FİLİSTİN MESELESİ, TÜM ÖZGÜR DÜNYANIN MESELESİDİR
Aksa Tufanı'nın yıl dönümünün Filistinliler için şanlı bir
gün olduğunu belirten Hamdan, geçen yıl bu gün dünyanın, Filistin direnişinin
sahip olduğu kısıtlı imkanlara rağmen İsrail ordusunun en önemli tümenini
(Gazze tümeni) düşürme gücüne tanıklık ettiğini kaydetti.
Hamdan, "Aksa Tufanı'yla unutulmaya yüz tutan Filistin
meselesinin yeniden bölge ve dünya siyasetinin gündemine girdiğini
söyleyebilirim. Aksa Tufanı, Filistin meselesinin, İslam aleminin ve hatta tüm
özgür dünyanın meselesi olduğunu gösterdi." ifadesini kullandı.
Aksa Tufanı'nın, "İsrail'in birçok kişinin
düşündüğünden daha kırılgan olduğunu ve bölgede geleceği olmayan bir varlık
olduğunu" gözler önüne serdiğini kaydeden Hamdan, bağımsız Filistin
devleti kurulmadığı sürece bölgede barış ve istikrar sağlanmasının mümkün
olmadığını vurguladı.
Hamas Siyasi Büro Üyesi Hamdan, şunları kaydetti:
"Uzun yıllar boyunca yapılan İsrail propagandası,
İsrail'i 'mazlum ve varoluş savaşı veren' bir yapı olarak lanse etti ancak
dünya İsrail'in değerlerden yoksun bir canavar olduğunu, demokratik imajının
sahte olduğunu ve işgal dışında bir değer sistemi bulunmadığını gördü. Aksa
Tufanı olmasaydı bu sonuçların hiç birini elde edemezdik. Sonuçlarla ilgili
nihai hükmü vermek için de henüz erken olduğunu düşünüyorum çünkü İsrail savaşı
Lübnan'a ve başka cephelere doğru yayıyor. Bu durum, onun, bölgede daimi kriz ve
istikrarsızlık faktörü olduğunu gösteriyor."
FİLİSTİN İÇ SİYASETİ YENİDEN ŞEKİLLENECEK
Aksa Tufanı'nın "özgürlük ve yurda geri dönüş"
projesi olan Filistin ulusal projesini de yeniden canlandırdığını belirten
Hamdan, "Pek çok zorlukla karşı karşıyayız. Bunlardan biri Filistin iç
siyasetinin bu projeye göre yeniden düzenlenmesidir. Bu bağlamda, görüşmeler ve
temaslar yürütülüyor. Belki de gelecek hafta ulusal buluşmalardan biri
düzenlenebilir." dedi.
Hamdan, Filistin yönetiminin, halkın, tüm fedakarlıklara ve
acılara rağmen sergilediği efsanevi direnişi karşısında nasıl bir tutum
sergileyeceği ve sorumluluk alacağının da göz önüne alınması gerektiğini
söyledi.
Hamdan, "Filistin yönetiminin, uluslararası toplumun
İsrail'in cani doğasının idrakine varma pozisyonundan işgali sonlandıracak
fiili bir pozisyona nasıl geçeceğine ilişkin ortaya koyacağı çabanın"
önemine işaret etti.
ULUSLARARASI SİSTEM İFLAS ETTİ
ABD'nin Tel Aviv yönetimine verdiği desteğe işaret eden
Hamdan, "Aksa Tufanı'nda yaşananlar uluslararası toplumun gerçek bir
tanımı olmadığını, ABD'nin uluslararası kurumlar üzerinde tam bir hegemonya
kurduğunu ve bu kurumları dünya üzerindeki hegemonyasını pekiştirmek için
kullandığını ortaya koydu." değerlendirmesinde bulundu.
İsmini vermediği bir ABD'li yetkilinin, "Uluslararası
Ceza Mahkemesi Başsavcısının İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma
Bakanı Yoav Gallant için tutuklama emri çıkarma talebini eleştirdiğini ve bu
mahkemenin, Afrikalı liderleri ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i
yargılamak için kurulduğunu söylediğini" hatırlatan Hamdan, bunun hem
hegemonyal hem de küstah bir davranış olduğunu belirtti.
