İsrail-Türkiye İlişkilerinin Çimentosu: Sermaye Kardeşliği

GİRİŞ: 09.10.2024 21:10      GÜNCELLEME: 09.10.2024 21:10
Rasthaber -  Geçmişten bugüne Türkiye ve İsrail ilişkilerinin çimentosunu sermaye kardeşliği oluşturuyor. İsrail sermayesi Türkiye’de birçok sektörde önemli yatırımlara sahip bulunuyor. Ayrıca, iki ülkenin patronları arasında karşılıklı ticaret, ortak yatırımlar ve şirket satın almaları yoluyla derin ve karmaşık bağlar kurulmuş durumda.

Ne hükümetin ihracatı kesme kararı ne de İsrail sermayeli/bağlantılı şirketlerin ürünlerinin boykot edilmesi gibi çağrılar tek başına bu bağları aşındırabiliyor. İki ülke sermaye sınıfı arasındaki güçlü bağlar, ihracat yasağını alternatif yollar ve rotalar ile aşıyor. Ürün boykotu çağrıları, reklam ve sponsorluk mekanizmaları piyasayı belirleyen şirketler tarafından kolayca etkisizleştirilebiliyor.

Piyasa tercihinde ısrar edilirken ve emperyalizmin uluslararası ticaret kurallarına alternatif üretmeden sadece İsrail ile değil NATO ve Atlantik cephesinin herhangi başka bir ülkesiyle ekonomik bağlarda belirleyici hale gelinemez.

Filistin halkı ile dayanışma ve İsrail karşıtlığı gerçek karşılığı, bu karmaşık bağların dağıtılmasından ve Türkiye’de sermaye sınıfının tahakkümünün ortadan kaldırılmasından geçiyor.

İsrail ile ticaret engel tanımıyor

9 Nisan’da verilen İsrail’e ihracat kısıtlaması kararının 2 Mayıs’tan itibaren ihracat ve ithalatın tamamen kesilmesi uygulamasına dönüşmesi herhangi bir caydırıcı sonuç yaratmadı. Bu kararın daha ilan edildiği sırada ihracatçılar, zaten şaşırdıklarını açıklamışlar ve alternatif yollar arayacaklarını belirtenler olmuştu.

Reuters’e konuşan bazı ihracatçılar o dönem, siparişlerini üçüncü ülkeler üzerinden İsrail'e gönderme yolları aramakta olduğunu söylemişlerdi. Yine bir başka ihracatçı Mısır, Lübnan ya da Ürdün üzerinden siparişleri gönderip gönderemeyeceklerine bakacaklarını ifade etmişti.

İsrail ile ticarette, daha 3 Mayıs’ta Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın karardan Filistin’in ve Filistin halkının etkilenmemesi için teknik görüşmelerin yapıldığını açıklaması ile kapı aslında açılmıştı. Bolat’ın ve Ticaret Bakanlığı bürokratlarının yaptıkları “teknik görüşmeler” ile ilgili detay vermediler. Ancak bu görüşmelerin Filistin’i abluka altında tutan İsrail yetkilileri yapıldığı anlaşılıyor.

Nitekim Filistin’e yapılan ihracat, kısıtlama kararlarının ardından hızla arttı. Filistin’e yapılan ihracat, bu yılın Nisan-Ağustos ayları arasında yani ihracat kısıtlamasından bu yana geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 605 oranında arttı! 2023 yılı Nisan-Ağustos döneminde Filistin’e Türkiye’den yaklaşık 55 milyon dolarlık ihracat yapılırken, bu yıl bu rakam 387 milyon dolara fırladı. Aylık verilerde ise bu artışlar daha astronomik oranlara çıkıyor. Filistin yakılıp yıkılırken böyle olağanüstü artışların tek açıklaması, İsrail’e Filistin üzerinden ihracatın devam ediyor olması.

