"Ukrayna-Rusya savaşı da, Gazze'deki soykırım da devam
ediyor. İsrail’in Lübnan’a da saldırmasıyla bölgedeki gerilim yeni bir boyuta
taşındı. İran'la halen savaş riski var" diyen Fidan, ABD seçimlerine de
değindi.
Trump'ın ikinci dönem başkanlığı: 'Her lidere nasip
olmaz'
Fidan, Trump’ın ikinci dönemi için "Bu kez, Kongre'nin
iki kanadında da artık üstünlüğü ele geçirdi. Bu her zaman her lidere tek
seçimde nasip olmaz. Böyle bir üstünlüğü var" diye konuştu. Hakan Fidan
şunları söyledi:
"Rusya-Ukrayna savaşını durdurmaya yönelik ne türden
bir adım atılacak merak ediliyor. Gazze meselesinde ABD İsrail'e daha ne kadar
destek verecek? Savaşı durduracak mı yoksa yaygınlaşmasına mı destek verecek?
Bu konuda açıkçası, 'Yüzde yüz şunu yapar' dememizi mümkün kılacak fazla bir
veri yok.
Jeostratejik kırılmaların sebep olduğu belli yakınlaşmalar
da var. Siz de takip ediyorsunuzdur. Mesela Rusya ile Çin'in yakınlaşması ne
derece olacak? Hindistan bunun neresinde kalacak? Kuzey Kore'nin şimdi
Rusya'nın yanında savaşa girmiş olması, dolayısıyla başka bir askeri cephenin
oluşacak olması önemli. Cumhuriyetçiler
Çin'e yönelik yoğun baskı politikasını tercih eden taraftalar. Demokratlar ise
neredeyse bir rejim değişikliğine gitmeyi arzulayacak kadar Rusya’ya baskı
yapılmasından yana. Şimdi, Çinliler de Amerikan yönetimlerinden payına düşen
gerilimi alıyorlar. Ruslar zaten aldılar. Biden giderayak daha ileri tedbirler
geliştiriyor. Netice itibarıyla Rusya ve Çin’in şu anda Amerika'ya karşı daha
farklı iş birlikleri arayışı içinde olmasını gerektirecek sebepleri bizzat
Amerika üretiyor. Şimdi ABD bunu ne tür bir politikayla ya da hangi diplomatik
adımla başarabilecek, onu göreceğiz. Bu adımların her biri bizi yakından
ilgilendiriyor. Bunu çok yakından takip ediyoruz."
'ABD’nin Orta Doğu’daki en önemli varlık sebeplerinden
biri İsrail'in güvenliği'
"Trump döneminde, Suriye konusunda beklentileriniz
neler? ABD’nin PKK/PYD ile ilişkisi sürecek mi?" sorusuna Hakan Fidan,
"Suriye'de Trump’ın ne yapacağı konusunda şu an çok fazla emare yok. Ancak
ilk dönemindeki birtakım yaklaşımlarından hareketle, bugün ne yapabileceğine
dair tahminler var" diye yanıt verdi.
"ABD’nin Orta Doğu’daki en önemli varlık sebeplerinden
biri İsrail'in güvenliği" diyen Dışişleri Bakanı şunları söyledi:
"ABD, Suriye’de YPG/PKK ile işbirliği yaptığı sürece
Türkiye ile ilgili stratejik sorun alanı tabii ki devam edecektir. Güvenlik
ağırlıklı bir dış politika izleyen Amerika’nın, aslında Türkiye'yi en iyi
anlayacak durumda olması lazım. Bize düşen hem diplomatik hamlelerimizle hem
sahadaki duruşumuzla, bu konudaki tavrımızı net ortaya koymaktır.
ABD, Trump döneminde Suriye'den çekilmeyi istedi, denedi.
Fakat, o dönem Amerikan sistemi bunu dinlemedi, razı olmadı. Başkanın direkt
emrinin savunma bürokratları nezdinde çok fazla bir kıymet-i harbiyesinin
olmadığı görüldü. Trump geçmişte yaşananlardan tabii ki ders almış olmalıdır.
Nitekim şu anda, benzer hadiseleri bir daha yaşamamak için kendine daha sadık
kadroları iş başına getirme arayışında olduğunu görüyoruz.
