söylenmiş, bir de sadece masum İmam tarafından Hz Masume (s.a) için kullanılmıştır.

Hz Masume’nin (s.a) Kum şehrine girişini Kumlular büyük bir sevgi ve coşku gösterileriyle karşıladılar. Çünkü hem İmam Kazım’ın (a.s) kızı olma hasebiyle aynı zamanda İmam Rıza’nın (a.s) kız kardeşi olarak iki masum imamın emaneti olarak bu şehirde şahadete ulaştı.

Elbette biz vefat yerine şahadet tabiri kullanıyoruz. Çünkü Hz Masume (s.a) ile birlikte hareket eden karivan Save mıntıkasında zamanın hakiminin askerleri tarafından saldırıya uğradılar. Hatta bu saldırıda birkaç kişi orada şehit oldu ve birkaç kişi yine yaralı olarak Kum şehrine ulaştılar. Daha sonra Kum şehrinde vefat ettiler. Buna göre o saldırı sırasında yaralanan kişiler içerisinde Hz Masume’de (s.a) bulunuyordu. Çünkü Hz. Masume (s.a) Kum şehrine geldikten takriben yirmi gün sonra, gözlerini ebedi olarak kapattı. Bundan dolayı vefat kelimesi yerine şahadet kelimesini kullanıyorum.

Hz Masume (s.a) çok üstün ve şahsiyetli bir hanımdır. Hatta bizim büyüklerimiz her zaman onun türbesine gider ziyaret ederler. Bazen karşılaşmış oldukları sorunlarda Hz Masume’yi (s.a) ziyaret edip, sorunlarının çözümü için tevessül ederler. Bu tevessül vesilesi ile sorunlar çözülmüş olur.

Hz Masume’nin (s.a) türbesini yakından ziyaret edenler arasında Hacı Şeyh Abdulkerim Hairi’den tutun asrımız arif ve abidlerinden Ayetullah Uzma Behçet gibi âlimler her zaman ziyaret noktasında bizlere örnek olmuşlardır. Elbette bu tür ziyaretlerin birçok bereketi vardır. O bereketlerden sadece birini zikretmek gerekirse şunu bilmemiz yeterli olacaktır. Hz Masume’nin (s.a) varlığı en büyük ilahi nimetlerden olmakla beraber şu anda tüm Ehlibeyt âşıklarının müracaat noktasıdır. Şia ve Caferi esasları bu şehirde bu hanımın bereketi ile korundu. İmam Ali Rıza’nın (a.s) varlığı Meşhed şehrine nasıl bir bereket verdi ise aynı şekilde Hz Masume’nin (s.a) vesilesi ile Allah Teala Kum şehrine bereket verdi. Bizler bu iki büyük nimet karşısında rabbimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Bundan dolayı ilahi nimetlerin değerini iyi bilmeliyiz.

ehlibeytalimleri