Çünkü, Filistin İstatistik Bürosu verilerine göre bu yılın Nisan-Temmuz ayları arasında Filistin’in ithalatı yüzde 233 oranında gerilemiş. Gerileme Ocak-Temmuz döneminde yüzde 259 olmuş. Filistin’in ithalatı genel olarak gerilerken Türkiye’nin bu ülkeye ihracatının hızlı biçimde artması, Türkiye ile İsrail sermayesinin ortaklaşa kurduğu kirli mekanizmaya işaret ediyor.

Yani ihracatçı patronların daha ilk günden, “alternatif yollar arıyoruz” minvalli açıklamaları derhal sonuca ulaşmış ve alternatif rotalar bulunmuş.

Aynı aylarda bazı başka ülkelere de ihracatın anormal oranlarda arttığı görülüyor. Örneğin, Cebelitarık’a ihracat 3 milyon dolar düzeyinden yüzde 2203 artışla 71 milyon doların üzerine çıktı.

Doğrudan İsrail sermayeli 525 şirket var

İsrail ile Türkiye’de sermaye kardeşliğinin bir başka boyutunu ise İsrail sermayeli şirketler oluşturuyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2024 yılı başı itibariyle Türkiye’de İsrail sermayeli 525 şirket faaliyet gösteriyor.

Bu şirketlerden 216’sının metal ve metale bağlı otomotiv, makine-teçhizat ticareti ile daha az olmak üzere bu sektörlerdeki imalatçı firmalardan oluştuğu görülüyor. Gayrimenkul ve inşaat faaliyeti yürüten İsrail sermayeli şirketlerin sayısı ise 52’ye ulaşıyor. Turizm, otel ve lokanta faaliyeti yürüten 20 şirket, tarım ve gıda bağlantılı 13, kimya ve bağlantılı sektörlerde 12 firma bulunuyor.

Ancak Bakanlık kayıtlarındaki bu şirketler, İsrail sermayesinin Türkiye’deki varlığının sadece küçük bir kısmına işaret ediyor. İsrail sermayesinin hissesi bulunan şirketler, farklı ülkelerdeki iştirakler yoluyla Türkiye’de yaptıkları yatırımlar ve ortaklıkları bu listeye dahil değil.

İsrail sermayeli şirketler arasında Türk Nippon Sigorta ve Türk Tuborg gibi büyük şirketler de var.

İsrail’in gıda ve bağlantılı ihtiyaçlarında Türkiye’nin payı büyük

Türkiye’nin İsrail’in gıda ürünleri ihtiyacında en önemli tedarikçilerinden birisi olduğu görülüyor. Ticaret Bakanlığı’nın tarım ve gıda ürünlerinde İsrail’e ihracat potansiyeli üzerine yaptığı bir çalışmada, 2022 yılı itibariyle birçok gıda ve tarım ürününde İsrail’in ihtiyaçlarını karşılayan ülkeler arasında Türkiye’nin önemli bir payı bulunuyor.

İsrail, zeytinyağı ihtiyacının yüzde 23,1’ini, makarnanın yüzde 17,3’ünü, taze elma, armut ve ayvanın yüzde 14,8’ini, konserve sebze yüzde 15,9’unu, kakao içermeyen şekerli mamullerin yüzde 14,2’sini, yer fıstığı ve diğer kabuklu yemiş ve meyve konservelerinin yüzde 9,2’sini, tatlı bisküvi ve gofretlerin yüzde 10,1’ini Türkiye’den yaptığı ihracatla karşılıyor.

Gıda ve tarım ürünlerinde söz konusu ihtiyaçların bir kısmı Türkiye’de faaliyet gösteren İsrail sermayeli firmalar üzerinden sağlanıyor. Ancak bu ürünlerde İsrail’in konuyu stratejik bir yaklaşımla ele alıp özellikle son yıllarda İsrail sermayesinin Türkiye’de bu sektörlerde şirket satın almaya teşvik ettiği biliniyor.