PKK/PYD ile olan ilişkiyi gözden geçireceklerini
değerlendiriyorum. Çünkü, biz bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu kendilerine
her fırsatta iletiyoruz. Demokratlar böyle bir arayışın içerisine son
zamanlarda girmişlerdi. Çünkü, bu iş birliğinin sürdürülemez olduğunu onlar da
görüyorlar. Geçici olarak başlayan bir şeyin bu kadar uzun sürmesi ve Türkiye
gibi bir müttefikin artık başka bir noktaya itilmesi, rasyonel olarak da
stratejik olarak da izahı olmayan bir konu. Açıkçası biz bunu çok fazla sineye
çekemeyeceğimizi, çekmeyeceğimizi gösteriyoruz onlara. Bu yolda da devam
etmemiz gerekiyor.
Suriye açıklaması: 'İşgal, rejim değişikliği gibi bir
derdimiz yok'
Dışişleri Bakanı, "Esad rejimiyle, istihbarat birimleri
haricinde, diplomatik yönden herhangi bir temas söz konusu mu? Liderlerin bir
araya gelmesi gündemde mi?" sorusunu da, "Suriye tarafı, özellikle şu
süreç içerisinde belli konuları çok fazla değerlendirmeye hazır ve açık
gözükmüyor. Yani kendi muhalefetiyle görüşmeye bile açık değil" diye
yanıtladı. "Ön şart koşmadıklarını" söyleyen Bakan Fidan,
"Astana Süreci sağlanan ateşkesin yapılandırılmasına ihtiyaç olduğunu"
belirtti.
Türkiye olarak "iyi niyet" ortaya koyduklarını
dile getiren Hakan Fidan, "Bizim saldırganlık veya işgal gibi bir derdimiz
yok. Rejim değişikliği gibi bir derdimiz yok" dedi.
'Ruslar pazara açılırken Basra’ya çıkmak durumundalar'
Bakan Fidan, "Irak çerçevesinde önümüzdeki dönemi nasıl
görüyorsunuz?" sorusunu da özetle şöyle yanıtladı:
"Barış ve refah dediğimiz zaman burada güvenlik ve
ekonomi konuları devreye giriyor ister istemez. Yani güvenliğe ciddi bir
stratejik zaman ayırmanız gerekiyor. Bölgede hem enerji geçiş hatları hem
ticaret alanlarının iyi işletilmesi hem güzergahlar bizim öncelik verdiğimiz
konular. Irak'la bizim ilişkilerimizin ve perspektifimizin ağırlıklı olarak
yani güvenlik üzerinden değil de ekonomi ve diğer konular üzerinden de
gelişmesi, güvenlikle bağlantılı konuların da daha rahat çözülmesine sebep
oluyor.
Son 20 yıldır Irak malumunuz inanılmaz derecede savaş,
işgal, iç savaş ve birçok konuya maruz kaldı ve iç bölünmeyle baş başa kaldı.
Şimdi geldiğimiz noktada, son 3-4 yıldır giderek daha sakinleşen, silahların
sustuğu, biraz daha başka alanlara yer açıldığı bir Irak var. Tabii Irak'ın
petrol geliri ciddi bir rakam. Yani bu rakamlar uzun yıllardır ihmal edilmiş,
yapılamamış. Yani Irak halkına altyapı götürme hizmetlerinin tamamlanması
gerekiyor. Irak Başbakanı Kalkınma Projesini bize ilk getirdiği zaman biz hemen
kabul ettik. Bölgedeki aktörlerin de katılımını da teşvik ederek, gerçekten
Irak'ı ilk defa son 20 yılda pozitif bir şekilde gündeme getiren bir proje. Biz
bunun için destekliyoruz.
Ruslar burada ne niyetle devreye giriyorlar? Rusların
aslında haritaya baktığımız zaman Ukrayna savaşından sonra Batı’yla olan
ilişkileri her alanda kesildiği gibi bu lojistik güzergahlar da kesildi. Artık
Rusya'ya ne deniz yoluyla ne karayoluyla ne demiryoluyla Batı’dan bir şey
gelmiyor. Dolayısıyla Ruslar dünya pazarlarına açılımını Baltık’taki yerlerine
ilaveten Basra’ya çıkarak yapmak durumundalar.
Süleymaniye PKK ile ilişki meselesinde bizi tatmin edici bir
adım atmadı. Biz de bu yüzden onları tatmin edecek adımları atmıyoruz. Onlara
yönelik tedbirlerimize devam ediyoruz. Süleymaniye ne zaman PKK ile ilişkisini
bitirir, bizimle ilişkisi o zaman normalleşir."