Hamdan uluslararası sistemin Gazze'deki soykırımı durdurmayı
başaramamasıyla ilgili ise şunları kaydetti:
"ABD'nin sergilediği tutumla, uluslararası sistemin
noksanlarını ve hatta bağımsız bir uluslararası sistem olmadığını ifşa etmesini
beklemiyorduk. Öyle sanıyorum ki bu çok ciddi bir tehlikenin habercisi.
Uluslararası sistemin İsrail'in saldırılarını durdurma konusunda başarısız
olduğu yönünde oluşan kanaat mevcut sistemin çöküşünü getirecek ve herkesi
alternatif bir sisrtem arayışına itecektir."
BATI'DA İÇ ELEŞTİRİ YÜKSELDİ
Uluslararası elitlerin tutumlarına ilişkin Hamdan,
"Elitler arasında da bir hareketlilik olduğuna inanıyorum. ABD'de öğrenci
ve üniversite kesimini gördük mesela. Avrupa'daki sanatçılar ve akademisyenler
önce buna şaşırıyor sonra ABD'nin tutumuna aykırı bir tavır ortaya koyuyor ve
ABD'nin tavrını eleştiriyorlar ve uluslararası sistem
üzerindeki hegemonyanın sona ermesinden bahsediyorlar." ifadelerini
kullandı.
Seçkinlerin gerçek anlamda uluslararası hukukun olmadığını
anlamaya başladıklarını aktaran Hamdan, şunları kaydetti:
"Daha ziyade uluslararası hukuk, belirli çıkarlara
hizmet ettiği yerde kullanılıyor, hizmet etmediği yerde ise ihmal ediliyor ve
çöp sepetine atılıyor. Dolayısıyla elitler arasında bu duygunun ve bu inancın
artmasının ABD'nin tutumuna olumsuz yansıyacağını söyledim. Sanırım seçkinler
ABD'yi şaşırttı ama bizi şaşırtmadı. Biz bu elitlerin çatışmanın doğasını
anlayacaklarını önceden umuyorduk. Sanırım bu savaşta kazanımlarımızdan biri,
çatışmanın doğasının kavranmış olması. Bu bir işgaldir, bu bir Siyonist saldırısı
ve mazlum Filistin halkı elde etmesi gereken haklara sahiptir."
Hamas'ın bir sonraki aşamaya ilişkin tasavvuru konusunda
Hamdan, "Bugün İsrail'in Filistin meselesini tasfiye etme arzusu var.
(İsrail ordusu) Filistin yönetiminin kontrolündeki bölgelere saldırıyor.
Filistin Devlet Başkanlığı merkezine yüzlerce metre uzaktaki Ramallah kentine
saldırdı. Al Jazeera'yı kapattı, kapısını havaya uçurdu. Kentlere saldırılar
düzenledi ve sadece Hamas ya da İslami Cihad değil, Fetih ve Filistin Halk
Kurtuluş Cephesi dahil çeşitli gruplardan Filistinli savaşçılara suikast düzenledi."
şeklinde konuştu.
İsraillilerin, Filistinlilerin haklarının ortadan
kaldırılması yönünde ısrarcı bir çizgide ilerlediklerine işaret eden Hamdan, bu
tutumun "Filistin halkının direniş iradesini zayıflatmayacağına, tam
tersine Filistin halkının mücadeleye olan istekliliğini artıracağını"
kaydetti.
GAZZE HALKI ÖDEDİĞİ BÜTÜN AĞIR BEDELLERE RAĞMEN DİMDİK
AYAKTA
Hamdan, "Gazze'de acı çeken, abluka altındaki Filistin
halkı bizim babalarımız, annelerimiz, oğullarımız, kızlarımız ve
kardeşlerimizdir. Bu yıl boyunca onların yaşamsal ve sağlıkla ilgili işlerini,
malzeme temini konularını yönetmeye devam etmek için büyük çaba
gösterdik." dedi.
Filistinlilerin haklarını alması, ablukanın kalkması,
yeniden imar yapılması temelinde saldırıyı durdurmak için çalışmaya devam
edeceklerini vurgulayan Hamdan, şunları kaydetti:
"Halkımınız acılarını hafifletmek, yaşamsal ihtiyaçlarını sağlamak için Arap ve İslam bölgesi düzeyindeki hükümetler ve ülkelerle, uluslararası taraflarla iletişim kurmak noktasında her türlü çabayı gösteriyoruz. Halkımız bir yıldır devam eden saldırılara rağmen hala dimdik ayaktadır. Bu saldırıları sonlandırana kadar dik durmaya ve direnmeye devam edeceğimizin güvencesini veriyoruz."
milligazete