İsrail sermayesi Türkiye’de şirket satın alıyor

KPMG Birleşme ve Satın Alma Trendleri raporlarına göre, 2022 yılında İsrail içecek zinciri International Beer Breweries Ltd. (IBB Ltd) şirketine bağlı Gat Foods Mersin’de meyve ve sebze işleme faaliyeti yürüten Targid A.Ş.’yi satın aldı. IBB Ltd. aynı zamanda Türk Tuborg’un da bağlı olduğu şirket. Yine 2022’de Ace Games adlı oyun şirketi, İsrail menşeli Playtika tarafından satın alındı.

2023 yılında ise IBB Ltd. bu kez Erzincan’da faaliyet gösteren meyve suyu üreticisi Tunay Gıda’yı yine iştiraki Gat Foods vasıtasıyla satın aldı.

Yine 2023’te Ankara’da kurulu bulunan FTS Filtrasyon Arıtım Sistemleri şirketinin yüzde 49’luk hissesi tarım ve endüstride sulama sistemleri üzerine uzmanlığı olan İsrail firması Amiad Water System tarafından satın alındı.

Aynı yıl Frantic Games şirketinin yüzde 28’i aralarında İsrailli yatırımcıların da olduğu bir konsorsiyum tarafından satın alındı.


sol

YORUMLAR

MALCOM-XX 2 ay önce
Sn. Putin, birilerini (AKP LİDERİNİ) haybeye şişirip durmana gerek yok bence, çünkü eğer dediğiniz gibi gerçek anlamda Filistin-Gazze konusunda duyarlı olunmuş olunsaydı, öncelikle İsrail'e çalışan Kürecik Üssü kapatılırdı, ama bu konuda AKP'de bir 'tık' çaba dahi yok, olmaz da, çünkü AKP şu anda siyasi halk desteği anlamında tamamen bitik durumdadır ve şu anda CHP seçim istese ve seçim olsa, o zaman AKP LİDERİNİN, anında halk tarafından İktidardan gönderilmesi halinde ve sonrasında, korunmasız kalmış şekilde tehditçi ve intikamcı ABD VE İSRAİL'in zerre acımasız yönetimleri tarafından anında ve çok zalimane şekilde ezilme ve de 22 yıllık birikimlerine, tereddütsüzce ve yüksek rizkli şekilde bloke konuması olasılığından gerçek anlamda panik durumunda korktuğundan dolayıdır ki ABD'ye tamamen teslim olmuş durumda görünmektedir AKP VE LİDERİ, zaten bunu, ülkemize yaptığı her ihanetvari tutumunda da fazlasıyla görmekteyiz maalesef ... Rusya'yla olan sözde dostluk ilişkileri ve tavırları da, yüksek oranda tahmin ederim ki, tamamen DERİN ABD YÖNETİMİ'nin kontrolü ve eşgüdümü içerisindedir , tavırları bunu işaret etmektedir yani AKP iktidarının, kendi bittik ömrünü uzatma çaresizliğiyledir tüm bu tavizkar ve çaresiz tavırlarının reel anlamı ne yazık ki ... ABD, bu tip bitik iktidarları özellikle büyük tavizler koparabilme anlamında, iktidarda son miadına kadar evet iktidarda tutup, posası çıkıncaya kadar kullanmak ister ki, ABD'nin de şu anda yaptığı da zaten bundan başka bir şey değildir. ABD, Türkiye anamuhlefetini de kendi kontrolünde tutabildiği içindir ki, mevcut CHP'nin başarısız Müdürü olan Özgür Özel'in erken seçim istemesini de halihazırda engelliyor görünmektedir. Halbuki şu anda CHP erken seçim istese ve buna zorlasa AKP'yi, AKP'Yİ ANINDA SİYASET VE İKTİDAR SAHNESİNDEN SİLER GEÇER AMA GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE BAŞ PATRONLARI BUNU ASLA İSTEMİYORRRR, ÇÜNKÜ BİTİK AKP'DEN KOPARACAĞI ÜLKEYİ BÖLME, SURİYE'DE RUSYA'YI OYALAMA İŞİNİ VS. CHP YAPAMAZ ! ...

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM