Suriye'de "Rusya'nın adamı" olarak tanınan Ahmad
al-Auda, şimdi ise ülkedeki güç boşluğunun ortasında, Libya'daki General Halife
Hafter gibi, Suriye'deki selefi yönetimlerin alternatifi olabilir.
Ahmad al-Auda, "Feilaq Thamen" (8. Tugay)
komutanıdır. Bu grup, 2011'deki isyanların merkezi olan Dera ilinden
kaynaklanması nedeniyle Beşar Esad'a karşı olan muhalefetin arasında özel bir
yere sahiptir. Al-Auda, Suriye ordusunun eski bir subayıydı ve 2011'deki
protestoların başlamasıyla birlikte, Dera'dan olan diğer subaylar gibi orduyu
terk edip yeni bir silahlı grup kurmuştur.
Önemli bir nokta ise, Suriye ordusunun orta kademe
subaylarının geleneksel olarak Dera'dan çıkmış olmasıdır ve al-Auda, Dera
ilinin Busrâ şehrinde doğmuş olup, İngilizce dilinde lisans diplomasi aldıktan
sonra Suriye ordusuna katılmıştır.
Protestoların başlangıcında, birçok diğer orta kademe subay
gibi al-Auda da Ciş el-Hur'a katılmıştır. Ancak iki yıl sonra, bazı ideolojik
benzerlik taşıyan militanlarla birlikte, "Şebab el-Sünne" adlı bir
grup kurmuş ve bu grup, Dera, Süeyda ve Kuneitra illerinde Suriye hükümetine
karşı geniş çaplı faaliyetlerde bulunmuştur.
2014 ile 2017 yılları arasında, Şebab el-Sünne, Ürdün'deki
"MOC" (Military Operations Command) operasyon odası altında faaliyet
göstermiştir. MOC, Güney Suriye'deki silahlı muhaliflerin komuta merkezi olup,
ABD, İngiltere, Suudi Arabistan ve Ürdün istihbarat servislerinin iş birliğiyle
Güney Suriye'nin istikrarsızlaştırılmasında önemli bir rol oynamıştır.
2018 sonrasında, eski Suriye ordusunun, direniş güçleriyle
birlikte ve Rus hava desteğiyle, Dera'yı teröristlerden geri almasının
ardından, Ahmad al-Auda, eşiyle akraba olan Khaled al-Mahamid aracılığıyla Rus
askeri polis güçleriyle iletişim kurmuştur.
Ruslar, al-Auda'nın Şebab el-Sünne grubunu silahlarını
teslim edip entegre etmesi karşılığında, al-Auda'ya Feilaq Thamen komutanlığını
vermiş ve onu güney Suriye'de Rusya'nın müttefiki yapmıştır. Bu dönemde, 2017
yılında al-Auda, Ruslar tarafından kimyasal silah kullanmakla suçlanmış ve
terörist listesine alınmıştı.
Son yıllarda, Ahmad al-Auda'nın komutasındaki militanlar,
Kuneitra ve Dera'nın kırsal bölgelerinde önemli bir rol oynamış ve Rus
istihbarat desteğiyle güneydeki bölgelerde tartışmasız hakimiyet kurmuşlardır.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin Suriye'deki etkinliği arttıkça, al-Auda,
Libya'daki Halife Hafter gibi, Rusya ve BAE'nin desteğiyle, Türkiye destekli
militanlara karşı bir güç haline gelmiştir.
Bugünlerde, Suriye'deki son gelişmeler ışığında, bazı
kaynaklar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün'ün Ahmad al-Auda'yı
güçlendirerek, onu güney Suriye'de bir güç merkezi haline getirmeyi
amaçladığını iddia etmektedir. Önemli bir nokta ise, geçen ayki çatışmaların
ardından, Ahmad al-Auda'nın, Tahrir el-Şam lideri Ebu Muhammed el-Culani'den
önce, Şam'a ulaşmış olmasıdır. Ancak, ABD'nin el-Culani'yi desteklemesi
nedeniyle, Suriye sahasında şu anda el-Culani'nin elinde daha güçlü bir
pozisyon bulunuyor.
Bununla birlikte, Beyaz Saray'daki değişikliklerin ve
bölgesel denklemlere etkisinin, el-Culani'nin mevcut pozisyonunu sürdürüp
sürdüremeyeceği konusunda belirsizlikler yaratabileceği belirtilmektedir.