'Adada pratik gerçekliği yansıtan çözüm istiyoruz'
Dışişleri Bakanı Fidan, muhalefetin "Avrupa Birliği’nin
yolunun Kıbrıs’ta federasyondan geçtiği, bu konuda mevcut iktidarın Türkiye’nin
önünü tıkadığı" savını da yorumladı. Bu iddiaya katılmadıklarını söyleyen
Fidan, "Avrupa Birliği'nin Kıbrıs meselesindeki yaptığı tarihi hata,
Kıbrıs'ı bu haliyle kendi içerisine alması olmuştur. Bu, Avrupa Birliği'nin
belli kurumlarını bu konuda bir pozisyon almaya itiyor. Ama bu adadaki
realiteleri değiştirmiyor. Türkiye'nin orada bir mazisi var, Türklerin bir
mazisi var" dedi.
Adada "pratik gerçekliği yansıtacak çözümü
istediklerini" söyleyen Hakan Fidan, bir çözüm empoze etmediklerini öne
sürdü.
Hakan Fidan, siber tehdit konusunu da önemsediklerini ifade
etti. Bu durumun kritik altyapıyı hedef alabilecek hale geldiğini söyleyen
Fidan, "MİT’te görev yaptığım dönemden bu yana üzerinde çalıştığımız Siber
Güvenlik Başkanlığımızın yakında hayata geçecek olması ülkemiz için hayati önem
taşıyor" şeklinde konuştu.
Fidan, Atina'yla görüşmelere de değindi. Yunanistan’daki iç
politikada, Türkiye ile ilgili konuların aşırı derecede politize edilebildiğine
işaret eden Bakan, "Bir yeryüzü cenneti olan Ege denizi, ülkelerimiz için
bir ekonomik refah bölgesine dönüşmeli. Hedefimiz bu. Bu yapılabilir mi?
Yapılabilir. Her iki tarafta da gerekli miktarda olgunluk olduğu zaman,
yaratıcı çözümlerle bu hedefin yakalanabileceğine inanıyorum" dedi.
Hamas ve Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Hamas liderlerinin
Katar'dan Türkiye'ye taşındığına dair İsrail basınında yer alan iddiaları
yalanladı.
'Hamas Siyasi Bürosu Türkiye'ye taşınmadı'
Hamas'la ilgili çıkan haberlerle ilgili "Hamas’ın
Katar’daki siyasi bürosunun kapatıldığı söyleniyor, sonra Katar yalanlıyor.
Kimileri bunların Türkiye’ye geleceklerinden söz ediyor. Neler oluyor?"
sorusuna da Bakan Fidan şu yanıtı verdi:
"Türkiye olarak biz bu dedikoduları yalanladık.
Bakanlık Sözcülüğümüz, Hamas Siyasi Bürosu’nun Türkiye'ye taşınmadığını
açıkladı. Dediğiniz söylentileri Katarlılar da yalanladı. Dolayısıyla, şu anda
dediğiniz türden bir şey söz konusu değil. Yani Hamas'ın Siyasi Bürosu
Türkiye'ye gelmiş değil. Görünen o ki ABD’deki Demokratlar giderayak Hamas'ın
üzerinde biraz daha baskı yapmak istiyorlar. Muhtemelen bu sayede kendilerince
bir mesafe almayı umuyorlar. Ateşkes, barış anlaşması vesaire tarzı bir şey çıkar
mı ya da rehineler ile ilgili bir gelişme olur mu, ona bakıyorlar. Ama onların
şu anki ateşkes şartları, Hamas’ın kabul ettiği şartlar değil gibi
gözüküyor."
'Azerbaycan’a gitmek isteyen İsrail Cumhurbaşkanına hava
sahasını açmadık'
Bakan Fidan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu ve
Gallant hakkında tutuklama kararı çıkarmasını "tarihi bir hadise"
olarak nitelendirdi. "Apaçık soykırım işleyen İsrailli yöneticiler
hakkında tutuklama kararı çıkarılmış olması elbette önemli" diyen Hakan
Fidan, "Gazze’de 2 milyon insanın açlık ve susuzlukla ölüme terk
edilmesine seyirci kalınmamalı" şeklinde konuştu.